artwork

“Bilmek değil yapabilmek”

4 ay önce

0

Başarılı kurumsal hayatının ardından moda dünyasına girerek görsel mağazacılık ve perakende alanında danışmanlık yapan Oğuzhan Çoşkun, 137. sayımızda “The Story” köşemizin konuğu oldu.

Oğuzhan Coşkun, yaklaşık 20 yıllık başarılı kurumsal kariyerinin ardından görsel mağazacılık ve perakende alanında hizmet veren danışmanlık şirketi olan “Vitrindeyiz”i kurarak global ve yerel markalara danışmanlık hizmeti veriyor.

Üretmeyi ve müziği çok sevdiği için, bu hobilerini birleştirerek aranjör Tansel Doğanay ile pandemi döneminde “Ont Music Network” adını verdikleri plak şirketini hayata geçirdi. Bunun yanında bilgi paylaşmak hayatin mottosu olduğu için ayrıca İstanbul Moda Akademisinde moda, perakende ve görsel mağazacılık üzerine dersler ve eğitimler veriyor.

LinkedIn’de paylaştığı”Vitrindeyiz Bülten” adlı newsletter’1 aracılığıyla perakende, moda ve teknoloji haberlerini her hafta cuma günü saat 19.00 da aboneleri ile paylaşıyor.

Burak Becan: Modaya olan ilginiz nasıl başladı? Kendi platformunuzu kurup sayısız moda markasına görsel sunum danışmanlığı yapma maceranız nasıl başladı?

Oğuzhan Coşkun: Perakende benim için her zaman ilgi çekici bir alan olmuştu. Bizim dönemimizde bilgiye hemen ulaşmak kolay değildi. Müzik dergileri, MTV ve derken global markaların ülkemize adim atması, aslında bu renkli dünya ile tanışmamı sağladı. Aslında perakende dünyasına ilk adimim İstiklal Caddesinde arkadaşlarımla gezerken, “Bizimle Çalışmak istersen, Bize Katil” ilan ile global bir marka ile başladı. İçeriye girerken amacım yaz tatilinde çalışır ve okul başlayınca çıkarımken, konu başka bir yere evrildi. içeri girip o formu doldurduğum zaman benim beklentim hemen başlamaktı ama öyle olmadı. İyi ki olmamış, 15 günlük çok mükemmel bir eğitime dahil olarak, markanın mağazasında 17.00-22.00 arası part time satış danışman olarak başladım. Ve tiyatrocuların dediği gibi, o sahne tozunu aldıktan sonra perakende dünyasının birçok alanında keyifle çalışmaya devam ettim.

Burak Becan: Bize biraz “Vitrindeyiz’den” bahseder misiniz? Hikâye nasıl başladı ve şu an neler yapıyorsunuz?

Oğuzhan Coşkun: Vitrindeyiz’in kurulusuna gelirsek, aslında benim böyle bir yapı çıkarmak gibi bir fikrim yoktu. Sadece hayatimin bir alanında kendi isimi yapmak gibi bir düşüncem vardı, ancak ne olduğu konusunda bir fikre sahip değildim. Son çalıştığım şirkette Türkiye, MENA ve Kuzey Afrika’nın Görsel Sunum Müdürüydüm. Bir organizasyonel değişiklik nedeniyle pozisyonumun kapatılacağını söylediler. Ancak aynı gün bir şirket kurarak bana dış kaynak olarak danışmanlık yapma teklifi geldi. Aslında benim ve Vitrindeyiz’in yolculuğu böyle başladı. Bu yolculuğa başladığım dönemde FMCG alan dışında bu hizmeti veren şirketler mevcut değildi. En büyük avantajım, global is yapış seklini şirketim uyarlamak oldu. ilk basta küçük çaplı bir girişim olarak, daha önce yaklaşık 10 yıl çalıştığım eski şirketimle başladım. Zamanla is büyüdü ve çeşitli markalar beni arayarak beraber is yapmak istediler. Her bir markanın özgün tarzını anlamak ve onları en iyi şekilde temsil etmek, benim ve ekibim için keyifli bir macera haline geldi Vitrindeyiz olarak, şirket mottomuzda belirttiğimiz gibi, “Milyonlarca ürün üretebilirsiniz ama sergileyemezseniz satamazsınız.” Çalıştığımız markalar için özel ekipler kuruyoruz ve markadan gelen aylık ürün yerleştirme planlarına göre, ürünlerin tüketicilerle buluşmasını sağlamak adına reyon hikayeleri kurguluyoruz. Bazı markalara perakende konularında geniş bir yelpazede danışmanlık hizmeti sunuyoruz. Bu kapsam, mağaza ekiplerinin eğitiminden başlayarak, hangi ürünün hangi mağazada olması gerektiği vitrin tasarımı ve markanın mağaza secimi gibi konular içermektedir. Diğer durumlarda ise sadece eğitim desteği sağladığımız markalarla çalışıyoruz. Bu kısa vadeli is birliklerinde genellikle perakende trend eğilimleri, renk eğitimleri, mağaza içi alan yönetimi gibi çeşitli eğitim programlan planlıyoruz. Özetle, farklı farklı çalışma modellerimiz bulunmakta ve her marka içinden kendi ihtiyaçlarına en uygun olan modeli seçip ilerliyoruz. Görsel mağazacılığı sadece moda markalar olarak düşünmemeliyiz. Aynı: zamanda cafe, banka, beyaz eşya markalan gibi çeşitli sektörler ile de çalışıyoruz. Çünkü her markamın temel amacı, ürününü tüketicilere en iyi ve doğru şekilde sunmaktır.

