artwork

Sürdürülebilir yaşam alanında Z dokunuşu

5 ay önce

0

Sabancı Üniversitesi Doğal Yaşamı Koruma Kulübü adına Defne Akter ve Sanim Zeiingabyl 136. sayımızda Gen Z köşemizin konuğu oldular.

İzlemek Yetti, Kontrol Bizde!

Z kuşağı olmak, içine doğduğumuz bir krizi çözme sorumluluğunu beraberinde getiriyor. Küresel ısınmanın ne olduğunu ve neler yapılması gerektiğini öğrenerek büyüdük. Yetişkinliğimizde ise öğretildiklerimizin uygulanamamasıyla tam teşekküllü bir iklim krizine dönüşmesine şahitlik ettik.

Şimdi de yavaş yavaş olağanüstü iklim olaylarından dolayı binlerce insanın hayatını kaybettiğini, milyonlarca insanın göç etmek zorunda kalacak olmasını endişeyle izliyoruz. Dünyanın farklı hallerini, pandemide evdeyken bazı düzenlerin nasıl değişebildiğini, insanların savaşlardan yaptığı canlı yayınları izledik. Dünyadaki tüm bilgilere erişimimiz varken bir yandan yanlış bilgilerin doğru olanlardan hızlı yayılabildiğini ve bu bilgilerin kitleleri ne kadar hızlı hareket ettirebildiğini gördük. Tüketimin ekolojiye yarattığı yıkımı ve bireyler için birer kimliğe dönüştüğünü en ön sıradan izledik, hatta buna bazen biz sebep olduk.

Şimdi omzunda çeşitli yükler olan bir kuşak olarak yeni dünya düzeni için kollarımızı sıvamaya başladık. Birlikte bir şeyler yaratma heyecanımı kendi kuşağımla paylaşmak harika bir şey. Kuşağımızın düşlediği yeni dünyalar, yaratmaya çalıştığı değişim ve dünyaya fayda sağlamak için yarattığı projeler beni çok heyecanlandırıyor. Bazen dünya karanlık günlerden geçiyor gibi hissetsem de, değişimin geldiğini ve hayallerimizin gerçekleşebileceğini hissedince içim umut doluyor.

Özgür Ruhumuz Bizi İleriye Götürüyor!

Bir Z kuşağı temsilcisi olarak kesinlikle söyleyebilirim ki biz önceki ve sonraki nesillerden çok farklıyız. Hayatın zorluklarını ve güzelliklerini gördük; ebeveynlerimizin nesli çevre kirliliğinin sorumlusu iken çocuklarımız bu sonuçların acı gerçeğini ilk görenler olacak. İki ucu yaşayanlar olarak, sürdürülebilirlik ve insan odaklı düşünce tarzına inanıyoruz. Bizim kuşağımızın ana özelliği, internetin bize hediye ettiği açık fikirli dünya görüşüdür, çünkü internet çağında doğduk ve büyüdük. Biz yine de toprağa ve doğaya bağlıyız ama malesef bizden sonrakiler bundan yoksun kalacaklar. Dahası, Z kuşağı olarak insan faaliyetlerinin ve bunların sonuçlarının önemini biliyoruz. Onları gören ve üzerimizde hisseden ilk nesiliz. Göçebe bir ailenin çocuğu olarak, Z kuşağını tanımlayan şeyin .zgür ruh olduğuna ve bu özgür ruha uygun bir ortamın gerekliliğine inanıyorum. Kimileri için finansal, sosyal veya eğitim alanları özgürlüğü veren şey olabilir, ancak yaşadığınız ortam asıl odaklanılması gereken konudur. Yukarıdaki tüm özelliklere sahip olan Z kuşağının, sürdürülebilir yaşam alanlarını yaratma, popülerleştirme ve geliştirme konusunda güçlü bir etki sahibi olduğuna inanıyorum. Yeni teknolojiler ve yeniliklerin yardımıyla bu etkiyi şimdiden sağlıyoruz ve daha da ileri gideceğiz!

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 136. sayısında yayımlanmıştır.