artwork

Kobilere değer veriyoruz

5 yıl önce

0

İki ana hedefimiz var. Global yazılım şirketi olmak, global servis vermek. Türkiye’deki kobileri dijitalleştiren öncü şirket olmak.

 

Related Digital’ın Ceo’su Sedat Kılıç ve Pazarlama İletişimi Yöneticisi Sercan Çalbak ile tüm sorularımızın çok samimi yanıtlandığı bir röportaj gerçekleştirdik. Related Digital’in omnichannel hizmetlerinden, trendlere uygun ik süreçlerinden ve Related Digital’ın gelecek vizyonundan bahsettik.

Sercan Gökpınar Related Digital’den bize biraz bahseder misiniz? Dört ofisiniz olduğunu biliyoruz, yeni bir ofis açmayı planladığınızı duyduk, konu hakkında bizleri bilgilendirir misiniz?

Sedat Kılıç 2002 yılında faaliyete geçmiş bir şirketiz. Ülkenin ve bölgenin ilk email pazarlama  şirketi Euromessage ile faaliyete geçtik. Yurt içinde çok hızlı bir şekilde büyüdük. 2017 yılından itibaren de yurt dışına açılmaya başladık. Deneyimlediğimiz ilk ülkeler Almanya ve İngiltere, üçüncü olarak Dubai’de bir ofis açtık. Şimdi de Fransa’da bir ofis açma niyetindeyiz. Şu anda gelirlerimizin %25’ini yurt dışından elde ediyoruz. 2020 yılında hedefimiz %50’ye ulaşmak. En çok odaklandığımız bölge Ortadoğu pazarı. Burada ciddi potansiyel olduğunu düşünüyoruz ve iyi geri dönüşler alıyoruz. Bölgede hızlı şekilde büyüyeceğiz.

Sercan Gökpınar Pazarlama teknolojileri özellikle geçtiğimiz 5 yıl içerisinde hızla gelişti. Önümüzdeki dönemde yapay zekanında dahil olacağını düşünerek bizleri ne gibi yenilikler bekliyor? Related Digital’in bu anlamda arge yatırımları, çalışmaları var mı?

Sedat Kılıç Dijital pazarlamanın denklemi 2000’li yılların başında kişiselleşmeyle değişmeye başlıyor. Arama motorları kişiselleştirmeyi ilk sağlayan araçlar. Daha sonra dolaylı hizmetler ürüyor; email bunlardan birisi ve belki de en önemlisi.

Daha sonra yapay zeka devreye giriyor. Yapay zeka, sizin belirlediğiniz kurallara göre kişiselleştirme uyguluyor. Yakın zaman içerisinde ileriye gideceğini öngörüyoruz. Yapay zekanın öğrenerek sizin yerinize karar verdiği modüller ortaya çıkacak. İnsanlar, segment kuralları oluştururken süreç uzuyor ancak makineler ile çok hızlı olabilir.

Makineler kendileri testler yapacaklar. Geri dönüşlere göre kendileri karar verecek. Optimizasyonu kendileri uygulayacak. Bu, algoritmaların sizin ne istediğinizi tahmin etme noktasına ulaşacağı anlamına geliyor. Tahminleri üzerine size ürünü nereden bulabileceğinizi de söylemeye başlayacak. 2020’den itibaren makinelerin kendi kendine bazı işleri yaptığını göreceğiz diye düşünüyorum.

Ciddi bir ilerleme olduğu doğru ama yapay zeka teknolojileri anlatıldığı gibi de değil. Belki test ortamlarında büyük şirketler bazı şeyleri başarmış olabilir ama bugün gündelik hayatta bizim gibi şirketlerin kullandığı teknolojilerde yapay zeka sandığınız gibi dünyayı ele geçirecek durumda değil.

Sercan Gökpınar Üç markayı birleştirdiniz: Euromessage, Visilabs, Semanticum. Bu üç markadan bize bahseder misiniz?

Sedat Kılıç  Euromessage, ilk kurulan şirketimiz 2002 yılında kuruluyor ve email pazarlama yapan bir şirketimiz. 2012 yılında azınlık hisseleri, 2017 yılında ise bütün hisseleri Doğuş Grubuna geçiyor. 2014 yılında Visilabs satın alması gerçekleşiyor. Visilabs biraz evvel bahsetmiş olduğumuz yapay zeka teknolojilerine giriş yaptığımız marka. 2017 yılında Euromessage ile Visilabs’i birleştirdik.

