artwork

Volkan İkiler: “Değişiklik yaratan şeyin istek olduğunu düşünüyorum”

5 yıl önce

0

Reklamcılar Derneği Başkanı Volkan İkiler telefon numarasını sektörle paylaşacak kadar samimi bir süreç başlatırken tüm paydaşları bir araya gelmeye davet ediyor.

Reklamcılar Derneği Başkanı Volkan İkiler ile yeni yönetim kurulunun hedeflerini, sektörün dönüşümünü konuştuk. Volkan İkiler’in sektöre telefon numarasını verecek kadar ileri giden samimi tavırları, farklı bir dönemin başladığı izlenimini verdi.

Sercan Gökpınar Reklamcılar Derneğinin yeni dönem başkanlığını geçtiğimiz günlerde devraldınız. Bizleri ne bekliyor, planlarınız nelerdir?

Volkan İkiler Görevi yeni devraldım ama 6 yıldır Reklamcılar Derneği yönetim kurulundayım. Önceki iki yılı da sayarsak toplamda 8 yıllık bir görev sürem var. Son iki yıldır Asbaşkan olarak zaten görevimi sürdürmekteydim. Dolayısıyla görevi yeni devraldım gibi olsa da geçmişten gelen konulara hakim olduğumu düşünüyorum ki bu güvenle başkanlık görevine talip oldum.

Genel olarak baktığımızda derneklerin belirli hareket kabiliyetleri, tüzükleri, yönetmelikleri, yapılabilirlikleri var. Öncelikle bu durumu biliyor olmam, deneyimlemiş olmam benim için çok önemli. Reklamcılar Derneği, zaman zaman sektörün ihtiyaçlarına cevap veremiyormuş gibi görünse de nedenlerinin olduğunun iyi anlaşılması lazım. “Deneyimimi nasıl kullanırım?” diye düşündüğümde; neyin yapılabilir, neyin yapılamaz olduğunun çok farkındayım. Hayalperest vizyon belirlemek doğru değil. Ayrıca, yaptıklarımızı da nasıl yapabileceğimiz konusunda fikir sahibi oldum.

“Hedefimiz şunu başarmaktır.” gibi direkt bir cevabımız olmadığı için soruya karışık başlamış olabilirim. Reklam sektörü yalnızca reklamcıları ilgilendiren bir sektör değil, pazarlama ve iletişim sektörü. Çok fazla parametrenin olduğu bir ortam. İlişkiler zinciri var. Biz burada aslında hedefi yüksek koymak istedik. Bence bir sorunu tespit ederken o sorunun nasıl çözüm bulacağına ilişkin mutlaka bir hedefinizin olması lazım. Geçen hafta açıklanan reklam yatırımları raporundan da pas alarak sektörün büyümesi hedefimiz” diyebiliriz ancak sağlıklı büyümeden bahsediyorum.

Yayınlanan raporu farklı paydaşlarla oluşturuyoruz; RTÜK, Reklamverenler Derneği, ARVAK, IAB, MMA, NIELSEN ve bir çalışma grubu da var. Emek veriyoruz. Rapor 12 ayda bir ulaşılabilir hale geliyor, 6 ayda bir de sektöre açıklanıyordu.

6 ayda bir ulaşılabilir hale gelmesi için çalışmalarımızı hızla devam ettiriyoruz, prensip kararları alındı. Biz pazarlama iletişim sektöründe çalışırken hep “quarter” denen 4 dönemde hedeflerimizi tekrar kontrol ediyoruz. Müşteri yönetimlerinde inşallah bir sonraki aşamada 3 ayda bir açıklayabilmeyi hedefliyoruz. İyi bir zemin oluşturuldu. Her geçen gün daha da ileriye giden bir sistemimiz var. Hedeflerimizi başarmak inşallah mümkün olur.

Buradan varmak istediğim nokta: Bahsedilen rapor bizim reklam yatırımlarımızı içeren tahmini bir rapor. Ülkemizde medya yatırımlarının gayrı safi milli hasıla içindeki oranı binde 0.22 seviyelerinde. Bu oran en büyük 42 pazar içerisindeki en düşüğü. Ülkemizin medya yatırımlarının 3.5 katlık büyüme potansiyeli olmasına rağmen bu potansiyeli yeterince kullanamıyoruz. Önümüzde olan ülkeler Polonya, Yunanistan ve İsrail.

