Sol beyin dinlenecek, sağ beyin daha verimli çalışacak

Son zamanlarda daha da çok konuşulan, manşetlere oturan üretken yapay zeka ve ChatGPT’yi bizler de merak ettik ve kapak dosyamıza taşıyarak globaldeki birçok faydalı makaleyle oluşabilecek soruları aydınlatmak istedik.

Yapay zeka artık Tron, Terminator, Blade Runner gibi bilim kurgu filmlerinin ötesine geçti; artık bizimle, hayatımızın içinde ve etkinliğini artırmaya da devam edecek gibi görünüyor. İnsanlar tarafından tasarlanan öğrenme, problem çözme gibi bilişsel eylemleri taklit eden yapay zekâ; üniversite öğrencilerinin makale/tez yazma gibi süreçlerinde bile destek oluyor (bazen de ne yazık ki desteğin ötesinde kullanılıyor). Peki iş hayatına, özellikle reklamcılık sektöründe içerik üretimine nasıl etkileri olacak? Yaratıcı yazarların işi tehlikede mi? Konu, sadece insanların gerçekleştirebildiği düşünme eylemine gelince ne olacak? İçeriklerdeki özgünlük ve etik problemi nasıl ele alınacak?

Markalar ve yaratıcılar ne yapmalı?

Drake ve The Weeknd şarkılarında olduğu gibi yapay zeka artık sanat camiasında da kendini gösteriyor. Özgünlüğü, şarkıcının tarzını birebir yansıtabilmesi gibi konular tartışmalı olsa da yaratıcı süreçlere tercih edilmeye başlanması, reklamcılık ve pazarlama sektöründe de bazı soru işaretlerine yol açıyor.

Bir istem gerçekleştiğinde yapay zeka, internette yer alan tüm verileri toplayarak önünüze bir metin çıkarabilir ancak düşünme yetisi yoktur; analiz edebilir, birleştirebilir ve doğası gereği ortaya özgün bir iş çıkarmaz. Oysa her yazarın metni, kendi kalemine ait izler taşır; basit bir maili bile kişinin kendisinin yazıp yazmadığı kolayca anlaşılabilir. Global ajanslarda çalışan uzmanların da görüşlerinde vardığı ortak nokta; yaratım sürecini %100 yapay zekaya bırakmanın mantıklı olmayacağı. Dahil edilebilir, içgörü toplamak için kullanılabilir, dolayısıyla zamandan ve çalışanın enerjisinden tasarruf edilir ancak aracı önceliklendiren bir bakış açısı, sadece çıktığının yaratıcılığı ve kalitesi açısından tehdit oluşturmakla kalmayacak, etik ve telif hakkıyla ilgili problemlere de yol açacak.

Yapay zekanın, yaratıcı bireylerin işine son verip vermeyeceği de merak edilen ve korkulan bir konuydu ancak bu pek mümkün değil. Markaların söyleyeceği benzersiz şeyler olmalı ve bunu kendilerine has, marka karakterine uygun bir şekilde iletmeli tüketiciye. Bunun gerçekleşebilmesi için tabii ki düşünmek gerekiyor ve bunu yapay zekanın kabiliyetleri içinde değil ancak ajanslardaki yaratıcılar tam da bunun için var. Aslında yapay zekanın ortalama işler çıkarması sebebiyle onların değeri daha da iyi anlaşılacak gibi görünüyor.

Hayatı kolaylaştırıcı gibi görünen AI, gezegenimiz için tehdit unsuru

Doğal olarak birçok kişi, yapay zekanın iş hayatındaki fonksiyonuna odaklandı, sunabileceği fırsatlar tartışılırken yaratıcılar gergin bir ruh haline büründü ancak ortada daha büyük ve endişe verici bir konu var: gezegenimiz.

Sürdürülebilirlik bu kadar gündemdeyken, yapay zekanın çevreye verebileceği zararın tartışılmaması ilgi çekici. Teknoloji şirketleri, yapay zekayı giderek daha sık tercih ediyor ve adeta bir yarış içindeler. Bu durum ilerledikçe Dünya’da gerçekleşecek olası yıkım da artıyor. Cheil Worldwide’dan Malcolm Poynton, MIT’ten aldığı bilgiyi aktarıyor: “Tek bir yapay zeka modelinin eğitilmesinde, bir otomobilin yaşam süresi boyunca yaydığı emisyonun yaklaşık beş katını yayabilir.” Korkutucu, değil mi?

Yapay zekanın aktif olabileceği başka alanlar da var mı?

Tabii ki yapay zeka, ChatGPT gibi metin bazlı uygulama ile sınırlı kalmayacak;
Hemen hemen her şeyin görselini/videosunu oluşturmak kolaylaşacak, 
Metaverse gibi 3D dünyaların geleceğinde rol oynayabilecek,
Müzik üretimi ve insan seslerini taklit etme konusunda halihazırda oldukça etkili ancak şarkı yazarları ve besteciler için daha da vazgeçilmez bir araç haline gelecek,
Tasarımcıların çeşitli prototip ve yeni ürünler oluşturmasına yardımcı olabilir,
Video oyunlarının tasarım, oluşturulma ve oynanma tarzını büyük oranda etkileyebilir…
Birtakım kurallar belirlenerek, intihal yapılmadan, etik problemlere meydan vermeden, yaratıcılığa (engel olarak görülmeden) destek olarak kullanılabilirse üretken yapay zekanın sektör için faydalı olacağını umuyoruz. Globalde, yaratıcı sektörden edindiğimiz birçok değerli görüş; bu aracı, iş süreçlerinize daha iyi şekilde nasıl entegre edebileceğinizi anlamak için bir kılavuz niteliği taşıyor.

Keyifli okumalar…
Necla Eylül Durukan
Campaign Türkiye Kıdemli Editörü

Bu içerik ilk olarak Campaign Türkiye’nin 133. sayısında yayımlandı.