Site icon Campaign Türkiye

İnternette Tekzip

İnternet hiç şüphesiz en fazla kişilik hakkı ihlalleri yaşanan mecra.  Öyle ki; idari ve adli mercilerin internet üzerindeki denetiminin nispeten sınırlı olması nedeniyle, hemen herkes kendini bir gün internetteki hukuka aykırı bir yayının konusu olarak görebilir ve “ne yapmalıyım acaba” diye sorabilir.

Evet, internetteki bir yayın yoluyla kişilik hakkı ihlal edilen kişi ne yapmalı, hakkını nasıl takip etmeli?

Bu durumdaki bir kişi maddi/manevi tazminat talebinde bulunabilir, yayın aynı zamanda suç teşkil ediyorsa cezai takibat yapılması için şikayetçi olabilir, ayrıca cevap ve düzeltme hakkını kullanabilir.

İşte, benim burada asıl bahsetmek istediğim, nispeten süratli ve tatmin edici bir yöntem olarak internet yayınlarının tekzibi konusu.

2007 yılında yürürlüğe giren ve biz hukukçuların kısaca  “elli altı elli bir” olarak ifade ettiği  kanun, internet üzerinden yapılan yayınlar yoluyla hakkı ihlal edilen kişinin cevap ve düzeltme hakkını kullanma şartlarını da içeriyor.

Buna göre; ilk etapta yapılması gereken internet sitesine, bir hafta süreyle yayınlanması talebiyle bir cevap ve düzeltme metni göndermek ve hukuka aykırı içeriğin yayından çıkarılmasını istemek.

Başvuruyu alan internet sitesinin, iki gün içerisinde talebin gereğini yapması gerekiyor. Bu süre zarfında cevap ve düzeltme metni yayınlanmaz ise sulh ceza mahkemesine müracaat ediliyor.

Kesinleşen sulh ceza mahkemesi kararını yerine getirmeyen internet sitesi sahiplerinin ise altı aydan iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması söz konusu.

Evet, Yargıtay’ın dediği gibi “gazeteci bir savcı gibi araştırma yapmak zorunda değil”, fakat gazeteci aynı zamanda habere konu olayı araştırmak, olayın gerçekleştiği andaki bilgiler doğrultusunda gerçekliğine ikna olduktan sonra haberi yayınlamak zorunda.

Şu bir gerçek ki, sırf duyum üzerine haber yapılmasının zararını öncelikli olarak basının kendisi görmekte. Eğer internet yayıncıları bizzat öz denetim yapmazsa, idare, yasa koyucu tarafından denetim mekanizması olarak belirlenebilir.

Her işleminde kamu yararı amacını gütmek zorunda olan idarenin, bu amacın dışına çıkmak konusundaki eğilimi düşünüldüğünde,  son aşamada “internetimi geri istiyorum” haykırışlarının da bir sonuç vermeyeceği düşüncesindeyim.

Av. Emel Göçmen Bozoğlu

Exit mobile version