artwork

“İyiliğin modası geçmez”

1 yıl önce

0

Boyner, sürdürülebilir bir gelecek için “iyiliğin modası geçmez” diyerek tüm dünyaya ve canlılara saygı duymayı, onları önemsemeyi DNA’sında taşıyan bir marka. Attığımız her adımda sürdürülebilirlik ilkelerini önemsiyor, tüm iş süreçlerimizi ve projelerimizi bu ilkelere göre hayata geçiriyoruz. 

İş Dünyası Plastik Girişimi’ni imzalayarak 2023 yılına kadar plastik azaltım ve kullanım önleme miktarlarını içeren taahhütlerini ilk kez şeffaflıkla kamuoyuyla paylaşan 42 şirketten biriyiz. Bu imzayla “2023’e kadar plastik tüketimini 11.5 ton azaltmayı taahhüt ettik. Bu hedefimiz için ilk adımları da atmaya başladık ve mağazalarımızdaki plastik ve karton poşet kullanımını durdurarak çevre dostu çok kullanımlı çanta uygulamasına geçtik. Bu çantayı alan müşterilerimizin katkısı sayesinde ÇEVKO Vakfı aracılığıyla “Çevre Dostu 24 Okul” projemizi başlatarak ilkokul çağındaki yüzlerce çocuğun sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm konusunda bilgi sahibi olmasına destek oluyoruz. 

Boyner Cadde’yi “içinden hayat geçen mağaza” konseptiyle açtık.  “Minimum atık, maksimum mutluluk” diyerek yola çıktığımız sürdürülebilirlik konusunda farkındalığı artırmayı hedeflediğimiz ve perakendeciliğin geleceğini inşa ettiğimiz Boyner Cadde mağazamızda kullanılan malzemelerin, objelerin birçoğunu dönüşüm ilkelerini gözeterek tasarladık. Yağmur sularını arıtarak yeniden kullandığımız bir sistem kurduk. Bu yöntemle hedefimiz yılda 15 ton su tasarrufu elde etmek. Boyner Cadde, T.C. İstanbul Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü tarafından verilen “Sıfır Atık” sertifikasının sahibi oldu. Mağaza inşaatı sırasında tüketilen pet şişelerle özel bir duvar hazırladık ve geri dönüşümü sanatla da birleştirdik.  Sanatçı Deniz Sağdıç’ın atık kumaşlardan tasarladığı iki portreyi ve ticari değerini yitirmiş denim kumaşlardan hazırladığı oturma grubunu mağazamızda sergiliyoruz. 

Döngüsel dönüşüm hareketi başlatmayı hedefleyen girişim Nivogo ile yaptığımız iş birliğiyle lekeli, kırışık, teşhir ürünü olması gibi sebeplerle satışa çıkamayan ürünlerimizi yenileyerek döngüsel ekonomiye kazandırıyoruz. Bu ürünlerin tekstil atığı olmasını engelleyerek sürdürülebilir geleceğe ve modaya aynı anda dokunuyoruz. Bu iş birliği sonucunda 360.000 ürünü hayata döndürerek döngüsel ekonomiye dahil ettik.  Yenilenen bu ürünlerle 1 milyar litre su kullanımının ve 2.5 milyon kilogram karbon emisyonunun oluşmasının önüne geçmiş olduk.

Teknoloji dünyasında da iyi projelerin peşinden gitmeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz ay sağlık ve sağduyu uygulaması Help Steps ile hayata geçirdiğimiz iş birliği kapsamında herkesi aktif yaşama ve bunu yaparken de iyilik için adım atmaya davet ettik. Boyner çalışanlarını, müşterilerimizi ve diğer tüm kullanıcıları dahil ettiğimiz projeyle gün içinde atılan adımları ikiye katlıyoruz. İkiye katlanan bu adımlar Boyner ile uygulama içindeki sivil toplum kuruluşlarına veya Askıda İyilik projemize iki kat değerli olarak bağışa dönüşüyor. 

Müşteri memnuniyeti ve deneyimine olumlu katkı sağlayacak tüm altyapı yatırımlarımızın, aynı zamanda karbon ayak izinin azaltılması, kaynakların efektif kullanılması ve dünyaya faydası dokunacak çıktılarının olmasını da gözetiyoruz. Bir yandan da müşteri memnuniyetinin sadece ürün ve hizmette kaliteyle oluşmadığını, müşterilerin artık markaların “iyilik” projelerini de satın alma davranışlarını etkileyecek şekilde değerli bulduğunu görüyoruz. Yapılan araştırmalara göre özellikle Z Kuşağı gençler bu konuda oldukça duyarlı. Bugün, dünyanın her yerinde gençler iklim krizi konusundaki hassasiyetlerini küresel ölçekte örgütlenerek gösteriyor ve bu gençlerin profillerini incelediğimizde görüyoruz ki çok büyük bir bölümü lise ya da üniversite çağında. Yapılan araştırmalarda 10 gençten 9’u şirketlerin ürün, hizmet ve iletişim çalışmalarında çevre ve toplum yararı gözetmesi gerektiğine inandığını söylüyor. Daha önemlisi bu kuşak, şirketlere bir misyon yüklüyor ve doğrudan şirketleri muhatap alıyor, kısaca şirketlerin bir aksiyon almasını istiyor. Yine bu gençler çalışacakları kurumlarda da ırk eşitliği, kadın hakları, göç ve iklim değişikliği gibi konularda şirketlerin onların hassasiyetlerini paylaşıp paylaşmadığını önemsiyor. Gençler her anlamda dahil olacakları ya da dokunacakları markaları artık kendileri seçiyor.

Boyner’in sahip olduğu tüm ekosistem içinde çalışanlarımızla hatta tedarikçilerimizle de ilişkilerimizin temelinde “iyilik ve iyi olma hali” yer buluyor. Özellikle genç profesyonellerin çalıştıkları kurum veya markalardan da bunu beklediğini ve sorguladığını biliyoruz. Bizim bu konudaki bakış açımızın elbette ki çalışanlarımız üzerinde olumlu bir etkisi oluyor ve tüm projelerimize dahil olma heyecanını içlerinde taşıyorlar. 

Nurçin Koçoğlu

Boyner Büyük Mağazacılık Pazarlama ve Marka Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı 

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin Sürdürülebilirlik Özel sayısında yayımlanmıştır.

Senin için
Tümünü göster
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu: “Türkiye bölgesel bir üs…

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye’nin sunduğu yatırım fırsatlarını küresel iş...