artwork

Taste of advertising

12 yıl önce

0

Nasıl çevireceğimi tam da bilemedim – reklamın lezzeti, lezzetli reklam, reklam lezzeti. Belki daha da iyisi olumsuzlayarak çevirmek; tatsız tuzsuz reklam, lezzetsiz reklam, hatta uygunsuz reklam.

Taste of advertising kavramı için kültürün sektörel üretim zincirine müdahalesi de diyebiliriz.

Taste of advertising kavramı yasa ve yönetmeliklerin sözü bitince hüküm sürmeye başlıyor. Toplumsal değerler, beğeniler, kabullerle çerçeveleniyor. Neyin lezzetli ve neyinse tatsız, uygunsuz olduğunun kabulü kamuoyunda tartışarak oluşturuluyor.

Son günlerde bulunduğum her ortamda – medya, akademya, sektörel toplantılar ve özellikle Ankara’da – yasa ve yönetmelikler, etik kodlar tartışılıyor. Kışkırtıcı reklam kampı mensupları da, sorumlu reklam taraftarları da öfkeli. Kışkırtıcılar beğeni skorlarını öne sürüyor, sorumlular yasa, yönetmelik ve kodlara işaret ediyor.

İnançlar her iki kanatta da eleştiriye yol açıyor.

Ölçüt nedir, karar verici kimdir ?

Üretenler – reklamveren, ajans…

Bürokrasi – denetim kurulları…

Örgütlü yapılar – dernekler, platformlar…

Medya – ana akım ve sosyal medya…

Tüketiciler – kayıtsız kalan, tepki koyan veya satın alan…

Sayısal çoğunluğa dayanmaksızın, her biri ayrı ayrı ve ancak sonuçta lezzeti tanımlayacak biçimde çalışıyor.

Ölçüt henüz yok, zaman içinde oluşacaktır.

Mutlak karar verici de yok, lezzet tıpkı kültür gibi, bir aktör veya düzenleyiciye tabi olmaksızın doğal sürecinde tanımlanacaktır.

Brian Micklethwait bir yazısında şöyle diyor “I wouldn’t want this advertisement made illegal merely because I don’t like it, and I invite others to be as tolerant of the bad taste of others as I am. Lousy taste should be allowed.”

Tartışmalara bir katkı…

Ayşegül Molu
RD/RV Genel Müdürü
İstanbul Bilgi Ün. AdSchool Program Direktörü