AI, yaratıcılığı değil ama gezegeni öldürebilir

Cheil Worldwide’dan Malcolm Poynton, yapay zekanın gündeme oturmasına ve kullanımındaki sıklığa farklı bir açıdan yaklaşıyor: “Tek bir AI modeli, bir otomobilin yaşam süresi boyunca yaydığı ortalama emisyonun yaklaşık beş katını yayabilir.”

Yeni teknoloji, yaratıcı endüstrilerde uzun süredir korku ve hayranlık uyandırıyor ancak üretken yapay zekanın gelişiyle varoluşsal panik yepyeni bir düzeye ulaştı.

Bazıları teknolojinin insan yaratıcılığını ve üretkenliğini artıracağını savunurken, çoğu kişi bu görevi robotların devralacağını düşünüyor.

AI sanat eserlerinin ödüller kazanması, AI tarafından üretilen Drake ve The Weeknd şarkılarının viral hale gelmesiyle yapay zeka işçiliği, yaratıcı sektörlerde şimdiden oldukça faal. Marka dünyasında ise Martini ve Coca-Cola gibi markaların yapay zeka tarafından oluşturulan reklam kampanyalarını ve Levi’s’ın web sitesinde “temsil”i artırmak için yapay zeka modellerini (sonu tartışmalı olsa da) kullandığını görüyoruz. Ancak bunun, yaratıcılığımıza hatta işlerimize yönelik oluşturduğu tehdit, şu anda endişelerimizin en küçüğü olmalı. İş ve marka dünyasındaki sürdürülebilirlik hakkındaki tüm konuşmaları göz önünde bulundurduğumuzda, yapay zeka ve teknolojinin gezegenimiz üzerindeki etkisine ilişkin pek de kafa karışıklığı yaşanmaması şaşırtıcı. Yapay zekanın insan yaratıcılığını öldürme olasılığı tartışmaya açık olsa da, şu anki büyüme hızına baktığımızda, gezegenimiz için ölüm çanlarının çaldığına şüphe yok.

MIT, tek bir yapay zeka modelinin eğitilmesinde, ortalama bir Amerikan otomobilinin yaşam süresince yaydığı emisyonun yaklaşık beş katı kadar emisyon sarf edebileceğini bildirdi.

Bulut artık tüm hava yolu endüstrisinden daha büyük bir karbon ayak izine sahip ve tek bir veri merkezi 50.000 evle aynı miktarda elektrik tüketebilir.

Teknoloji şirketleri, giderek yükselen yapay zeka kullanma yarışında rekabet ettikçe ve bu araçların boyutu arttıkça, gezegene yönelik potansiyel yıkım da artıyor. Aynı zamanda yapay zeka, bazıları tarafından iklim değişikliğine karşı mücadelede güçlü bir araç olarak da görülüyor; güç nakil şebekelerinin düzenlemesinden daha enerji tasarruflu binalar tasarlamaya yardımcı olmaya kadar çeşitli kullanımları var. Ancak yapay zeka araçlarının iklim değişikliğiyle mücadele etmektense iklim değişikliğini hızlandırmada daha etkili olmasını engellemek için sağlam düzenlemelere olan ihtiyacı görmezden gelemeyiz.

İsveç’teki Umea Üniversitesi Sosyal ve Etik Yapay Zeka Profesörü Virginia Dignum’un dediği gibi: “Yapay zeka, iklim mücadelesini hem mümkün kılıyor hem de potansiyel olarak yok ediyor.”

Açık olan şu ki; birçok marka yapay zekanın yeni parlak oyuncağıyla eğlenirken, iş dünyası ve marka liderlerinin işlerinde (lojistikten üretime kadar) yapay zekanın rolünü ve bunun ne anlama geldiğini belirleyip değerlendirmesi gerekiyor.

Şu anda endüstri, yapay zeka tarafından üretilen görüntü ve modelleri kullanma etiğine ve yapay zeka görüntülerinden kaynaklanan çarpıtılmış güzellik standartlarının gelecek nesil üzerindeki potansiyel etkisine odaklanmalıdır.

Tabii ki bazıları bu tür konularda AI’ın karar vermesinden memnuniyet duyacaktır ancak son kontrollerime göre, AI’ın vicdan gibi bir duygusu yok. Yapay zeka, durumu geri döndürülemez hale getirmeden önce insan beyni gücü ve davranışı, evimizi kurtarabilecek yegâne şey.

Malcolm Poynton
Cheil Worldwide Global CCO’su

Bu içerik ilk olarak Campaign Türkiye’nin 133. sayısında yayımlandı.