artwork

“Bazı şeyler sadece yolda öğrenilir”

12 ay önce

0

Kendi potansiyelini arama peşinde bir kadın girişimcinin hikayesi… Kurumsal hayatı geride bırakıp girişimci ruhunu ortaya koyarak kendi markasını kurdu. Arıcılık yapan girişimci Gökten Doğan, 131. sayımızda “The Story” köşemizin konuğu oldu.

Bilgi Üniversitesi Reklamcılık Bölümü mezunu, Büyük Dedemin Balları markasının kurucusu ve yöneticisi Gökten Doğan hikayesinin başlangıcını; “Müzede gördüğüm bir metinle kendi iç dünyamda minik bir aydınlanma yaşamıştım ve kendimi kraliçe arı ile özdeşleştirmiştim. Dişi bir lider, kadın bir girişimci olarak arıcılık sektöründe neler yapabileceğimi düşünmeye başladım. Sonrasında Türkiyede ve Dünyada bal ve arıcılık sektörüyle ilgili araştırmalar yapmaya başladım.” Diyerek açıklıyor.

Burak Becan: Arıcılığa olan ilginiz nasıl başladı? Bu ilgiyi bir girişimcilik hikayesine nasıl dönüştürdünüz?

Gökten Doğan: Ailem kuşaklardır arıcılık yapıyor. Büyük dedem, dedem, babam…. Fakat bu erkek egemen mesleğe benim hiçbir zaman ilgim olmamıştı. Hikayem Roma ziyaretim sırasında başladı. Romada gezdiğim bir müzede ortaçağdan kalma arıcılıkla ilgili bir metin gördüm. Metinde dişi bir yöneticiye sahip olduklar için Ortaçağ’da arıların araştırılmasının yasaklandığı yazıyordu. Dişi bir liderin halka kötü örnek olarak eril otoriteye zarar vereceği düşünülüyormuş. Bundan çok etkilendim ve nesillerdir ailemin sürdürdüğü arıcılığa karşı müthiş bir yakınlık duymaya başladım. 

Burak Becan: Kendi markanızı kurma hikayenizden bahseder misiniz? Markalaşma sürecinizde ne gibi zorluklar yaşadınız?

Gökten Doğan: Müzede gördüğüm metinle kendi iç dünyamda minik bir aydınlanma yaşamıştım ve kendimi kraliçe arı ile özdeşleştirmiştim. Dişi bir lider, kadın bir girişimci olarak arıcılık sektöründe neler yapabileceğimi düşünmeye başladım. Sonrasında Türkiyede ve Dünyada bal ve arıcılık sektörüyle ilgili araştırmalar yapmaya başladım. Benim ailem gibi çok fazla arıcı aile olduğunu fakat üretilen ürünleri katma değerli bir şekilde pazara sunarak bölge ve ülke ekonomisine katkı sağlamak açısından ne kadar geride kalındığını farkettim. Reklamcılık eğitimimden aldığım reflekslerle markalaşmamış, standartları ve kriterleri oturtulmamış ballarımızın pazarda hak ettiği değeri görmediğini anladım. Böylece hikayemi bir markaya dönüştürmeye karar vererek 2018 yılında Büyük Dedemin Balları markasını kurdum. 

Zorluklardan bahsedecek olursak arıcılık maalesef sahada orta yaş üzeri erkek egemen bir iş kolu olarak görülüyor. Bal üretiminde genç bir kadın olarak var olmaya çalışmak, başlı başına büyük bir zorluktu. Sonrasında müşteri deneyimi açısından zorluklarımız oldu. Bal gibi çok fazla sahteciliğin yapıldığı kirli bir sektörde güven oluşturmaya çalışmak son derece zorlu oldu. Bu zorluk sektörel açıdan hala devam ediyor. 

Burak Becan: Kurumsal çalışma hayatından bambaşka bir alana, yaşam biçimine geçişiniz nasıl oldu? Bu kararı almanızdaki etkenler nelerdi? Bu kararı aldığınız zaman çevrenizdeki kişilerin tepkileri neler oldu?

