artwork

Ucuz etin yahnisi meselesi

6 yıl önce

0

Son yılların trendi olan kriz ve arkasında yatan optimizasyon, markaların ve doğrudan pazarlama ajanslarının gündeminde. Biliyoruz ki, konvansiyonel reklam ajansları ile yapılan büyük bütçeli reklam kampanyalarının başarılı olması ancak tüketicilerine birebir doğru deneyimi yaşatabilmesi ile mümkün oluyor.

Geleneksel mecralara harcanan devasa bütçeler sonrası, kalan kuş kadar bütçeyle, tüketiciler için anlamlı deneyimler tasarlamaya çalışmak, çoğu zaman işleri içinden çıkılmaz bir noktaya taşıyor. Tüketiciye ulaşalım ama en ucuz yoldan ulaşalım diyen markalar sınıfta kalıyor.

Bir işi uygun bütçeli yaptırmaya çalışmakla, bütçeyi uygunlaştırmak için fikri ucuzlatmaya çalışmak ayrı şeyler. Fikri ucuzlattıkça ortaya çıkan sonuçtan mutsuz olan markalar, bu noktada sorumluluğu ajanslara bırakıyor. Peki bu noktaya nasıl geldik? Her şeyden önce hayatımıza, iletişim dünyasından uzak, tamamen finansal kriterle hareket eden bir ‘satın alma’ kavramı girdi. Bu departmanlar iş için üretilen fikrin değerine ve o işi uygulayabilecek ajansların yetkinliğine bakmadan kendilerine sunulan fikirleri, en ucuz şekilde uygulatabilecekleri ajanslara yöneldiler. Bu da fikrin ucuzlamasına, kimi zaman çalınmasına, doğal olarak da çıkan sonuçların başarısız olmasına yol açtı. Şimdi tüm bunlar yaşanırken ve optimizasyon sürekli olarak gündemdeyken “Ucuz Etin Yahnisi” mideleri bozuyor ve markaları ileri noktalara taşıyabilecek projeler, off brief olarak server’larımızın bir köşesinde kalmaya mahkûm ediliyor. Diğer yandan yapılan pazarlıklarla %2’ye kadar düşen ajans hizmet bedelleri ve bu bedellerin ucuzluk olarak markalara yansıyan tarafları, yahniyi tarhana çorbasına dönüştürerek sektöre yön veriyor.

Bu bakış açısını değiştirmek ve sektör olarak doğru yolu bulmak bizim en büyük sorumluluğumuz. O yüzden derneklerimizde konuyu gündemde tutmalı ve en kısa sürede çözüme kavuşturacak yollar üzerinde çalışmalıyız.  Ancak bu şekilde “Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmamamız” mümkün olabilir.

 

Nilüfer Gürtekin Yalçınkaya
DPİD Yönetim Kurulu Üyesi

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye’nin 80. sayısında yayımlandı.