artwork

Çalışanımı ve paydaşlarımı korurum

4 yıl önce

0

Borusan sanayi ağırlıklı bir iş grubu olarak zaten iş sağlığı ve güvenliğine her zaman önem ve öncelik verir. Bu konuda güçlü bir refleksimiz var ve salgın sırasında bu refleksimizin çok işe yaradığını söyleyebilirim. Daha koronavirüs dünyanın sınırlı sayıda ülkesinde görülürken ve Türkiye’de henüz vaka tespit edilmemişken dahi, yaşanan gelişmeleri dikkatle yakından takip ettik.

Global çapta faaliyet gösteren bir şirketler grubu olduğumuz için virüsün bulaşma riski sebebiyle 31 Ocak’ta grup geneli bir duyuru yayımlayarak virüs, hastalık ve korunma yöntemleri hakkında bilgilendirme yaptık. 3 Mart’ta ise zorunlu olmayan yolculukları durdurduk. 6 Mart’ta, Borusan Grup COVID-19 Kriz Komitemizi kurduk ve krizin insani boyutu kadar ekonomik etkileri olacağını da öngörerek çok boyutlu bir hazırlık sürecine girdik. “Çalışanımı, işimi ve paydaşlarımı korurum” şeklinde üçlü bir sacayağında çalışmalarımıza yön verdik ve bu süreçte en çok birlik, beraberliğin yarattığı motivasyona ihtiyacımız olacağından hareketle bu yaklaşımın “beraber aşacağız” söylemi ile de içerde ve dışarda iletişimini yaptık.

Pandemi ile birlikte yaşamak durumundayız. Bu deneyimden kaçınamayız. Bu süreçte çalışanlarımızı en iyi şekilde korumak için, aldığımız tüm önlemlerin sürdürülebilir ve takip edilebilir olması büyük önem taşıyor.

Çalışanımı Korurum” boyutunda ilk aksiyonumuz 17 Mart itibarıyla işini evden yapabilecek çalışma arkadaşlarımızı uzaktan çalışma sistemine geçirmek oldu. Çalışanlar için sağlık ve güvenlik tedbirlerini alarak üretimin kesintisizliğini sağlamaya yönelik tüm gayretimizi göstersek de bazı üretim tesislerimizde kısa süre ile üretime ara verdik, tesisin hijyenini sağladık. Çalışmaya devam eden iş yerlerimizde iş ortamını, servis, yemekhane ve soyunma odası gibi ortak paylaşım alanlarının tamamını sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uygun düzenledik. Düzenli aralıklarla canlı yayınlar yaparak içinde bulunduğumuz dönemi, aksiyonlarımızı açık ve net bir iletişim ile tüm çalışanlarımız ile paylaştık, paylaşmaya devam ediyoruz. Süreç boyunca çalışanlarımız ile sürekli etkileşim içinde olmak çok önemliydi, onlardan gelen soruları yanıtladık, paylaşımlar yaptık.

Borusan Grubu’nun tüm şirketlerine eğitim ve gelişim desteği sağlayan Borusan Akademi platformumuz ile yeni çalışma düzeni için ihtiyaç duyulan evden çalışma prensiplerini belirledik. Evden çalışma düzenini kolaylaştıracak ipuçlarını çalışanlarla paylaşıp, kaygı-stres yönetimi gibi konularda destekleyici dijital içerikler paylaşıldı. Bunların yanı sıra, çalışanlarımızı canlı yayınlar aracılığıyla bu dönemde içinde bulundukları duygu durumlarını destekleyecek uzmanlar ile buluşturduk. Ortak stres ve kaygı kaynaklarımızı konuşmak, tüm çalışanlara iyi geldi. Yine üst yönetim ekibimize özel canlı yayınlar ile pandemi ile birlikte ekonomi, siyaset ve teknoloji alanında dünya ve Türkiye’de yaşanan değişimleri konuştuk.

Tüm çalışanlarımız ve yönetim ekiplerimiz ile içinde bulunduğumuz dönemin ihtiyaçlarına özel dijital öğrenme kaynaklarını haftalık olarak düzenli paylaştık. Borusan Spor Kulübümüz sağlıklı beslenme ipuçlarından, online canlı spor derslerine kadar birçok alanda çalışanlarımızın sağlıklı ve zinde kalmasına destek oldu. Bu dönemde planladığımız sınıf içi gelişim programlarını, online programlara dönüştürdük ve hem eğitim katılım sayılarında hem de program verimliliğinde önemli gelişmeler yaşadık. Çalışanlarımız, bu başlıklarda yazılarını kurumsal blogumuz olan Turuncu Blog’da kendi kalemlerinden tüm Borusanlılar ile buluşturdu. Bunlar ilgi çeken aksiyonlarımız oldu.