Ekonomimiz her yıl büyüyor, kendimizi iyi yerlere konumlandırıyoruz. Reklam bizim ekonomimizden ayrı bir yatırım aracı değil. Reklam sektörünün paralel olarak büyümesi gerekiyor. Konunun odağını buraya çekmeye çalışıyoruz. Büyümekten kastımız; ne olursa olsun ekonomimizin paralelinde daha iyiye giden reklam yatırımlarının da daha iyi olduğu ve sağlıklı büyüdüğü bir platform yaratmamız lazım. Bunu sadece reklamcılar derneğinin misyonu olarak belirlemek doğru değil çünkü biraz önce bahsettim paydaşların ortak hareket etmesi çok önemli. Yatırımların büyümesiyle sektörün  büyüyeceğine çok inanıyoruz. Bu konuda tüm eforumuzu sarf etmeliyiz.

Reklamverenler derneği, IAB, ARVAK, MMA, RİAK ile iş birliğimizi maksimum düzeye çıkaracağız çünkü biliyoruz ki hep beraber olduğumuzda amaçlarımıza ulaşabiliriz. Mecralar da çok önemli mecraların buradaki isteği, arzusu birlikte hareket etme istekleri çok çok önemli. Ben her zaman hükümetimizi de çok önemsiyorum. Sektörümüz çok insana iş imkanı sağlıyor, gençlere ilham oluyor. İşte bu yüzden hep birlikte hareket etmeliyiz.

Sercan Gökpınar Yeni yönetim kurulunun yapısından biraz bahseder misiniz?

Volkan İkiler Yeni yönetim kurulunun misyonu daha önce bahsettiklerim olmakla birlikte, eski yönetim kurullarının da çalışmalarına dayanıyor.

Her şeyi açık ifade etmek istiyorum. Bizler, reklamverenler derneği, IAB sonuçta birer STK’yız. Kâr amacı gütmeyen kuruluşlarız. Derneklerin yönetim kurulları profesyonel yöneticilerden, uzmanlaşmış kadrolardan oluşuyor. Her gün yoğunluğu olan, çalışması gereken insanlar bunlar. Yönetim kurulları belirli dönemlerde karar mekanizmalarının işlemesi, kararların uygulanması konusunda çok değerli ancak bizim amacımız için yeterli olmayabilir. Yönetim kurullarının yanı sıra mutlaka bir yürütme kurulunun da oluşturulması gerekiyor. Göreve başladığımız günden bu yana 30 günden az oldu ama biz yürütme kurulu oluşturma kararını aldık.

Yönetim kurulları içerisinde 16 ajans temsil ediliyor. Bu 16 ajansı seçerken ne olursa olsun bir kere eşitlikçi, kapsayıcı bir yapı oluşturmaya çalışıyoruz ki 8 erkek, 8 kadın temsilci olması da dikkatimizin kanıtı. Seçilen ajanslar, sektörü temsil ediyor fakat bu ajansların ve kişilerin dışında katkı sağlayabilecek pek çok arkadaşımızın olduğunu da biliyoruz. İsim de verebilirim: Viktor Kuzu, Haluk Erkmen, Ayşe Aydın, Bülent Yar, Emel Göker gibi sektörün yönetim kurullarının içinde olmasa da ortak amacımız uğruna kendi bilgilerini tecrübelerini deneyimlerini ortaya koyacak kişiler var. İsimler elbette çoğaltılabilir.

Arkadaşlarımız, yönetim kurulunu besleyecek, temel strateji içerisinde fayda sağlayacak. Ben bu duruma çok mutlu oluyorum. İşimiz, gönül, inanç işi. Sektördeki kapsayıcılığı daha da artıran bir yapı haline geliyoruz. Çok katılımcılığa, çok akla ihtiyacımız var çünkü hedefimiz tek kanal kullanılarak ulaşılabilecek bir hedef değil. Mümkün olduğunca katılımcı ve birlik olmalıyız.