Burak Becan: Profesyonel çalışma hayatinin yanında farklı alanlarda da bir şeyler yapmak isteyen kişilere özellikle de girişimci gençlere tavsiyeleriniz var mıdır?

Oğuzhan Coşkun: Sevgili Cem Boyner’in çok güzel bir lafı vardır: “isin anahtarı bilmek değil, yapabilmek!” Risk almak ve hatalardan ders çıkarmaktan korkmayın. Çünkü başarı genellikle deneyimlerle gelir. Bu nedenle, isi ne kadar iyi bilirseniz bilin, bir sonraki asamaya geçmeli ve o isi denemelisiniz ki yapabilme potansiyeline erişebilin. illa bunu kariyer olarak düşünmeyin; bu bir resim yapmak olabilir ya da şarkı söylemek. Ne kadar çok pratik yaparsanız, o kadar gelişirsiniz. ilgilendiğiniz sektörleri yakından takip edin ve liderleriyle iletişim kurarak ağınızı genişletin. Yeteneklerinizi sürekli geliştirmek için eğitimlere katilin ve zaman yönetimi becerilerinizi ivileştirin. Ve en önemlisi, kesinlikle hayattan zevk aldığınız bir isi yapabilmenin yollarını arayın.

Burak Becan: Türkiye’de ve dünyada perakende geçmişten günümüze nereye doğru gittiğini düşünüyorsunuz? Teknolojinin gelişmesi ve her gecen gün tek tipleşmeye giden dünyada gelecekte ayni şeyleri beğenip ayni şeyleri mi giyineceğiz?

Oğuzhan Coşkun: Perakende, sürekli gelişen bir sektördür, özellikle pandemi döneminde yaşanan süreç, eski tip düşünme modellerini değiştirmiştir. Pandemi sırasında mağazalar kapandı ve online ticaret zirve yaptı; bu satış modeline hazır olan markalar çok güzel sonuçlar elde ettiler, ancak diğer yandan online ticaret için hiçbir altyapısı olmayan veya lojistik sorunlarıyla basa çıkamayan markalar zorlandılar. Yine pandemi döneminde, “Zara 1200 mağazasını kapatıyor” haberi, fiziksel mağazacılığın sona erip ermediği konusundaki tartışmaları gündeme getirdi. O dönemdeki yazılarımda ve katıldığım can yayınlarında sürekli sunu savundum: Fiziksel mağazacılık bitmez, sadece boyut değiştirir; çünkü perakende, evrilen bir olgudur ve dedigim gibi, deneyimsel mağazacılık önem kazanmıştır.

Pandemi sona erdikten sonra online satışlarda yavaşlama görüldü ve Amazon ilk defa zarar açıkladı. Teknolojinin gelişimi, her sektör gibi perakendeyi de derinden etkiledi; artırılmis gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR) ve yapay zekâ(AI) hayatımıza hızla uyum sağladı ve her alanda kullanılmaya başlandı. Perakende müşteri deneyimini geliştirmeye yönelik öneriler günümüzde sıkça konuşuluyor, çünkü tüketiciler artık kelimenin tam anlamıyla her yerden alışveriş yapabiliyorlar ve bu nedenle tüketiciyi markaya bağlamak son derece önemli hale gelmiştir. Özellikle küresel arenada pop-up mağazalar nem kazanmış; sadece online satış yapan markalar için fiziksel olarak tüketicilerle buluşmuşlardır. Yeni kavramlar daha fazla konuşmaya başladık ve bu konuşmalara devam edeceğiz; gümüş ekonomi, kapsayıcılık ve su an içi biraz boşalmış gibi görünse de sürdürülebilirlik. Hemen hemen her ülkede perakendeyi deneyimlemiş biri olarak ülke olarak bu isi çok iyi yaptığımızı da söylemek isterim. Son olarak, ayni kıyafetleri giyme konusuna gelirsek, bu da globalleşmenin getirdiği bir durumdur. Ancak burada kişiselleşme devreye girecek; Nike’in ID projesi gibi tüketicilere kendi ayakkabıların tasarlama fırsatı sunan markalar, aynı tip giyinmeyi bir nebze farklılaştıracak gibi görünmektedir.

Burak Becan: İlerleyen dönemde neler yapmak istiyorsunuz? Hayalleriniz neler?

Oğuzhan Coşkun: Vitrindeyiz’in dünya piyasasında daha fazla söz sahibi olmasını istiyoruz. Evet, farklı ülkelere seyahat ederek oralarda da hizmet veriyoruz fakat bunu bir üst boyuta çıkarıp bir Avrupa ülkesinde ofis kurma hayallerimiz var ki 2024 planımız içinde yer alıyor. Vitrindeyiz dışında, niş bir alan için kapsül bir giyim koleksiyonu üzerinde çalışıyoruz. Bu koleksiyonun bitmiş halini görmek, su an için en büyük hedefim ve hayalim sanırım.

 

Bu içerik ilk olarak Campaign Türkiye’nin 137. sayısında yayımlandı.