Onlardan biri gibi olmak

Biz, ajanslar ve temsil ettiğimiz markalar olarak, onların alışkanlıklarını öğrendiğimiz, onlara saygı duyduğumuz, duyarlı oldukları konuları anladığımız ve onların dilinden konuştuğumuz zaman, gönüllerini kazanabiliyoruz.

Z kuşağı, diğer jenerasyonlardan farklı olarak teknolojinin içine doğdu. Benim de dahil olduğum bir önceki kuşak olan Milleniallar iki kuşak arasında kalan bir jenerasyon, yani hem bir önceki kuşağın geleneksel hayat tarzını hem de Z kuşağıyla birlikte tüm teknolojik gelişmeleri takip etti. Ancak ilk kez şu an kullandığımız teknolojilerin tamamını doğduğundan beri kullanan bir jenerasyon, yani Z kuşağı artık satın alma gücüne sahip. Bu da belki bundan 10 yıl önce Z kuşağını görmezden gelen pek çok marka için onları anlama ve onlara ulaşmanın artık kaçınılmaz hale gelmesini beraberinde getirdi. Bunun yanı sıra Türkiye’de sıradaki seçimlerde Z kuşağına mensup 7 milyon genç oy kullanabilecek. Bu da siyasi partilerin de radarına girmelerine neden oldu.

Ancak bu noktada Z kuşağını küçümsemeden, onların alışkanlıklarını ve duyarlılıklarını bilip buna saygı duyan markalar Z kuşağını kendilerine kazanırken, görmezden gelen ya da “onlardan biri gibi” olmaya çalışıp beceremeyenler de aslında komik duruma düşebiliyorlar.

Bunun yanı sıra, Z kuşağı aktivist bir yapıya sahip, çevreye duyarlı, sürdürülebilirlik, hayvan ve insan hakları konularında bilinçliler. Küresel ısınmayı ciddiye alıyorlar. Bu anlamda eco-friendly ürünleri destekliyorlar ve böyle markalara daha fazla ödemeye razılar. Biz ajanslar ve temsil ettiğimiz markalar olarak, onların alışkanlıklarını öğrendiğimiz, onlara saygı duyduğumuz, duyarlı oldukları konuları anladığımız ve onların dilinden konuştuğumuz zaman, gönüllerini kazanabiliyoruz.

Ben ve benden önceki nesiller öğretilenlerle büyümüşken, Z kuşağındakiler kişisel gelişime, kendilerini daha iyi noktalara taşımaya, birey olarak farkındalıklarını artırmaya çok daha yatkınlar. Kariyer odaklılar ve her gün daha çok basamak çıkmak istiyorlar, bunun için de kendilerini geliştirmeye çalışıyorlar. Girişimciliğe diğer jenerasyonlara göre daha yatkınlar, risk almaya daha açıklar. Yeter ki başarılı olsunlar. Bu anlamda hırslılar ve hayallerine çok hızlı şekilde ulaşmak istiyorlar. Bu durum iş hayatında hem iyi hem de kötü yansımalar yapabiliyor tabii ki. Çünkü hayatlarında olabilecekleri konumun en iyisi olmak istiyorlar, bu da kimi zaman başarıyı, kimi zaman da doyumsuzluğu ya da sabırsızlığı beraberinde getirebiliyor.

Tüm bunlara ek olarak, Z kuşağının teknoloji yatkınlığı ve içerik tüketimi, günümüz iş dünyasında pek çok konuya daha hızlı adapte olmalarını sağlıyor ve bu da onların başarıya giden yolda doğru kullanırlarsa avantajlarına. Çünkü yenilikçi fikirlere, özellikle bizim bulunduğumuz sektörde yeni mecralara ve mekanizmalara çok daha yatkınlar. Tabii günümüzde pek çok marka onlara ulaşmaya çalışırken, pek çok sektöre göre çok daha fazla yeniliklere açık bir sektörde bulunan bir influencer marketing çözüm ortağı olarak, Unite.ad’deki ekibimizin neredeyse yarısı Z kuşağından.

Arman Acar
Genel Müdür, Unite.ad

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 104. sayısında yayımlandı.