Vestel’den iletişimde de inovasyon!

Dört yılı aşkın süredir Concept ile birlikte çalışan Vestel; kreatif ekibi, prodüksiyonun her aşamasına dahil ederek yeni bir yönteme imza attı.

Vestel izlediği yeni stratejisiyle prodüksiyon sürecini de kreatif ekibe emanet etti. Amaç ise projelerin hazırlanma sürecini mümkün olduğunca hızlandırmak ve maksimum faydayı sağlamak oldu. Bu yaklaşım ile fikri üreten, markanın yapı taşlarına hâkim olan çalışanlar, çekim sırasında geliştirdikleri ek proaktif fikirler sayesinde iş sonucuna çok yönlü olarak pozitif katkı sağladılar.

Tunç Berkman

Concept ile dört yılı aşkın süredir birlikte çalışıyoruz. Sadece ana marka Vestel ile değil, Regal markaları ile de dayanıklı tüketim gibi rekabetin yoğun olduğu bir sektörde farklı ve yenilikçi uygulamalar yapmamız gerekiyor. Bu konuda kampanya kurguları ile farklılaşmaya gösterdiğimiz özeni, kreatif süreçlerde de göstermek ana amaçlarımızdan biri. Concept ile ortaya çıkardığımız projeler ile ilgili yaptığımız araştırmalar, projelerimizin marka değerimize katkısı olduğunu da gösteriyor. Geçen sene ve bu sene aldığımız ödüller bunun bir anlamda kanıtı.

Son dönemde ajansımızla beraber farklı denemeler de yapıyoruz. Vestel yeniliklere açık bir marka, denemeyi ve fayda yarattığını görmeyi seviyor.

Bu bakış açısı ile prodüksiyon süreçlerinde de farklı ve aslında cesur bir adım attık. Kreatif süreci tasarlayan ekibin prodüksiyonun her adımına katılmasını sağladık; buna yönetmen koltuğunu onlara emanet etmek de dahil. Prodüksiyon aşamasındaki bu yenilik sayesinde, yaratıcı ekibimizle birlikte süreci en başından sonuna kadar geliştirmeye açık bir hale getirdik.

Feza Turunçoğlu Erim

Vestel gibi güçlü, çok yönlü ve çok geniş ürün gamına sahip bir marka için, stratejilere bağlı kalarak iletişim yapmak çok önemli. Tekil gibi görünen her bir iletişim çalışması bile ana marka stratejisi etrafında bir bütünlük sağladığı zaman başarı sağlıyor. İşin brief’ini alan, tasarım sürecinde yer alan kreatif ekibimizin prodüksiyonu da marka bütünlüğü ile ele alacağını düşünerek, yenilikçi bir adım attık ve bazı projelerimizde fikri üreten ekiplerimizin yaratıcı yönetmenleri “yönetmen” koltuğuna oturdu. Bu yaklaşım ile fikri üreten, markanın yapı taşlarına hâkim olan arkadaşlarımız, kendi işlerini ürettiğinde hem daha verimli hem de çekim sırasında geliştirdikleri ek proaktif fikirler sayesinde iş sonucuna çok yönlü olarak pozitif katkı sağladılar. Regal için hayata geçirdiğimiz “Söz Sende” iletişimi; bu sene bize bol ödül getiren “Mix&Go” ve “Viziizle” projeleri bazı örnekler.

Volkan İkiler

Concept olarak bizim konuya bakışımız aslında biraz da ajansımızın işe bakışını yansıtıyor: Herkesin yaptığını yapmayalım, herkesin yaptığı gibi yapmayalım.

