Reklamcılık sektörüne çArşı pazar araştırması

Gezi Parkı üzerine bayağı kişi ahkam kestiği için olayın toplumsal yansımaları üzerine yorum yapacak değilim. Olaylar sırasında ve sonrasında ortak kanaatlerden biri medyanın artık ‘eskisi gibi’ olmayacağıydı.

Doğru; televizyon ve gazetelerin çoğu hiç de iyi bir sınav veremedi. Bu isyan dalgası ve dijital çağ, bize genç neslin artık ahkam kesenler yerine kendisi ile aynı dili konuşanları dinlediğini gösterdi. Gazetelerdeki köşelerinden “her şeyi ben bilirim” edası ile yüksek perdeden ders veren eski kuşak abi-ablaların yerine “kasma kendini, bırak dağınık kalsın” diyen bir akıma ihtiyaç var.

Burada lafı fazla uzatmadan medya patronları ve gazetecilerin takkesi düştü diyelim…

Peki ya reklam sektörü ne olacak?

En iyi sloganı onlar bulur, en yaratıcı insanlar onlar, en zeki ve hisli temaları onlar anlatır… Her biri uluslararası bir network çatısı altında çok çok önemli işler yapar, karşılığında da çok iyi paralar alır.

Gezi Parkı olaylarında, ben öyle sloganlar ve ince zeka gerektiren spotlar gördüm ki ‘benim’ diyen ajans 80 tane toplantıyla bu sonuca ulaşamazdı.

Devamlı medyayı eleştiren reklamcı arkadaşlar, dikkat edin sıra size geliyor.

Büyük havalarla, müşteriye tepeden bakarak bulduğunuz çözümlerin daha iyisini, hayatında reklamcılık eğitimi almamış ergenler anında Twitter’dan yumurtluyor.

Mesala tek başına çArşı… Başlı başına bir reklam ajansı… Ajans başkanı hazretleri, zarif bir kreatif direktörü, yaratıcı art direktörü, metin yazarı, müşteri bilmemnesi yok. Aslında var da daha kartvizit bastıramadılar.

Van depremindeki hangi sosyal sorumluk faaliyeti soğuk havada sahaya atılan atkılar kadar akılda kaldı? O kadar para harca, yardım topla, bakanlarla Van’a git, siyah beyaz atkılar kadar etkinliğin olmasın.

Ben bir hızlı tüketim şirketi ya da müşteriyle direkt ilişkisi olan bir firma olsam mutlaka çArşı grubundan birileriyle buluşur bir toplantı filan yapardım.

Emin olun bu ‘çapulcular’, tam donanımlı bir reklam ajansından daha ufuk açıcı fikirler çıkarır…

Levent Ertem / Campaign Türkiye Yayın Danışmanı

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Temmuz 2013 sayısında yayınlanmıştır.