Sercan Gökpınar Ülkemizdeki mevcut durum ve sektör değişiyor. Bu değişime ayak uydurmak niyetiyle bir farklılaşma olacak mı? Reklamcılar Derneği hangi öncelikli konuyu gündemine alıyor?

Volkan İkiler Büyük resimde önceliğimiz; sektörün sağlıklı büyümesi. Sağlıklı büyüme derken; mesleğimizin hak ettiği yere gelmesinden bahsediyoruz. Ben 26 yıldır bu meslekteyim, başka hiçbir şey bilmiyorum. Hedefimizin küçük olmadığının farkındayım. Müşteri yönetimi alanından geldiğim için KPI ile çalışmayı biliyorum, hedef odaklı bir insanım. Yönetim kurulundan pek çok arkadaşım da öyle. Onlar, Türkiye’nin çok değerli şirketlerinin en tepesindeki insanlar. Bizim amacımız; bir etkinlik sağlayabilmek, bir fark yaratabilmek. Aklımızdakileri yalnızca iki yıllık bir plan olarak belirlemek de doğru gelmiyor bana. Benden sonra başkan olacak arkadaşım da oluşturduğumuz, altyapıdan faydalanarak kendine yeni hedefleri koyacak. Dolayısıyla, “hedefimiz 2 yılda başarılacaktır.” diye bir kural olduğunu da düşünmüyorum. Önemli olan, iyileşmeleri sağlayabilmek için ne gerekiyorsa yapabilmek.

Enerjilerimizi bazen maddi, manevi gereksiz yere harcadığımızı çok net biliyoruz. Karşılıklı uzlaşılarla ilerlememiz gerekiyor. Ben hep dernekte şu lafı duymuşumdur: “Reklamcılar Derneği olarak herkese eşit uzaklıkta durmalıyız.” lafı değiştirmek istiyorum: “Reklamcılar Derneği olarak herkese eşit yakınlıktayız.” Sektörde herkese bu değişikliği anlatalım. Niye yapmak istediğimizi anlatalım çünkü bu gerçekten büyük bir amaç.

Sercan Gökpınar Reklamcılar Derneği’nin kuruluşundan sonra reklam dinamikleri, reklam yatırımları, mecralar hepsi bir dönüşüm içerisinde. Belki, dönüşümlerini tamamladılar diyebiliriz. Dönüşüm kelimesi bile klişe olmaya başladı. Dolayısıyla, reklamcılar derneğinin tüzüğünde ya da genel yapısında bu yeni dönemle ilgili, kendi iç kadrolarıyla ilgili değişiklik düşüncesi var mı ya da mevcudu korumak mı?

Volkan İkiler Hepimiz belli kurumların içerisinde yıllarca var olduk. Gemimizin yapısı belli. “Hadi baştan yapalım.” diyemeyiz. “Gemiyi nasıl daha atak, hareket kabiliyeti yüksek hale getirebiliriz.” diye düşünmeliyiz. Diyelim ki gemimizin kocaman bir motoru var ve yelken takmamız doğru görünmüyor. Gelin, yelken takalım. Önemli olan ne ile mücadele ettiğimiz iyi bilmek.

Değişiklik yaratan şeyin istek olduğunu düşünüyorum. Bizim işimiz tamamen insana dayalı. Taşınırken bilgisayarınızı yanınıza alıyorsunuz. Gerisi çok önemli değil. İnsanın bu kadar merkezde olduğu bir sektörde farkın da insanlar tarafından yaratılacağını düşünüyorum. Reklamcılar Derneği evet belirli bir tüzükle, kurallarla işliyor ama ne olursa olsun bence öncelikli olan şey istek. Eğer bu istek tüzüğün değişmesini gerektiriyorsa onu da yaparız.

Sercan Gökpınar Parçası olduğunuz Effie ve Kristal elma organizasyonları hakkında ve sektör yarışmaları ile ilgili görüşleriniz nelerdir?

Volkan İkiler Bu yıl Effie’nin jüri başkanıyım. 3 yıldır da destek veriyorum. Effie bence bir yarışmadan çok Reklamverenler Derneği ile birlikte ortak yaptığımız global bir platform. Hedefimiz sektörün büyümesi diyorsak, Effie hedefimizi çok iyi temsil ediyor. Özür diliyorum ama tarafım açıkçası belli oldu. “Diğer yarışmalar az önemli, Kristal önemsizdir.” demiyorum. Yalnızca Effie’nin yerini ayrı tutuyorum.

