artwork

Kahramanlar: Meltem Doğan

1 yıl önce

0

Pişir Creative Lead’ı, copywriter Meltem Doğan, “kahramanın kim?” sorusuna yanıt arıyor: “Kendin olmanın, mutlu olmanın hatta hayatta kalmanın bile zorlaştığı bir ortamda her yerde kahramanlar var ve süper olmalarına gerek yok…”

Meltem Doğan

 Kahramanın kim?” zor bir zoru. Belki 12 yaşımda tak diye cevap verebilirdim bu soruya. Vardı sanki öyle birileri, öyle bir his var içimde ama belli ki o kişileri unuttum. Oysaki kahramanlar unutulmaz.

İlk aklıma gelenler süper kahramanlar. Pek benlik değil, ben kahramanın havalısını değil iyi kalplisini severim. Tek bir kahraman düşününce olmuyor sanırım… Çeşit çeşit kahramanın olduğu animeleri daha çok seviyorum. Bunun sebebi animelerin kahramanlık meselesinin taşıdığı abartıyı tam olarak vermesi olabilir.

Kahramanlara genel olarak baktığımızda süper güçleri konusunda yaratıcı olsak da kahramanın yolculuğu kısmında benzer şeyler izliyoruz. Kaderin çemberinden ya da ortamlardan elini ayağını çekmiş bir akıl hocasının/senseinin delirmiş testlerinden geçiyorlar. Bir şekilde eskimeyen dünyayı kurtarma fantezisinin kahramanı olmayı hak ediyorlar. Belki de yıllara meydan okuyan ortak bir bilinçaltıdır, biri bu dünyayı kurtarsın istiyoruz.

Mümkünse şöyle biri, kas yapısı meslek icabı gelişmiş. Saçı başı hep düzgün biri. Bir süper insan. Dünyamıza doğru hızla ilerleyen bir asteroit” gibi bir problemimiz olsaydı kim bilir belki kendisi harekete geçebilirdi ama bizim problemlerimiz farklı. Ne mi? Hiç o konuya girmeyeceğim istemediğimiz kadar var.

Problemlerimizi çözecek o kişinin posterini odama asmaya, fan club’ında aktif rol almaya gönüllüyüm. Öyle biri yok galiba ama olsun biz varız. Ve bizim aramızda bir şeylerin değişebileceğine dair umudunu kaybetmemiş kişiler var. Bence bu kişiler kahramanlığa en yakın olanlar. Ama bir şeyler yaptıkları anda onları kahraman mertebesine oturtmak için bir sürü kıstasa göre yargılıyoruz. Senseilerin testlerinden bile daha delirmiş bir test bu. Geçmesi imkansız. Bana mantıklı gelen kahramanı bir insan değil de bir ruh hali olarak görmek. Zaman zaman (en azından saçımızın iyi göründüğü günlerde) kahramanca şeyler yapmak hepimizin harcı olabilir. Neden olmasın? 

Kendin olmanın, mutlu olmanın hatta hayatta kalmanın bile zorlaştığı bir ortamda her yerde kahramanlar var ve süper olmalarına gerek yok. Sonuç: Siz benim kahramanlarımı tanımıyorsunuz ben de sizinkileri ama tanışırsak belki de kahramanım olabilirsiniz, eğer yeterince iyi kalpliyseniz.

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 130. sayısında yayımlandı.