Gökten Doğan: Üniversiteden sonra Reklam ajansında çalışmaya başlamıştım. Fakat kurumsal hayatın hiyerarşik yapısı ve kendi potansiyelimin sürekli baskılandığını hissetmek gerçekten çok yıpratıcıydı. Üniversitenin yaratıcı, yenilikçi, özgürlükçü ortamı gitmiş yerine adeta emir komuta zinciri, sorgulama itaat et düzeni gelmişti. Başka ürünlere, markalara değer katmak için çalışıyordum fakat aile mirası olan ballarımız, arılarımız kenarda duruyordu. Dediğim gibi, müzede gördüğüm o belgeyle de iç dünyamda bir kapı açılıp ilgi alanım arılarımıza kaymaya başladı. Araştırdıkça da hayranlığım arttı. 

Sonrasında, çevreme ve aileme çok uzun bir süre bu kararımdan bahsetmedim. Öss’de Türkiye derecesi yapmış %100 burslu bir öğrenci olarak alanında en önce gelen okullardan birinden mezun olmuştum. Kariyer açıcından önüm çok açıktı, iş yerinde seviliyordum. Pandemiyle birlikte gelen tersine göç hareketi henüz başlamamıştı. Dolayısıyla çevremdeki insanlar ilk etapta bu kararıma anlam veremedi ve kariyerimi mahvettiğimi düşündüler. 

Burak Becan: Profesyonel çalışma hayatının yanında farklı alanlarda da bir şeyler yapmak isteyen kişilere özellikle kadın girişimcilere tavsiyeleriniz var mıdır?

Gökten Doğan: İlk adımınızı atmadan önce çok fazla araştırma yapın. İşin artılarını ve eksilerini çok samimi bir şekilde ortaya koyun. Girişiminize karşı içsel bir motivasyonunuz mutlaka olsun. İşler yolunda gitmediği zaman sizi ayakta tutacak çalışma gücü ve aşkı verecek üst bir inancınınız olsun. ‘’Bu işte iyi para varmış’’ gibi bir motivasyonla asla yola çıkmayın. Bilmediğiniz, anlamadığınız bir alana, sektöre girmeye çalışmayın. Girişimcilerin kitaplarını, biyografilerini, hayatlarını okuyun. Benzer yollardan geçen insanları inceleyin, yakın takibe alın. Amerikayı yeniden keşfetmeye çalışmayın, başkalarının tecrübelerinden dersler çıkarmaya çalışın. Gitmek istediğiniz yoldan hiç geçmemiş, hiçbir zaman sizin kadar cesaret edememiş insanların negatif yorumlarını asla dikkate almayın. Ve en önemlisi kendinizi tam olarak hazır hissetmeyi asla beklemeyin. Çünkü öyle bir an hiç bir zaman gelmeyecek. İlk adımınızı atmakla başlayın, bazı şeyler sadece yolda öğrenilir. 

Burak Becan: Gelecekte markanızı nereye konumlandırmak istiyorsunuz? Hayalleriniz neler?

Gökten Doğan: Türkiye her şeye rağmen hala çok zengin bir coğrafya. Topraklarımızda dört mevsim bal hasadı yapılıyor. Çam balı, kestane balı, lavanta balı, narenciye balı, yayla çiçek balı gibi birinden kıymetli ballar bu topraklarda üretiyor. Fakat aktif kovan varlığı açıcından Dünyanın önde gelen ülkelerin biriyken maalesef hasattan alınan verim açısından sınıfta kalıyoruz. Büyük Dedemin Balları olarak tarım teknolojileriyle tam entegre şekilde üretim yaparak üretim verimliliğimizi ve kapasitemizi yıldan yıla artırmayı hedefliyoruz. Ayrıca Türkiyede ürettiğimiz balların yalnızca miktarı değil kalitesi açısında da dünya genelinde adımızı duyurmayı amaçlıyoruz. 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 131. sayısında yayımlanmıştır.