Yarışmalar konusunda sektörün iyiliği adına bir şeyler söylemek istiyorum: Ülkemizde çok fazla yarışma enflasyonu olmaya başladı. Geçen gün 16 adet saydık ki belki daha fazlası vardır. Elbette, her aksiyonun bir nedeni vardır, durumu yadsıyacak değilim. Bir taraftan da bütçelerimizi doğru kullanmamız gerekiyor. İtibarımız da en az bütçelerimiz kadar önemli.

Geçen yıl neredeyse tüm yarışmalarda jüri üyesiydim. Yarışmalara aynı işler katılıyor. Sektörümüzün üretkenliği, yarışma sayıları kadar değil. Bir yarışmadan öbürüne koşan işler görüyoruz. Tüm bu yarışmaların etkinliğini sorgulamamız lazım. Yarışmaların amacı yaratıcı anlamda ilham vermek ise bu haliyle inanın amacını karşılamıyor. Yarışmalara müşterilerimizle birlikte ayrılan bütçeler söz konusu; bu bütçeler ne kadar manalı değerlendiriliyor. Bu bütçeler nereye gidiyor, ne oluyor, ne kadar fayda sağlıyor, nasıl geri dönüyor? Hepsi sorulması gereken sorular…

Reklamcılık Vakfı yarışmalar için ciddi emek sarf ediyor. Vakfın başında Ömür Kula var. Ömür çok sevdiğim, çok değerli bir arkadaşımız. Harika bir yönetim kurulu oluşturdu. Reklamcılık Vakfına destek olmamız gerektiğini düşündüğümüz için yönetim kurulunda daha sonra karar olarak uygulamak istediğimiz bir konuyu konuştuk: 2019 senesinde Reklamcılar Derneği üyelerinden herhangi bir yarışmaya jüri üyesi istenirse, vakfa bağış yapmalarını rica edeceğiz. Oranı belirleyeceğiz. Kime, neden bağış yapıldığını somut olarak göstereceğiz. Reklamcılık Vakfı yarışmalar için elinden geldiğinin fazlasını veriyor. Birlik derken, bir olalım derken bu işin faydasının ortak paydada sektöre ne sağladığını sorgulamamız gerekiyor. Egosu geniş, bireysel sektörümüzde artık deniz bitti. Kaynaklar tükeniyor. Çok daha akılcı olmamız gerekiyor.

Ne olursa olsun her aşamada itibarımızı düşünerek, sürdürülebilir olmasını sağlayarak adım atmamız gerekiyor. Böyle bir süreç başladı. Biz, objektif olarak bu sorunları ya da gelişmesi gereken alanları iyi tespit ederek hareket etmek istiyoruz. Bir marka yönetir gibi yürümenin doğru olduğunu düşünüyoruz.

Sercan Gökpınar Sektörün en köklü kurumunun yeni başkanı oldunuz paydaşlarınıza iletmek istediğiniz mesajlar var mı?

Volkan İkiler Biraz önce kurullardan bahsettim, değerli arkadaşlarımın isimlerini verdim, daha çok değerli arkadaşlarımız olduğunu biliyorum. Ben sektöre telefon numaramı vermek istiyorum: 0532 417 92 00 Bazen açamayabilirim ama WhatsApp mesajlarınıza her zaman dönerim. E-mailimi vermedim telefon numaramı verdim. Samimiyetim buradan anlaşılsın. Sizden ricam; şikayet etmek için beni aramayın. Çözüm önerilerinizle birlikte gelin. Bana gelen tüm arkadaşlarım aynen böyle geldiler.

Yönetim kurulu olarak sihirbaz değiliz, mucizeleri tek başımıza gerçekleştiremeyiz. Birlikte çözümler üretmeliyiz. Sebat etmeliyiz, iki aylık, üç aylık süreçler içerisinde büyük farklar yaratamayız. Beni rahatsız etsinler, gerçek çözümler bulalım.

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 87. sayısında yayımlandı.