Related Marketing Cloud adı altında yeni bir yapıya geçtik. Artık, daha detaylı hizmet veriyoruz. Müşterilerimizi otomatik olarak segmentlere ayırıyoruz, hangi kanaldan iletişim kuracağımıza bu şekilde karar veriyoruz ve sonraki adımları da yine algoritmaların yardımıyla şekillendiriyoruz. Kişiselleştirme konusunda Globalde de ortaklıklar yürütüyoruz.

Visilabs’in ürünleri web sitelerinde de özelleştirme yapabiliyor. Örneğin benim görmüş olduğum ekran geçmiş deneyimlerime göre farklı oluyor, sizin ki farklı.

Sementicum ise tamamen farklı bir sektör. Sementicum’u gelecekte kullanabilmek üzere geliştirmeye devam ediyoruz. Sementicum, sementik yani anlambilimsel analiz yapıyor. Sizinle ilgili piyasada ne konuşuluyorsa derliyor. Nötr mü, pozitif mi, negatif mi? Algılıyor ve bir rapor çıkarıyor. Özellikle kriz anlarında çok işe yarayan bir ürün olduğunu söyleyebilirim. Belirlemiş olduğunuz anahtar kelimelerle ilgili aramalarda bir artış olursa alarm devreye giriyor ve size haber veriyor. Krizden önce aksiyon almanızı sağlıyor. Kriz anlarında hızlı şekilde aksiyon alarak, tüketiciye doğru cevaplar verebilmeniz için stratejiler geliştirmenizi sağlayan özel bir ürün.

Hangi Celebrity ya da influencer’la çalışacağınız burada belirlenebiliyor. Messi mi, Ronaldo mu? Hangisi kampanyanızda yer alacak belirleyebiliyorsunuz. Çeşitli analiz araçları sayesinde çıkaracağınız ürün de şekillenebiliyor. Türkiye’de bir influencer ile çalışmak istiyorsanız hangisiyle çalışmanız gerekir, kendi sektörünüzde insanlar kimi dinliyor öğrenebiliyorsunuz.

Sercan Gökpınar Türkiye’deki bütün kobilerin dijitalleştirilmesiyle ilgili çalışmalarınız var. Bu konuda bizi bilgilendirmek ister misiniz?

Sedat Kılıç Euromessage, Visilabs birleşiminde olan şirket daha büyük ölçekli firmalarla çalışıyor. Yurt dışını hedeflemiş durumda.

Bir şirketin iletişim kanallarının en önemlisi esasında büyüklüğünden bağımsız olarak email pazarlama.Yeni bir ürünümüz var: Euromessage Express. Türkiye kobilerine de hizmet için çalışmaya başlıyoruz. Biraz daha küçük firmaların çok hızlı kullanabileceği. Bütün ihtiyaçlarını giderebilecek bir ürün olduğunu düşünüyoruz.

Kobiler üzerine ciddi çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’deki tüm kobileri dijitalleştirmek istiyoruz. İş şuradan başlıyor email’in verimini görüyor, bunu daha iyi yapmak istiyor. “Ben arzuladığım sonucu alamıyorum” diyor. Araştırınca daha iyisini nasıl yapacağını görüyor.

Türkiye’nin 500 milyar dolar gibi büyük bir ihracat hedefi var. Standart işlerimizi yaparak bu hedefi tutturamayız. Yalnızca büyük şirketlerin ihracatı ile de olmaz. Kobileri dijitalleştirerek uluslararası ortama açmalıyız. Türkiye’nin büyümesi bizim de büyümemiz demek. Bunun için de çalışmak istiyoruz.

Artık insanların birbirine kazık atması zor. Dijital dünya bunu engelliyor. Dünyanın herhangi bir noktasına ürün göndermenizi sağlıyor. Dijitalleşmenin tüm faydalarından yararlanmalıyız.

Sercan Çalbak Bizim iki ana hedefimiz var. Bir, global yazılım şirketi olmak, global servis vermek. İki, Türkiye’deki kobileri dijitalleştiren öncü şirket olmak. Neredeyse bütün e-ticaret şirketleriyle birlikte büyüdük; ürünlerimizi onlardan aldığımız dönüşlerle geliştirdik. Ürünlerimizle onlara fayda sağladık. E-ticaret şirketlerine öncülük ettik.

