artwork

“Bitti, seni yapay zeka için terk ediyorum”

10 ay önce

0

McCann Londra’dan Gémina Flores ve Jemma Burgess, “Yapay zeka, yaratıcılar arasındaki insan ilişkisinin yerini alabilir mi?” sorusunu cevaplıyor.

Drake ft. The Weekend AI şarkısı Heart on my Sleeve örneğinde olduğu gibi, yapay zekanın sanat yönetmenlerini ve reklam yazarlarını taklit etmede ciddi şekilde daha iyi hale geldiğini söylemek doğru olur. Ancak bu kadar iyiyse, neden yaratıcı ortaklarımızı bırakmıyoruz?

Yaratıcı egolarımızı geride bıraktık, “ama makineler hissedemez” aşamasını geçtik ve durumu gözden geçirmek için 170 global McCanner çalışanıyla yaratıcı beyin fırtınası gerçekleştirdik.

Bir gerçekle başlayalım: Akıllı varlıklarız ancak “insanlığın tüm yazılı işlerini işlemediğimiz” doğruysa, yapay zekanın yaratıcıları harika yapan niteliklerden yoksun olduğunu iddia edebiliriz.

Doğası gereği, yapay zekanın orijinal olmadığı kabul edilebilir. Midjourney veya ChatGPT gibi yaratıcı araçlar, beynimizin hayal edebileceğinden daha fazla veriyle doludur (internetteki her şeyi kapsar). Elde ettiğiniz iş, tüm bu bilgilere dayalıdır, bu nedenle yapay zekanın mevcut içerikten “çaldığını” söyleyebilirsiniz ancak bu, bizi makineden ayıran şey değildir. Bunu bizler de yapmıyor muyuz? Hiçbir beyin sıfırdan yaratmaz; hepimiz, bilinçli ya da değil, deneyimlerimizden, bizi etkileyen tüm görüntülerden, kitaplardan, filmlerden ve tartışmalardan ilham alırız.

İngiltere yasalarının gözünde telif hakkı, “yazarın kendi fikri eseri” olarak yorumlanan “orijinal” eseri korur. Peki yapay zeka tarafından oluşturulan içeriğin “yazarı” kimdir? Bu noktada konu ikiye ayrılır: program yaratıcısı ve kullanıcı. Ardından istemci düzeyine inilir; ne kadar çok insan müdahalesi olursa, kullanıcı o kadar çok yasal sahip olarak kabul edilir. Bununla birlikte AI tarafından oluşturulan içeriğin orijinal olarak kabul edilip edilmeyeceği sorusu, muhtemelen yasadan ziyade kişisel özgünlük tanımınıza bağlıdır.

Video sanatını icat eden Koreli sanatçı Nam June Paik’e ve onun mıknatıslarla oluşturulan çarpıtılmış televizyon görüntülerine bir göz atın. Muhtemelen onu, eserinin yazarı olarak görürsünüz çünkü öyle. Televizyonu ya da mıknatısı icat etmedi ancak onları bir araya getirme fikri onundu.

Bitmiş ürün yerine sanatsal süreci vurgulayan Fluxus hareketini belirgin şekilde etkileyen Duchamp’ın hazır yapımlarıyla aynı şey. İnsan isteminin sanatsal süreç olduğunu ve bu nedenle yapay zeka tarafından üretilen içeriğin (bitmiş ürün) yeni bir sanat biçimi olduğunu iddia edebiliriz.

İstemler “… tarzda” ifadesini içerdiğinde ve sonuç olarak Matisse gibi görünen parçalarla veya Nick Cave tarafından yazılmış bir şarkıyla sonuçlandığında daha sorunlu olmaya başlar. İşte o zaman yaratıcı ortağa (insan) sahip olmak oldukça faydalıdır; makinelerin aksine biz özgünlük konusunda başarılıyız. Birbirimizi en alakasız, rastgele ve sıklıkla aptalca düşüncelere sevk ederiz ve sonunda sihir gerçekleşir.

Bazıları yapay zekanın yaratıcılıktaki eksikliğini, en büyük zayıflığı olarak görebilir ancak bize güvenin, öyle değil. Odadaki en özgün kişi olmamak, pek zararlı olmaz ama siyahi hastalara daha az tıbbi bakım vermek hâliyle zararlıdır. Bu doğru, yapay zekanın dikkate alması gereken birkaç etik sorunu var. Nüfusun çoğunu (aslında beyaz olmayan herkesi) yabancılaştırmak amacıyla Midjourney için yalnızca “İngiliz birinin portresini” istemeniz yeterli. Veya bir AI psikiyatristinin size akıl hastalığı teşhisi koyması için Google’a birkaç normal semptom yazın… Ancak diğer yaratıcı yarınızın yerini alması gereken devrim niteliğindeki teknoloji, gelişimsel düşünmede zamanın epey gerisinde kaldığında bu gerçekleşmeyecek.

Reklamlarınızda kullanmak istediğiniz teknolojiyi, örneğin deepfake’i düşünün… NBA, kendinizi tarayabileceğiniz ve oyunun herhangi bir oyuncusunu kendinizle değiştirebileceğiniz bir simülatör başlattı. Harika değil mi? Ancak aynı teknoloji, izniniz olmadan sizi bir pornoya eklemek için de kullanılabilir. Aslında tüm çevrim içi deepfake’lerin %96’sı, kadınları hedef alan ve onların rızası alınmadan paylaşılan pornolardır. Bunu gördüğünüzde, vicdana ve başkalarıyla gerçekten empati kurma yeteneğine sahip yaratıcı bir ortak kulağa oldukça çekici geliyor.

Genel olarak insan yaratıcılığının birçok yönünü düşündüğünüzde, yeri doldurulamaz. Çok akşamdan kalma olduğunuz için bir yapay zeka sizin yerinize bir müşteriye sunum yapar mı? Kesinlikle hayır. Bütün gün senin aptalca şakalarına gülmeyecek ya da sana tampon almak için markete koşmayacak. Asla düğününüzde nedime ya da çocuğunuzun vaftiz annesi olmayacak.

Yaratıcı ortaklık sihirlidir ve bu asla değişmeyecektir ancak ChatGPT’nin en büyük gücünü de göz ardı etmeyelim: hız.

Onu son derece rekabetçi kılan bir faktör: Yaratıcı ortaklar bir makine yerine her zaman birbirlerini tercih edebilirler, peki ya markalar?

Gémina Flores ve Jemma Burgess
McCann London Yaratıcıları

 

Bu içerik ilk olarak Campaign Türkiye’nin 133. sayısında yayımlandı.

Senin için
Tümünü göster
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu: “Türkiye bölgesel bir üs…

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Türkiye’nin sunduğu yatırım fırsatlarını küresel iş...