artwork

Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali

7 ay önce

0

Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali ise “Bugün Cumhuriyetimiz’in 100’üncü yaşı dolayısıyla bir arada olmanın heyecanını paylaştığım kıymetli misafirlerin huzurunda ülkemizin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatmak hatta bizzat onun himayesinde yeşerip, onun gösterdiği ufku kendisine istikamet olarak belirleyen; eksilmeden alnının akıyla bugüne gelen bir müessesenin inisiyatifiyle hayatımdaki en önemli övünç kaynaklarından biridir. 100 yıla yaklaşan bu kutlu yürüyüşünün 37 yılına filen hizmet vermiş olmak hayatımın en şerefli dönemini ifade ediyor. Bu gururu göğsümde bir nişan gibi taşımaya devam edeceğim. Çünkü bu kurum bu anlayışla çalışmak bir yaşama biçimidir” diye konuştu.

Bali, “İş Bankası büyük kurucusunun da işaret ettiği gibi tarihimizde ekonomi bakımından başlı başına yer almış ve en önemsiz addedilen bir servetin bile ekonomik hayatta fert menfaatine değil bilakis ulus menfaatine kullanılmasından çıkabilecek olan büyük neticeleri evrensel bir surette fiilen göstermiştir. Bugün burada toplanmanın Cumhuriyetin ikinci yüzyılına adım atarken Atatürk vizyonundan bahsetmenin amacına uygun olarak biz öyle ifade ediyoruz Cumhuriyetin bir yaş küçük kardeşi olarak Türkiye İş Bankası kurucusunun iktisadi bakımından ileri görüşlülüğünün başlı başına ispatıdır. Dolayısıyla, bu buluşma gerek zamanı gerekse zemini bakımından çok büyük bir anlam taşıyor” ifadelerini kullandı.

Atatürk’ün iktisat vizyonuna da değinen Bali, “Atatürk’ün iktisat vizyonunun çok ehemmiyetli bir yönüne daha değinmek isterim. Atatürk için iktisadi hayat denilen şey daima insani, sosyal, kültürel ve gündelik hayata içkin olup toplum yaşamının kalbinden doğmaktadır. İzmir İktisat Kongresi’nde yaptığı açılış konuşmasında ekonomiyi şöyle tanımlamıştır: ‘Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne lazımsa onların hepsi demektir’. Cumhuriyet’in ilk 15 yılındaki bütün iktisadi başarılarda bu heyecan ve hassasiyet kendini göstermiştir. Vefatından bir sene evvel açılışını yaptığı Nazilli Basma Fabrikası’nda çalışmaya başlayan makinelerin sesini ‘İşte, halka canlılık veren gerçek musiki’ diye tanımlayan bir heyecan” dedi.

Adnan Bali, sözlerini şöyle tamamladı:

“Atatürk’ün iktisat yaklaşımının temelinde toplum yaşamının yer aldığına ilişkin, Celal Bayar’ın aktardığı bir anekdotu da burada paylaşmalıyım. Celal Bayar, Ankara’dan İstanbul’a doğru birlikte çıktıkları bir tren yolculuğunda Eskişehir’e yaklaşırlarken Atatürk’ün kendisine ‘bizim Eskişehir Fabrikası ne oldu?’ diye sorması üzerine aklında iki yer olduğu, bu iki yerin de ayrı ayrı fayda ve mahzurları olduğu cevabını verir; Atatürk de bunun üzerine ‘bu işi beraber yapalım’ diyerek treni Eskişehir’de durdurur. Planladığı ilk yerin Porsuk suyunun yanında, arazisi daha ucuz, geniş bir saha olduğunu; diğerininse şehrin hemen yakınında, fabrika tesisi için daha maliyetli bir mıntıka olduğunu ifade eden Celal Bayar’a ikinci yeri işaret ederek ‘burada yapacaksınız’ diyen Gazi, bu tercihinin esbab-ı mucibesini şöyle açıklar: “Tren geçtikçe halk istasyonun hemen yanındaki fabrikayı görecek. Morali yükselecek. Bu yüzden parası ne olursa olsun, burada yapılmalı.” İlk genel müdürümüzün naklettiği hikâyedeki Eskişehir Şeker Fabrikası da dahil olmak üzere, kurulduğu günden itibaren pek çok sahada iştirak ettiği yüzlerce müesseseyle, kurucusunun salık verdiği ‘teknik ve metodik çalışmasını’ bilen ve işine ‘bu kanaatle’ sarılan Türkiye İş Bankası, yalnızca banka muamelatı yapmamış; aynı zamanda memleketi sanayi, ticaret, ziraat ve bayındırlıkta yükselten işlere imzasını atmıştır.”