Sercan Gökpınar Mail pazarlama konusunda aslında negatif bir algı oluşmuştu spam durumları ve çok fazla mail atılmasıyla alakalı daha sonra mesajlara da yansımaya başlayınca artık yasal engeller çıktı. Bu durumları nasıl aşıyorsunuz?

Sedat Kılıç Biz dataya sahip değiliz, datanın önündeki algoritmaya sahibiz. Resmi datayı hiçbir zaman görmüyoruz ve dokunmuyoruz. Zaten kanun olarak görüp dokunmamamız gerekiyor. KVKK ve Avrupa Birliği’nin mevzuatına uyuyoruz.

Yapmış olduğumuz aslında insanların rahatsız olmasını engellemek. Algoritmamız kişiselleştirmeye önem veriyor. Size, ilgilendiğiniz konularla ilgili mail atıyor. Fiyat, performans açısından en önemli mecradır email.

Bist bir örnek vereyim: Sevgililer günü için kız arkadaşınıza etek baktınız, sistem son baktığınız şey etek olduğu için sürekli karşınıza etek çıkaracaktır ancak bizim sistemimiz son baktığınız ürüne göre tepki vermiyor. Sizin 3 yıllık geçmişinize bakıyor. Biz duruma daha kişisel yaklaşıyor, tacizi engellemeye yönelik çalışıyoruz.

Sercan Çalbak Evet, fiyat performans açısından büyük fark var. Bizim şöyle bir durumumuz var: Bütün kritik noktalarda, account manager’larımız tarafından çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Kişiselleştirilmiş veriye çok önem veriyoruz. Örneğin okula dönüş kampanyası yapacaksınız, mail içeriğine deterjan koyarsanız burada odaklı bir çalışma yapmış olmazsınız. Anlam ifade etmez. Pazarlamacıların çalışması bu anlamda önemli. Liderlik ediyoruz: Nasıl kampanyalar yapmalı, neler daha çok tutar anlatıyoruz. Bizi tüm rakiplerimizden ayıran özelliklerimizden biri budur.

Sercan Gökpınar Hangi markalarla çalışıyorsunuz? Sektör sınırlamanız var mı?

Sedat Kılıç Globalde de Türkiye’de de büyük markalarla çalışıyoruz. n11, Pegasus, Boyner, GittiGidiyor Türkiye’den markalar arasında.

Sercan Çalbak Kabul etmek lazım ki ilk aksiyonu her zaman e-ticaret ile uğraşanlar alıyor bu alanda. Sonra diğer markalar geliyor. Turkcell, Garanti Bankası, Akbank, TEB, IKEA, AUDI gibi markalarla da çalışıyoruz.

Sercan Gökpınar Related Digital olarak omnichannel çözümler sağladığınızı biliyoruz. Dünyadaki omnichannel uygulamalarıyla, ülkemiz ya da bölgemizdeki omnichannel uygulamalar farklılık gösteriyor mu?

Sedat Kılıç Omnichannel: Bir tüketicinin her kanalda aynı deneyimi yaşaması demek oluyor. Sizin her kanalda tanınmanız da diyebiliriz. Bence en basit tanım bu.

Müşterilerin geçmişte ne yaptığını bilmemiz gerekiyor. Bir şikayet varsa o kişinin tarihçesine yazılması gerekiyor. Müşteriye dokunan her yerden datayı topluyoruz, mağaza olabilir, mobil olabilir başka yerler olabilir. Bu arada marka bize datayı gönderiyor biz bilmiyoruz. Biz veri toplamıyoruz. Tekilleştirmeyi yaptıktan sonra her yerde aynı deneyimi yaşatmaya çalışıyoruz.

Avrupa data toplama konusunda bizden biraz daha ileride. Türkiye’de mağazalardan veri toplamaya yeni başladılar markalar. Birçok şirkette data çok farklı toplanmış durumda, farklı formatlarda depolanmış. Bunları birleştirmek çok kolay değil. Verilerin dağınık olması, her yerde farklı insanlar varmış gibi algılanmasına yol açıyor. Öte yandan, teknoloji açısından geri kaldığımızı da düşünmüyorum. Türkiye’de omnichannel hizmet üreten şirketler var. Türk milleti olarak bizim geriden başlayıp çok hızlı ivmelenme yeteneğimiz var. Bence geride kalmış olmamız ya da başlamış olmamız sorun değil.

Yapay zeka ön plana çıkıyor artık. Sizin kim olduğunuzu bilmeden, nerede nasıl durduğunuzu analiz edip onun üzerinden bir istatistik çıkarıyor. Bunu ‘Big Data’ya da aktarabiliyor.