Son olarak salgınla mücadeleye katkıda bulunmak ve birbirimizden öğrenmek için Borusan Dayanışma Destek Platformu’nu hayata geçirdik. www.dayanismaplatformu.com web sitesinde; “Çalışanımı Korurum, İşimi Korurum ve Paydaşımı Korurum” yaklaşımıyla, COVID-19 salgını sürecinde alınan aksiyonları anlatıyoruz. Bu platform ile iyi uygulama örneklerini paylaşmak istiyoruz. Buranın şirketlerin, tedarikçilerin ve yan sanayi kuruluşlarından uzmanların; webinarlar aracılığıyla know how paylaşımı yaptıkları bir merkez olmasını arzu ediyoruz.

Bilim insanlarının, Cumhurbaşkanlığı’nın ve ilgili bakanlıkların yönlendirme ve talimatlarına uyum sağladık. Bu kapsamda ofislerde tüm yürüme alanlarında sosyal mesafeye uygun yürüyüş rotaları işaretlendi. İşe girişte temassız ateş ölçer ile ölçüm yapılıyor. Özellikle yığılmayı önlemek ve yoğunluğu azaltmak üzere ofislere giriş-çıkış saatlerini kişi sayısına uygun bir şekilde yeniden belirledik (Örneğin; 08.00’da 15 kişilik bir grup, 08.05’te yine 15 kişilik bir grup gibi). Sosyal mesafe kuralına uyulması açısından tüm ofisin oturma düzeni sosyal mesafeye uygun olarak değiştirildi ve çalışanların kendileri için belirlenmiş masalarda oturmaları sağlandı. Bunun yanında mümkün olan tüm lokasyonlarda, masalar arasına şeffaf paneller eklendi. Masalarda kişisel eşyaların bulundurulmaması konusunda çalışanlarımız bilgilendirildi.

Tüm havalandırmaların bakım ve dezenfeksiyon işlemleri sık sık yapılıyor. Temiz hava girişinin olmadığı odaların kullanıma kapatılarak, çalışma alanı ile ilgili düzenli havalandırma planlamaları yapıldı. Masa üstü, ekranlar, klavyeler, mouse, telefon, fotokopi makinası gibi ofis araçlarının günlük temizlik rutinleri belirlendi. Elle teması gerektirmeyen yeterli sayıda çöp kutusu sağlandı. Ofis içinde maske kullanılmasını zorunlu hale getirdik ve her kata minimum bir adet dezenfeksiyon cihazı yerleştirdik.

Yemekhane konusunda ise uygun olan lokasyonlarda çalışanların evden yemek getirmelerine izin verdik. Yemekhane sandalye ve masa düzenini sosyal mesafeye uygun şekilde ayarladık. Çalışan grupları için belirlenmiş saatlerde yemekhane kullanımı oluşturduk ve her çalışanın kullanacağı masa ve sandalyeyi önden belirledik. Yemekhane hijyeninin sağlanması amacıyla sık aralıklarla dezenfekte ediyoruz. Yemekhane kapasitesi düşük olan lokasyonlarda yemekleri ve içecekleri tek kullanımlık kumanya şeklinde dağıtıyoruz. Baharat, tuz, kaşık, çatal, bardak vb. malzemeleri tek kullanımlık sunuyoruz. Yemekhane görevlilerine kişisel koruyucu ekipmanları eksiksiz olarak sağlandı.

Borusan olarak bu sürecin tamamı boyunca hayata geçirdiğimiz tüm projelerde paydaşlarımızı desteklemeye büyük önem verdik. #BeraberAçacağız çatı söyleminin altında gerçekleştirdiğimiz çalışmaları şu şekilde özetleyebilirim:

