Kalıplar içinde incelenmemeliler

Girişim ekosisteminin ünlü tavsiyelerinden olan “Garip insanları işe alın ancak hepsinin gariplikleri aynı olsun” söylemi bile bu kuşak ile değişeceğe benziyor.

Z kuşağı 1996-2012 arası doğumlu bireyleri ifade ederken, 2023 seçimlerinde 7 milyonun üzerinde Z kuşağı seçmeninin oy verecek olması ve bu kuşak mensuplarının iş hayatına giriş yapmış olması, Z kuşağının gündemdeki yerini yukarı doğru tırmandırıyor.

Kapsayıcı Z kuşağı tanımları daha çok Amerikan ve İngiliz kültüründe ve ekonomisinde yetişen gençleri kapsıyor. Bu yüzden tüm dünyadaki belirli bir yaş grubuna ait gençleri tek bir tanımda toplamak pek mümkün değil. Her bölgenin kendi imkanları ve imkansızlıkları içinde gençler de şekilleniyor ve hayat görüşleri değişiyor. Başka bir deyişle Z kuşağı tanımlarında da olabildiğince lokalleşmek gerekiyor. Ülkemizde ise yakın zamanda Z kuşağı ile ilgili araştırmalar artmış durumda. Bu araştırmaları detaylı bir şekilde belli konulara odaklayarak artırmak ve yıllar geçtikçe tekrarlamak gerekiyor, Z kuşağı için iş hayatı gibi.

Z kuşağının iş hayatına girmesiyle, ekibimizin bir parçası olarak kendilerini başka bir bağlamda tanıma fırsatı bulduk. Yeni teknoloji ve süreç tasarımlarına kolayca adapte olan ve kendi kendilerine öğrenme yeteneklerinin yüksek olduğunu gözlemlediğimiz bir kuşak. Ancak bir yandan da kendi iş tanımlarını geliştirerek, bir an önce sınırlarını kendilerinin çizdiği bir sorumluluk gömleğini giymek istedikleri de bir gerçek. Bu sabırsız ve hızlı öğrenen

bireylerin geleneksel yapılara sahip olan, kurumsallaşması tamamlanmamış, esnek olmayan yapılarda mutlu olma ve üretken olma ihtimallerini görmüyorum. Firma kültürleri oturmamış veya zehir üreten firmaların veya firma kültürü, çalışanlarının farklılıklarını bir güç olarak yansıtmayan ve tektipleştirici firmaların bu kuşaktan fayda üretmesi çok kolay değil. Girişim ekosisteminin ünlü tavsiyelerinden olan “Garip insanları işe alın ancak hepsinin gariplikleri aynı olsun” söylemi bile bu kuşak ile değişeceğe benziyor.

Z kuşağı belki de bugüne kadar en belirgin avantaj ve dezavantajların içerisine doğmuş bir kuşak. Öncelikle bilgiye erişimleri teknolojiyle tamamen özdeşleşmiş ve adaptasyonu tamamlanmış bir nesil. Kendi fikirlerine bağlı olmakla birlikte birey olmaktan korkmuyorlar. Aynı zamanda önem verdikleri konular hakkında hem seslerini duyurmak için hem de benzer fikirdeki bireylere ulaşabilmeleri için ellerine çok güçlü araçlar olan bir kuşak.

Öte yandan genç işsizliğin önlerine bir engel olarak çıkması ve dünyanın geleceği konusunda duyulan endişeye ortak olmaları karakteristik özellikleri. Z kuşağını anlamaya çalışırken yapılabilecek en büyük hatanın kuşak üyelerini kalıplar içerisinde incelemek olduğunu düşünüyorum. Eskisinden çok daha fazla mikro kitleler halinde hatta ve hatta birey düzeyinde inceleme yapılması gereken bir grup. Bu kuşak özgürlüğüne düşkün ve en çok kendi fikrine değer veriyor. Dolayısıyla iletişim yaparken mikro kitleler üzerinden, neredeyse birey bazlı bir iletişim yapmak gerekiyor.

Z kuşağının önemli bir kısmı, sosyal medya platformlarının içerisine doğmuş durumda. Kendi sosyal yaşamlarını şekillendirmeye başladıklarından beri sosyal medya kullanıcısı olmuş durumdalar. Dolayısıyla kendi ilişkilerinin formatı, ilişkilerinden beklentileri, etkileşim kurdukları markalardan beklentileri dijital olarak çok daha fazla. Müşterilerimizle yoğun olarak Z kuşağını hedeflediğimiz iş birlikleri yapıyoruz. Bu iş birliklerinde, hedef kitlemizin kendilerinin de katılabileceği kurgular, yoğun bir şekilde etkileşime geçebileceği içerikler, kendi fikirleriyle eşleştirebileceği büyük fikir ve değerleri ön planda tutmaya çalışıyoruz. Ayrıca iş birliklerimizde çalışacağımız influencer partnerlerimizi seçerken mutlaka genel konseptler yerine, kendisinin başarılı olduğu alanlarda, influencer’ın kendi yetenek, zevk ve hayat görüşünü yansıtan aktivite ve kurgulara yer vermeye çalışıyoruz.

Ozan Tabak
Kurucu, CreatorDen

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 104. sayısında yayımlandı.