Bu açıdan, elimizdeki insan kaynağıyla, markalarımız için nasıl daha fazla değer üretebiliriz sorusunu düzenli olarak soruyoruz. Markalardan, pazardan, tüketiciden beklediğimiz değişim adımlarını ajansta birbirimizden de bekliyoruz. Kendi yazdığımız filmleri yönetme konusu da aslında bu temelden çıktı. Elbette markamızın bize inanması ile biz bu adımı atabildik. Bir anlamda Vestel bizi cesaretlendirdi diyebiliriz. Bu gelişmeler Vestel’le olan ilişkimizin de geldiği noktayı çok iyi özetliyor. Vestel ve Concept arasındaki iş birliği, ajans-marka birlikteliğinin çok ötesinde bir güven ve ortak amaç birlikteliği barındırıyor. Marka-ajans ilişkilerinin zayıfladığı ve uzun süreli ortaklıkların azaldığı böyle bir dönemde biz hem iş yapış biçimlerimizi hem de iş kalitemizi artırmak için öğrenilmiş sınırları aşıp yepyeni ve etkili bir iş birliği yürütüyoruz.

Ufuk Işık

Bence bu sürecin iki önemli faydası oldu; yaratıcı ekibin filmin her hücresi için yaratıcı olma çabası ve bürokrasinin azalması. Markayı, dertlerini, gelişme alanlarını çok iyi bilen biri olarak filmin ön hazırlığında, cast çalışmasında, prodüksiyon dizaynında, çekiminde, montajında, kısaca her aşamada bu bilgiyi kullanma fırsatım oldu. Bu noktalarda hem önceden öngöremediğimiz katkılar yapabildik hem de önce prodüksiyona-sonra ajansa-oradan müşteriye bürokrasisini aşmış olduk.

Bunun dışında genel olarak genç bir ekibimiz var. Gençlerin film üretim süreçlerine katılma fırsatı yakalamakta zorlandığı da aşikar. Ancak bu süreç sayesinde her filmde ekipten birini reji kadrosuna dahil edip, film yapmanın her aşamasını deneyimlemelerini sağladık.

Zor kısmı ise mesai yönetimi oldu. Özellikle hazırlık süreçlerinde uykusuz gecelerin sayısı arttı. Sonuç olarak biraz az uyuduk, biraz çok çalıştık ama hem işe yarayan hem de yaratıcılık yarışmalarında ödüllendirilen işler yaptık. Umarım 2018’de daha iyilerini yaparız.

Sedat Dündar & Umut Dizdar

“Sevdiğimiz yönetmenlerin zamanları tutmuyor, e filmin de yetişmesi lazım!”

“Ne yapacağız? Biz mi çekeceğiz yani?” derken, birkaç yıl önce başladığımız yönetmenlik macerası bugün sevgili markamız Vestel’in güveni ve desteğiyle bizim hayal bile edemeyeceğimiz bir seviyeye ulaştı.

Fikirden prodüksiyon aşamasına; sürecin tümünü tasarlamak eminim her yaratıcı ekibin isteğidir. Ama bugün geldiğimiz nokta fazlasıyla yorucu ve özen gerektiriyor. Çünkü omuzlarınızdaki sorumluluk çok büyük. İşin sadece fikir ya da genel görsel dünyası değil; renginden kurgusuna, oyunculuktan ışığına en ince detayına kadar hakim olmanız gerekiyor. Bir de “Senaryoyu ve fikri daha öteye taşıyabilirim” sorusu son ana kadar hep aklınızı kurcalıyor. İşte tüm bunların üstesinden gelebilmeniz için işe farklı gözlerle bakmanız gerekiyor. Yönetmen olarak beğendiğin bir oyunu ajans ve markanın temsilcisi gözüyle bir daha düşünüp, ürüne faydası ne olacak ya da markanın felsefesiyle uyuşuyor mu diye tekrar tekrar bakmak şart.

Bu yapının bizce en büyük artısı; senaryoda kağıt üstünde çalışan bir oyun, çekimde çok içimize sinmediği an, hemen farklı çözümler geliştirebiliyor olmamız. O yüzden Vestel’le film sunumlarımız genellikle bol alternatifli, bir o kadar da keyifli geçiyor. Ve bu yapının bize yenilikçi mecra kullanımlarında ciddi anlamda katma değer sağladığını söyleyebiliriz.