artwork

Post-pandemi döneminde dijitalleşen KOBİ’ler

4 yıl önce

0

Son birkaç ay, sosyal medya platformlarının bizleri ihtiyaç duyduğumuz şeylerle bir araya getirme konusundaki gücünü bir kez daha gösterdi. Birçoğumuz daha güvenli ve kolay olduğu için gerek market, gerekse kıyafet ya da ev eşyası alışverişlerimizi online üzerinden gerçekleştirdik. Şehir dışındaki bir çiftlikten maya ve süt siparişi verirken, e-ticaret sitelerinden maske, dezenfektan ve kıyafet satın aldık. Vitrinlere bakmak ve mağaza gezmek yerine markaların websitelerini veya Instagram hesaplarını ziyaret ettik.

Her ne kadar normalleşme süreciyle birlikte evden çıkmaya ve unuttuğumuz alışkanlıklarımıza geri dönmeye başlasak da, sosyal medya platformları hayatı kolaylaştırmaya devam ediyor. Söz konusu küçük işletmeler olduğunda ise bu platformlar belki de daha önce hiç olmadıkları kadar büyük bir öneme sahipler. ABD’de yaptığımız bir anket çalışmasının sonuçları da bunu doğrular nitelikte. Bu çalışmaya göre, dünyada pandemiden en çok etkilenenlerden biri olan küçük işletmelerin birçoğu nakit ve talep sıkıntıları sebebiyle kepenk kapatırken, müşterilerine online üzerinden ulaşmanın ve dijitalleşmenin yeni yollarını arayan küçük işletmeler gelecekleriyle ilgili iyimserliklerini koruyor.

Biz de Facebook olarak hem dünyanın dört bir yanındaki, hem de Türkiye’deki küçük işletmelerimizin iyimserliğini boşa çıkarmamak adına var gücümüzle çalışıyoruz. Ticaret Bakanlığı ve TOBB iş birliğiyle ülkemizdeki KOBİ’lere destek olmak adına hayata geçirdiğimiz “COVID-19 KOBİ Kaynakları” sayfası, bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz girişimlerimizden yalnızca biri… Önümüzdeki günlerde ülkemizde duyurmayı planladığımız hibe programımız, Facebook Shops özelliğimiz ve KOBİ kampanyamız ile de küçük işletmelere finansal ve teknik destek sunmaya devam edeceğiz.

Küçük işletmelerin topluluğumuzun yapı taşı olduklarını ve onlar başarılı olduğunda topluluklarımızın da güçleneceğini unutmamalıyız.

Facebook Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkan Yardımcısı
Derya Matraş

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye’nin 102. sayısında yayımlanmıştır.