Sercan Çalbak Markalar data toplama noktasında doğru çalıştığında bizler farklı hizmetler verebiliyoruz. Geçmiş web sitesi davranışlarını analiz edebiliyoruz. Böylece denemek isteyeceği ürüne kadar tahmin edebilme şansımız oluyor.

Müşteri bir mağazaya yaklaştığı zaman ona bir “push” gönderebiliyoruz. “Geçtiğimiz günlerde denediğin gömlek az ilerideki mağazamızda istersen gel alışveriş yap.” diyebiliyoruz.

Sercan Gökpınar Big Data, yorumlanma sürecinde ciddi çalışmalar gerektiren bir konu. Verileri değerlendirme süreciniz nasıl işliyor?

Sedat Kılıç Biz kendi mantıksal çözümlememizi yapıyoruz. Müşterilere sunduğumuz araçlar rakipleriyle mücadele edecek düzeyde.

Dijital pazarlamayı ikiye ayırmak gerekiyor: Mevcut müşteriyi elde tutmak, yeni müşteri elde etmek. Biz mevcut müşteriyi elde tutmaya odaklanıyoruz, bu konuda uzmanlaştık. Rakiplerimiz yaptığı işlerin yanında, bu işi de yaparak mevcut müşterinin hareketleriyle ilgili daha fazla veri elde ediyor, paylaşıyoruz.

Data çok maliyetli. Maalesef makinalar şu an çok analiz edebilir durumda değil. Gereksiz çok fazla veriyi elde tutuyoruz. Datayı günün sonunda insanların analiz etmesi gerekiyor ve herkesin bir limiti var. İleride makinaların, abcd testleri yapacaklarını, çok hızlı belirli ölçeklerde dataları gönderip geri dönüş alarak yorumlayacaklarını düşünüyorum.

Data konusunda devletlerin de güzel adımları var. KVVK, GDPR şirketlerin iş yapışını birazcık daha denetlenebilir hale getiriyor. Kimse izinsiz şekilde bilginin paylaşılmasını istemiyor.

Sercan Gökpınar Teknoloji trendleri hızla değişiyor, teknoloji hızla gelişiyor. Bu anlamda insan kaynağına erişim noktasında ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Sedat Kılıç Global şirketlerin yaptıklarını kendi kültürümüzle harmanlayarak uyguluyoruz. Çeşitliliğe inanıyoruz, her inançtan, her görüşten insanların şirketleri geliştireceğini düşünüyorum. Sınırlarımızı kaldırmamız gerekiyor. Hoşgörümüzün makismum olması gerekiyor.

Üniversitelerle ciddi iş birlikleri yapıyoruz. Kadın mühendis sayısının artması için çalışmalar yapıyoruz. İhtiyacı olan kadın mühendis adaylarına burs veriyoruz.

Yazılımcı olmayan çalışanlarımıza bile eğitim almaları için destek oluyoruz. Onları yönlendiriyoruz, motive ediyoruz. Bu anlamda sertifika programları oluşturmak istiyoruz. Basit yazılım tekniklerini öğreterek kariyerlerinde yeni bir pencere açmalarına yardımcı olmak istiyoruz.

Birçok yazılım şirketi yöneticisi benimle aynı fikirde: Türkiye’nin şu an içinde bulunduğu durum ile yazılım dünyasında söz sahibi olabilir. Yalnızca odaklanılması gerekiyor. Millet olarak çabuk sonuca ulaşabiliyoruz. Bunu kullanmalıyız. Yabancı şirketlerin yazılım ofislerini Türkiye’ye taşıma durumları var. Onlar için optimum fiyatlar bizler için yüksek gelir anlamına geliyor.

Değişik ülkelerden de çalışanlar alıyoruz. Stajyer olarak başlıyorlar. Bu arada söylemek isterim: Bizde stajyerler gerçekten iş yapıyor ve haklarını da alıyorlar.

Kadın Mühendis konusuna ciddi eğiliyoruz. Kadın ve erkek yönetici sayımız eşit. Olması gereken de bu zaten. Bu alanda ocak ayında “işte eşit kadın” sertifikası aldık. Bu sertifikayı alan Türkiye’nin ilk ve tek teknoloji firmasıyız.

Şirketleri farklılaştıran içeride çalışan insanların eğitim seviyesi değil, karakteri, kültürü. Bu gerçekten benim de önem verdiğim bir nokta.

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 90. sayısında yayımlandı.