Site icon Campaign Türkiye

‘Mono’ seçim

Dünya demokrasileri seçimleri duellolarla siyasiler arasında bir yarışma platformuna çevirirken Türkiye bu geleneğe uzun yıllar önce veda etti. Bizde diyaloğu ara ki bulasın… Seçimler liderlerin büyük kalabalıklara yaptıkları monologlardan ibaret…

1980-90’lı yıllardı. Televizyon denince aklımıza gelen tek şey TRT olurdu. Liderler yine seçim otobüslerinin üzerine çıkıp kendileri için toplanan kalabalıklara hitap ediyordu. Yine birbirleri hakkında zaman zaman çok sert ifadeler kullanıyordu… Ama seçimler öncesinde halkın en çok merakla beklediği, oy oranı ne olursa olsun, fikirleri ne kadar küçük/marjinal bir grubu temsil ederse etsin tüm liderlerin eşit şartlar altında bir araya geldiği seçim tartışma programlarıydı. TRT’nin atadığı moderatörün yönetiminde her biri birbirine eleştirilerini sıralar ve verilen cevaplar sonucu halk kimse oy vereceğine bu programlar sayesinde karar verirdi. Aradan geçen yıllar içinde demokrasimizin bazı alanlarda olgunlaştığını söylemek belki mümkün ama siyaset kültürümüzde politikacıların artık farklı fikirlere daha fazla saygılı olduğunu söylemek pek de mümkün değil. Artık bırakın siyasetçilerin bir araya geldiği açık oturumları, liderlerin TV kanallarına verdiği röportajlar bile bir sirki andırıyor. Peki dünyada liderler arasındaki rekabet nasıl bir atmosferde ortaya konuyor? Birkaç örnek verelim…

ABD

ABD Başkanlığı için yarışan adaylar defalarca kendilerine sert sorular hazırlayan gazetecilerin karşısına çıkıyor. Bu sırada birbirlerinin sözlerine de karşılık verme fırsatını buluyorlar. Üniversitelerin ev sahipliği yaptığı bu ‘debate’ler sonucunda Amerikan halkı kendini hangi adaya daha yakın hissettiğine karar veriyor. Siyasetçiler de en sert eleştirilerini siyasi nezaket çerçevesinde birbirlerinin gözlerinin içine bakarak söyleyebiliyor. Bunun yanı sıra adaylar ABD’nin hemen hemen tüm önde gelen TV kanallarına bire bir mülakatlar veriyorlar. Bu röportajlar sırasında gelen çok sert, bazen eleştiri dozunu aşan sorulara dahi sükunetlerini koruyarak tatmin edici cevaplar vermek zorunda kalıyorlar.

İngiltere

Çok nadir olarak bir İngiliz liderini elinde mikrofon bir meydanda halka hitap ederken görebilirsiniz. Bunun yerine çoğu, seçim öncesinde belirli komüniteleri ziyaret ederek sorunlarını dinlemeyi tercih ederler. Rakiplerine karşı siyasi saldırılarını ise seçim öncesinde TV’den yayınlanan tartışmaya saklarlar.

Örneğin 2010 seçimlerinde TV tartışması öncesinde seçimlerde kendisine hiç şans tanınmayan Nick Clegg, seçimin favorileri Gordon Brown ve David Cameron karşısında tartışmada gösterdiği olağanüstü performansla iki siyasetçinin arasından sıyrılıp yıldız olmayı başarmış ve bu da oy oranına çok olumlu bir şekilde yansımıştı.

Almanya

Almanlar ‘TV düellosu’ adını verdikleri tartışmayı seçim öncesinde çok ciddi bir şekilde takip ediyor. 20 milyon Alman’ı ekrana kilitleyen düello tüm Alman kanalları tarafından naklen veriliyor. Son düello seçimde en yüksek oyu alması beklenen Merkel ve Sosyal Demokrat rakibi Peer Steinbrück arasında gerçekleşmiş ve iki lider Almanya’nın en sert sorular soran gazetecileri karşısında ter dökmüştü.

Fransa

1974’ten beri TV tartışması kültürüne sahip ülkelerden biri. Son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sarkozy ile Hollande’ın kapışması 30 milyona yakın Fransız tarafından izlenmiş ve Hollande’ın seçim zaferinde büyük rol oynamıştı. Sadece 2002 yılında Jacques Chirac, ikinci tura aşırı sağcı Le Pen’in kalması sonucu TV tartışmasına katılmayacağını açıklamış ve bu yılda bir yayın gerçekleşmemişti.

Yunanistan

Yunan siyasiler Türkiye’deki seçim mitingi kültürünü devam ettirenlerden. Ancak hiçbiri bizdeki gibi il il dolaşıp bazen günde 3-4 miting yapmıyor. Yine seçmen için en heyecanlı bölüm tüm liderlerin bir araya geldiği TV tartışması. Yunan devlet televizyonu NET tarafından organize edilen ve diğer özel TV kanalları tarafından da yayınlanan tartışmada soruları yayına katılan TV kanallarının gazetecileri soruyor. Her liderin cevap vermek için eşit süresi var. Ayrıca liderlere herhangi bir rakiplerine 1 soru sorma hakkı veriliyor. Tartışma programında siyasi yelpazenin her noktasından parti liderleri düşüncelerini büyük parti liderleriyle eşit platformda ortaya koyma imkanı buluyor.

Afganistan

Taliban zulmünden kurtulan Afganistan halen dünyada birçok kişi için demokraside en geri ülkelerden biri olarak nitelendirilebilir. Ancak Kabil merkezli bir TV kanalının başkanlık seçimleri için bir araya getirdiği adaylar batı demokrasilerine taş çıkartacak şekilde bir tartışmayı geçtiğimiz şubat ayında gerçekleştirmeyi başardılar. Bu TV tartışması Afganistan için de bir ilk oldu.

 

Uğur Koçbaş

Vatan Gazetesi Yazı İşleri Müdürü

Twitter: @EnTaroAdun

Bu yazı Campaign Türkiye Nisan 2014 sayısında yayınlanmıştır.

 

Exit mobile version