Şu bizim çizgi nerede?

Sektörün ihtiyacı olan önemli bir buluşma noktası haline gelen Kristal Elma Yaratıcılık Festivali’nin belki de en önemli parçası hâlâ Kristal Elma Yarışması. Yarışmada ödül kazananlar listesini incelediğimde, bazı çarpıcı noktalar gözüme çarptı. Özellikle Doğrudan Pazarlama Bölümü’nde geleneksel olarak interaktif/dijital kapsam/kategori açıklamaları içermeyen Etkinlik Pazarlaması, Satış Noktalarında Pazarlama, Ambient gibi bölümlerde, ödüle layık görülmüş olan dijital kökenli ajansların varlığı dikkatimi çekti. Dijital ve Dijital Kökenli Kampanyalar Kategorilerinde ise yıllardır geleneksel olarak adlandırılan ajansların varlıklarını artırdıkları gün gibi ortada.

İşte bu sonuçlar, uzun zamandır sektör olarak kullandığımız tanımlamaları sorgulamamız gerektiği tartışmalarının kanıtları olarak karşımızda duruyor. Bu sonuçlar aynı zamanda, artık, çizginin ne tarafında olduğuna göre kendi kimliklerini tanımlayan sektör paydaşlarının, çizginin nerede olduğunu umursamayan ancak “büyük fikri” doğru strateji ve uygulama ile birleştiren hem tecrübeli hem de genç ajansların dümen suyunda kalmaya başlayacaklarının habercisi. Burada önemli bir alkışı da ajanslar kadar, bu ajanslarla bu işleri çıkaran müşterilere de vermek gerektiği kanaatindeyim.

Hedef kitlelerin giderek fragmente olduğu günümüzde, markayı doğru anlayan, tek bir kanala odaklanmayan, markanın ihtiyaçları doğrultusunda geniş çaplı düşünme yetkinliğine sahip, eski ve yıpranmış kimliklere takılmamış ajanslara her geçen gün daha fazla ihtiyaç olacağı kesin. İşine bugünün anlayışlarını katarak geliştiren ve bu yeni nesil rekabet ortamında başarıya koşmaya devam eden tüm odaklanmış ajanslara ise şapka çıkarmaya devam etmek lazım.

Ödül alan tüm ajanslara ve onlara bu güzel işleri ortaya çıkarma imkanı veren tüm markalara tebrikler. Ayrıca bu güzel Festival’i sektörümüze kazandıran başta Reklamcılar Derneği olmak üzere tüm organizasyon ekibine de teşekkürler.

Sinan Günal
Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi
@sinangunal

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Ekim 2014 sayısında yayınlanmıştır.