Dayanışma Destek Platformu (DDP)
Bu doğrultuda dayanışmaya destek kapsamında yaptığımız tüm çalışmaları anlatmak, işbirlikleriyle dayanışmayı büyütmek için Dayanışma Destek Platformu ismini verdiğimiz bir içerik sitesini hayata geçirdik. www. dayanismaplatformu.com sitesinde; Borusan Grup şirketlerinin “Çalışanımı Korurum, İşimi Korurum ve Paydaşımı Korurum” yaklaşımıyla, COVID-19 salgını sürecinde aldıkları aksiyonlar anlatılıyor. Bu çerçevede diğer şirketlere de iyi uygulama örnekleri vermeyi hedefliyoruz. Dayanışma Destek Platformu’nu diğer şirketlerin, tedarikçilerin ve yan sanayi kuruluşlarından uzmanların; webinarlar aracılığıyla bu süreçteki bilgi birikimlerini paylaştıkları bir merkez haline getirmeyi arzu ediyoruz. Bu doğrultuda, DDP üzerinden her hafta canlı yayın webinarlar gerçekleştiriyoruz. İş dünyasından uzmanların moderatörlüğünde önemli konularda iyi uygulamalar, fikir ve gündem alışverişi yapıyoruz. Şimdiye kadar CEO’muz ve genel müdürlerimizle “Çok Boyutlu Kriz Yönetimi, “Pandemi Sürecinde Çalışan Deneyimi, “Girişimcilik ve Startup Dünyası”, “Yeni Normalde Kültür Sanat”, “Kesintisiz Müşteri Deneyimi”, “ Üretim Çarklarını Kesintisiz Sürdürmek” gibi konuların yanı sıra enerji, lojistik ve denizcilik sektörleri özelinde de her bir sektörün önde gelen isimleriyle oturumlar düzenledik.

Askıda eğitim var
Pandemi döneminde dayanışma ve gönüllülük ruhunu merkeze alan Askıda Eğitim Var projesini hayata geçirdik. Askıda Ne Var sosyal girişim platformu ile birlikte başlatılan #AskıdaEğitimVar projesi ile uzaktan eğitime erişimde zorlanan üniversite öğrencilerini desteklemeyi amaçlıyoruz. Eski bir Osmanlı geleneği olan “askıda ekmek” uygulamasından esinlenerek tasarlanan, ülkemizin geleceği olan gençlerin kendilerini mümkün olan en iyi şekilde geliştirebilmeleri hedeflenen proje kapsamında; eğitimlerine kesintisiz devam edebilmeleri için üniversite öğrencilerine bilgisayar, internet paketi, online kitap aboneliği, mentorluk ve online eğitim platformlarına erişim desteği sağlanıyor. Borusan Holding CEO’su Erkan Kafadar ve Borusan’ın üst yönetimi de, mentorluk yaparak projeye destek oluyor. İsteyen herkes bu projeye bireysel olarak da destek verebiliyor. Askıda Eğitim Var projesinin sonlanmasının ardından 10.376 adedi Borusan desteğiyle olmak üzere yaklaşık 11.000’den fazla üniversite öğrencisi bu projeden yararlanmış olacak.

Gönüllülük çalışmaları
Borusan Okyanus Gönüllüleri de projeye desteklerini sürdürüyor. Her cuma günü bir Borusanlı fotoğraf çekiminden masal anlatımına kendi yetkinlikleri dahilinde birçok farklı alanda online paylaşım toplantıları düzenlendi. Bu gönüllü katılımın karşılığında ‘İyilik Takası’ adı verilen etkileşimle, katılımcıların askıda eğitime destek vermeleri isteniyor. Gönüllülerin düzenlediği etkinlik ve atölyelerin arasında masal anlatma, fotoğrafçılık, kitap buluşmaları yer alıyor. Çalışmalara katılanlar ayrıca #AskıdaEğitimVar projesine kitap ve online eğitim paketleri bağışlıyor.

Pandemi tüm dünyaya çalışma düzenleri ile ilgili çok önemli değişimleri, dönüşümleri beraberinde getirecek. Pandemi sonrasında ofislere döndüğümüzde, alınan tüm önlemler ile farklı bir çalışma hayatı deneyimleyeceğiz ve bu hayat en azından aşı bulunana ve çalışanlarımız bu aşıdan yararlanana kadar devam edecek.

Biz de Borusan Grup İK stratejimizde, uzaktan çalışma, part time, freelance iş gücü ya da crowdsourcing gibi çalışma yaklaşımlarından oluşan “Hibrit Çalışma” düzenlemelerini hayata geçiriyoruz.

Pandemi sonrasında, evden çalışma uygulamasının, uygun olan tüm roller için, belirli bir düzen içerisinde süreceğini tahmin ediyoruz. Ofis kavramı, ev-ofis kavramı ile birleşecek, geçmişte birçok kurumun daha uzak yaklaştığı evden çalışma pratikleri hem günlük hayatın hem de pandemi gibi özel durumların yarattığı ihtiyacın bir cevabı olacak. Bunun önemli bir yansıması olarak bağlılık yönetimi, aidiyet ve motivasyon geliştirme, takımdaşlık ve iş birliği yaratma gibi konular İnsan Kaynakları uzmanlarının daha da fazla gündemine gelecek. Ortak anlam duygusu yaratmak, farklı çalışma düzenindeki çalışanları ortak bir amaca odaklamak, motive etmek ve takım gibi hissetmelerini sağlamak üzerine önemli pratikleri hayata geçireceğiz.

