Site icon Campaign Türkiye

Zaman…

“Bize küçükken üç boyut olduğu öğretildi; uzunluk, genişlik ve derinlik… Sonra, dördüncü bir boyut daha olduğunu öğrendik; zaman.” Paterson filmini izledikten sonra aklımda en çok dönen cümlelerden biri bu oldu.

5 dakika ya da 1 yılın ya da 20 yılın üzerimizdeki etkisini algılayışımız her an değişebiliyor. Ancak temelde değişmeyen bir şey var; son derece yavaşmış gibi hareket edip hızıyla bizi en çok şaşırtan kavramın yine “zaman” olması. Evet, zaman geçiyor ve hayatımıza yeni cihazlar, yeni teknolojiler ve yeni alışkanlıklar giriyor. Mesela bu ay ofis sayfalarımız için Youth’u ziyaret ettiğimizde öğrencilerin notlarını paylaştıkları “Stubridge” ile tanışmış olduk. Halbuki bizler kırtasiyeye notlar satardık, hatta kimi zaman sınıfta hiç tanımadığımız birinin notlarını takip eder, sınavlardan geçerdik. Ya da Süper Baba, Sıcak Saatler veya Parlament Sinema Kulübü için gün sayardık; çünkü hayatımızda Netflix’i geçtim, internet bile yoktu. Yazmayı sevenlerin bırakamadığı alışkanlıklardan biri de; sevilen köşe yazarlarının yazılarını gazetelerden kesip arşivlemekti. Oysa şimdi Oray Eğin bize 24 saat köşe yazarı olmaktan bahsediyor. Ve bir de tabii kadınların iş dünyasının uzağında kaldığı, sadece reklam görsellerinde ellerinde Gırgır gibi ürünlerle gördüğümüz bir dönem var… Maxus Global CEO’su Lindsay Pattison, kadın lider olmayı anlatırken kadının değişimini düşünmemek de imkansızdı.

Sanırım yaşlandığımız biraz ortaya çıkıyor, bu ufak “flashback”ler ile ama bir yandan da teknolojinin gelişirken attığı her adıma, o her adımla sektörü nasıl etkilediğine tanık olmak muhteşem değil mi?

 

Kamer Yılmaz
Campaign Türkiye Kıdemli Editörü

 

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Mart 2017 sayısında yayınlanmıştır.

 

Exit mobile version