artwork

Ofis Mimarisi: Google Türkiye

11 yıl önce

2

Bu haber Campaign Türkiye’nin Ağustos 2012 sayısında “Çalışanların tüm isteklerinin karşılandığı Google ofisi” başlığıyla ve İç Mimar Selim Şenok imzasıyla yayınlandı. 

Google Türkiye’nin ofisinde neredeyse yok yok. Türkiye’nin farklı yerlerinden esintiler taşıyan ofiste masaj odasından scooter’a kadar personelin isteklerinin hepsine yer verilmiş.

Alaçatı Cafe…

Bugünlerde herkes aradığını artık çok rahat buluyor. Nereden mi? Tabii ki internetten. Bunu sağlayan ise Google arama motoru.  Bir gün içinde sadece İstanbul’dan kaç kişi ne kadar arama yapıyor acaba? Ya Ankara, Kocaeli, Mardin, Trabzon, Antalya… vs.

Bundan dolayı Google ofisine gideceğim gün çalışanların da çok yoğun ve zor bir ortamda çalışacağını düşündüm. Nisan ayında Kanyon’dan Tekfen Tower’a taşınan Google ofisine girdiğim anda ilk şaşkınlığımı yaşadım.

Girişteki küçük toplantı odası

Yoğun ve gürültülü bir ortam beklerken, sessiz bir ortam ile karşılaştığım gibi, Tekfen Tower içinde tuğla tavanlı bir yer de beklemiyordum. Şu anda Google Türkiye 30 kişilik bir ekip. Ancak 1.200 metrekarelik ofis ilerideki büyüme planlanarak tasarlanmış. Tasarlanmış diyorum çünkü ofisten seçilen üç kişi tüm ihtiyaçları ve istekleri belirleyerek, mimar Burcu Şenparlak’a sürekli bilgi aktarımında bulunmuş.

Giriş… Tavanda Osmanlı tarzı tonoz kullanılmış.

Üç temel prensip

Google değişik ülkelerde ofisleri olan bir firma. Her ülkede ofis tasarımında, o ülke ile ilgili obje ve motifleri kullanmayı tercih ediyorlar. Burada da Türkiye hakkında bazı yerler ön plana çıkartılmak istenmiş ve Türk tasarımcılara ait mobilyalar kullanılmış. Bu istek yerine getirilirken firmanın üç temel prensibinden kesinlikle ödün verilmemiş. Fikir Paylaşımı, Ergonomi, Motivasyon…

Çalışma alanı… Oldukça sessiz ve sakin. Çalışma alanı… Yeni fikirlerin tartışıldığı kara tahta dikkat çekiyor.

Girişin hemen sağ tarafında yer alan cafe bölümü hem toplantılar hem öğlen yemekleri için kullanılırken farklı ve modern tasarımı ile de dikkat çekiyor. Özellikle tavandaki aynalar ilgi odağı oluyor. Aynı yerde bulunan bilardo masası, kütüphane ve televizyon bölümü ise fikir paylaşımının yoğun yaşandığı bir mekan olarak öne çıkıyor.

Bisiklet, ofisin en gözde ulaşım aracı.

Toplantı odalarında Türkiye esintileri

Tüm ofis cam ile çevrili olduğu için “mimaride gün ışığı”nın önemini burada çok iyi bir şekilde görüyoruz. Gün ışığından maksimum yararlanmak için tüm çalışma grupları cam kenarlarına yerleştirimiş. Toplantı odaları ise birkaç senedir çok moda olan isimlendirmeler ile anılıyor. Mesela Galata… Bu odada Galata’dan esintiler bulmak mümkün. Mesela Kapadokya… Bu odada ise sizi tavanda uçan balonlar karşılıyor. Mesela Nemrut… Burada da tahmin edeceğiniz gibi dünyanın sekizinci harikası sayılan tanrıların dağı Nemrut’ta hüküm sürmüş Komagene krallığından kalan malum heykel resimleri ile karşılaşıyorsunuz. En büyük toplantı odasında ise tema yedi tepe İstanbul. Burada da tavana yakın duvar komple neondan yapılan İstanbul silueti ile kaplanmış.

Kapadokya toplantı odası… Çok yaratıcı ama perde daha pastel bir renk olabilirdi. Nemrut… En sade çalışma odası

Son zamanlarda özellikle yabancı firmaların toplantı salonlarında görmeye alıştığımız multimedya olayı bu ofisin her köşesinde. Çünkü tüm dünya ile neredeyse tüm toplantılar ‘conferance call’ şeklinde yapılıyor. Özel görüşme yapmak isterseniz, bunun için de 1-2 tane oda tasarlanmış. Bu odalar karanlık, sebebi ise yine aynı. Görüntülü görüşme…

7 tepe İstanbul… Büyük toplantı odası

Ofiste scooter ve bisiklet

Bir yerde şöyle bir şey okumuştum: “İnsanın en büyük buluşu, anlaşarak ekip halinde çalışmaktır”. Bu sözün Google çalışma tarzını yansıttığına inanıyorum. Tam da bunu düşünürken yanımdan scooter ile bir çalışan, arkadan bisiklet ile diğer bir çalışan geçiyor; “Pardon toplantıya yetişiyoruz” diyorlar… Şaşırmayın… Burası Google ofisi… Ofis şimdiki personel için fazla büyük olduğu için şimidilik her yeri masa ile dolduracaklarına holleri geniş tutmuşlar ve buralarda bisiklet ya da scooter ile dolaşarak hem stres atıyorlar hem de toplantılarına yetişiyorlar.

Her an yanınızdan scooter’lı biri geçebilir.

Tabii stres atmak için masaj odasına randevu almak da bir başka seçenek. Bu aralar ofislerde sık sık masaj olayına rastlamaya başladık. Masa başı çalışanların yoğun olduğu ofislerde tercih ediliyor. Benim kafama takılan ise ‘masa’ ve ‘masaj’ arasındaki bir harflik fark… Acaba ben mi bir şey kaçırıyorum?

Masaj odası… Randevu ile tüm personele açık.

Google, ekibine gerçekten güveniyor olmalı ki ekibin isteklerinin neredeyse hepsine ofiste yer verilmiş. Nasıl mı? Diyelim ki çok çalıştınız, canınız masaj istedi. İşte size masaj. Masaj sonrası bisiklete binmek istediniz, işte size bisiklet. Bisiklet sonrası soluklanıp kendinizi bir Alaçatı kahvesine atmak istediniz… Alın size Alaçatı kahvesi. Evet, yanlış okumadınız. Fotoğraflardan da görebileceğiniz gibi ofis içinde tam bir Alaçatı kahvesi yapılmış… Daha ne ister ki personel?

Çalışma bölümündeki fiskos köşesi

Bir Arap atasözü vardır, “Ayakkabım yok diye üzülürdüm. Ayaksız bir adam gördüm.” Şimdi bunu niye yazdın diyeceksiniz. Burada çalışan arkadaşlara ithaf etmek istedim… Onlar herhalde anlamışlardır.

Kütüphaneden detay… Türk esintileri her yerde. Dinlenme alanı… Televizyon ve masa tenisi Kafe ve yemekhane… Aynı zamanda şirket eğitimleri için de kullanılıyor. Tuvaletler… İnsanın çıkası gelmiyor. Özel multimedya görüşme odası. Salıncak sefası için parka gitmeye gerek yok. Ofiste kullanılan farklı aydınlatmalar dikkat çekici. Rahat toplantıların yapıldığı yer

A. Selim Şenok / İç Mimar – SŞ Mimarlık