Bununla birlikte, çalışanlarımızın sadece fiziksel değil, psikolojik sağlıklarına da odaklandığımız kapsamlı bir wellbeing – iyi olma hali yaklaşımına şirketler daha da fazla kaynak ayırmaya başlayacaklar. İşimizi sağlıklı bireylerle sürdürürken çalışanımızın hem kendisinin hem de yakın çevresinin ruhsal ve fiziksel sağlığını gözetmek birincil önceliklerimizden olacak. Bununla birlikte, liderlik yaklaşımları da değişecek, yeniden şekillenecek. Samimi, içten, güven yaratan ve bu farklı çalışma modellerini destekleyecek deneyimde, değişimi en iyi şekilde yönetebilen liderler ön plana çıkacak. Biz İnsan Kaynakları ekipleri ise, organizasyonda bu yetkinliklerin gelişmesi için yatırımlarımızı artırmaya devam edeceğiz.

Bunun için çok kapsamlı bir planlama yaptık. Farklı senaryolara ve ihtimallere karşı hazır olmak istiyoruz. Biz normalleşme sürecine 3 farklı dönem olarak bakıyoruz: Normalleşmeye geçiş, normalleşme ve yeni normali deneyimleme dönemleri. Her bir dönemin operasyon ve organizasyon yönetimi açısından belli kuralları ve prensipleri var.

Ofis çalışanlarımız için; Haziran sonuna kadar grup şirketlerimizde çalışanlarımızın %25, %50 ve %75 oranlarında, kademeli olarak ofise dönecekleri bir planımız var. Önümüzdeki dönemi ev – ofis “hibrit çalışma” dönemi olarak görüyoruz. Buna göre ilk 4 hafta boyunca haftada 2 gün ofisten, 3 gün evden; kalan 4 haftada ise 3 gün ofisten, 2 gün evden çalışılmasını planlıyoruz. Ancak kronik rahatsızlığı olan ve yüksek risk grubunda olan çalışanlarımız evden çalışmaya devam edecekler.

Biz normalleşme sürecine 3 farklı dönem olarak bakıyoruz: normalleşmeye geçiş, normalleşme ve yeni normali deneyimleme dönemleri. Her bir dönemin operasyon ve organizasyon yönetimi açısından belli kuralları ve prensipleri var.

Saha ve üretim çalışanlarımız; pandeminin başlangıcından beri aldığımız tüm hijyen ve sosyal mesafe önlemleriyle kesintisiz üretime devam ediyorlar. Hem sosyal teması azaltacak hem de iletişimi, süreçleri ve kişilerin çalışma konforunu etkilemeyecek şekilde servisler, yemekhane, dinlenme alanları ve soyunma odaları gibi ortak kullanılan yerlerde gerekli düzenlemeler yapıldı.

Üretim sahalarında çalışanlarımızın sağlığını korumak için dijital mobil uygulamalar geliştirdik; bunları sürekli çevik yaklaşımla güncelliyoruz. Örneğin; Borusan Mannesmann çevik yaklaşımla Sağlık Olsun isimli bir mobil uygulama geliştirdi. Bu uygulamanın mantığı çalışanlar daha ofise/tesise gelmeden önce risk potansiyellerinin tespit edilip enfeksiyon olasılığı bulunanların seri bir şekilde izole edilmesine dayanıyor. Aynı şekilde Borçelik şirketimiz de kendi mobil uygulaması Bi İşler üzerinden geliştirmeler yapıyor ve “Gerçek Zamanlı Konum Belirleme Sistemi” ile temaslı takip gerçekleştiriyor.

Pandemi ile birlikte yaşamak durumundayız. Bu deneyimden kaçınamayız. Bu süreçte çalışanlarımızı en iyi şekilde korumak için, aldığımız tüm önlemlerin sürdürülebilir ve takip edilebilir olması büyük önem taşıyor. Planladığımız değişimleri, farklı şirketlerin de yararlanabilmesi amacıyla Dayanışma Destek Platformumuz altında paylaşıyoruz.

Nursel Ölmez Ateş
Borusan Holding İnsan Kaynakları ve Kurumsal İletişim Grup Başkanı

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 99. sayısında yayımlandı.

Senin için
Tümünü göster
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu: “Türkiye bölgesel bir üs…

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye’nin sunduğu yatırım fırsatlarını küresel iş...