Reklamın geleceği “açıkhava”dır!

Ürün veya hizmetin tüketiciye satılabilmesi için pazarlanmaya, pazarlamanın etkin olabilmesi için de ürün veya hizmetin tanıtıma yani reklama ihtiyacı vardır. Tanıtımın/reklamın her yönüyle ve istenilen şekilde yapılabileceği en etkin mecra da açıkhavadır.

Açıkhavada istediğiniz yerde, istediğiniz alanı kullanarak, istediğiniz şekilde, istediğiniz hedefe çok rahat ulaşabilirsiniz. Sadece yapılması gereken; hedeflenen kitleye ulaşılabilecek doğru yeri seçmek, doğru zamanda reklamı yayınlamak ve bunu doğru kreativite ile yapılmış bir afişle tüketiciye sunmak… Bu kadar net ve kesin.

Açıkhavada baskın renkleri (mavi, kırmızı, turuncu, sarı gibi) kullanmak, reklamı net ve kısa bir sloganla yayınlamak ve algılanması kolay, net yazı karakteri ve puntosu ile yazmak, kullanılan resim ile yazının afişte orantılı olarak yer alması gibi unsurlara dikkat edilmesi gerekir ki reklam etkin ve sonuç getirici olsun. Açıkhavada reklamın algılanma süresinin beş saniye olduğunu da dikkate alırsak bütün bu saydıklarımın önemi bir kez daha ortaya çıkmış olur.

Açıkhava reklamlarında genel mecra kullanımı yapmak mümkün olduğu gibi, bölgesel mecra kullanımı yapmak da mümkündür. Bu da reklamverenin geniş bir yelpazede ve fazla seçeneğe sahip olması anlamına geliyor ki bu durum reklam veren açısından bulunmaz bir nimettir, bunu başka mecralarda yapması neredeyse imkânsızdır. Bu da reklamverene açıkhavayı tercih etmesi için bir öncelik sağlıyor. Diğer yandan büyümek isteyen KOBİ’ler açıkhavayı kullanarak büyüyorlar. Bu tür firmaların veya markaların çok büyük reklam bütçeleri olmadığı için en rahat ve en etkin kullanabilecekleri mecra açıkhava. Çünkü açıkhavada istedikleri şekilde hareket etme imkânları var.

Bütün bunların yanı sıra açıkhavanın her geçen gün kendini yenilemekte olduğunu ve geliştirdiğini de (açıkhavanın ölçümlenmesi için yapılanlar, mecranın ARVAK çatısı altında birleşmesi gibi) dikkate alırsak geleceğin reklam mecrası olarak ilk sırada açıkhavanın yer alacağını belirtmek hiç de iddialı bir söylem olmaz.

Biz açıkhavaya inanıyoruz ve güveniyoruz. Çünkü açıkhavada yer almak farkındalık ve ayrıcalık yaratır.

Çünkü hayat sokaklarda yaşanıyor.

Mehmet Demirci / Arvak Yönetim Kurulu Üyesi

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Mayıs 2013 sayısında yayınlanmıştır.