TV kanalları için talent ve içerik maliyetleri artabilir

 Hakan Eren / COO, Endemol Shine Turkey

Yapımcı için tabii ki yeni bir alıcı konumuna geldi dijital platformlar. Bu da yapımcının Türk dizilerinin talep gördüğü ülkelere satışı yanında ek bir pazar olarak içeriğini bu platformlara da satması ve ek bir gelir yaratması anlamına geliyor. Bu durum Türk yapımlarına daha yüksek bütçeler harcanabilmesi ve dolayısıyla içeriğin ve kalitenin çok daha yükselmesi, dünya standartlarını yakalayabilmesi anlamına geliyor. İçerik/senaryo tarafında ise, eskiden sadece Türkiye pazarı ve Türk seyircisine yönelik işler yapılırken, artık işin global izleyici tarafından da izleneceği göz önünde bulundurulmasını sağladı.

Yeni On-Demand platformlar sadece ülkemizde değil tüm dünyada medya sektöründe iş yapış şekillerini değiştirmeye başladı. Eskiden bu platformlar geleneksel medya içeriklerini arşiv niteliğinde üyelerine sunarken, son yıllarda geliştirdikleri yeni strateji ile kullanıcılarına özgün içeriklerini sunmaya başladılar. Hem oyuncular, hem prodüksiyon şirketleri hem TV kanalları yani tüm sektör açısından belli artılar ve eksiler ortaya çıkmış oldu. İçeriği üreten prodüksiyon şirketleri için bu platformlar yeni birer alıcı konumuna geçerken, bu platformların ürettiği yeni işler oyuncular ve sektör emekçileri için yeni pazar haline gelmiş oldu. Yakın gelecekte ise bu durumun TV kanallarını negatif etkileyeceği aşikar, yeni projelere oyuncu bulma noktasında zorluk ve artan talent maliyetleri anlamına gelmeye başlayacak.

On-Demand platformlar için en büyük tehlike tabii ki korsan. Stratejileri “hiç bir yerde olmayan popüler içerik üretmek ve üyelere sunmak” noktasında olduğu için bu platforma özel içeriklerin internette kolayca erişilebilir olması büyük bir tehlike. Bu konuda yurt dışında ciddi yaptırımlar olması yanında bu platformların bu konuyla mücadeleyi 7/24 sürdüren ekipleri mevcut. Ülkemizde ise bazı çalışmalar olsa da halen yeterli değil maalesef. Ayrıca yaşadığımız bir diğer problem de Türk dizilerinin talep gördüğü birçok ülkede de aynı problemin mevcut olması. Bu da Türk dizisine yatırım yapan bir yabancı kanalın yatırımının karşılığını korsan sebebiyle tam alamaması anlamına geliyor. Bu noktada sektörün ortak bir girişimle sadece Türkiye değil, Türk dizilerinin ihraç edildiği ülkelerdeki korsanı da takip ediyor ve koruyor olmasının önemli olduğu kanısındayım. Bu konuda bazı çalışmalar mevcut, umarım en kısa sürede efektif şekilde hayata geçer.

Yeni platformların yeni üye kazanma stratejisinin en önemli ayağı artık platforma özel içerik üretmek haline geldi. Netflix’in “Narcos” ve “Stranger Things” gibi platforma özel özgün içerik dizileri ile yakaladığı ilgi ve üye artış oranları buna en güzel örnek. Türkiye’de de BluTV bu stratejiye paralel 2 yeni özgün dizisi ile bu stratejiyi ülkemizde uygulamaya koydu.

Bunlar güzel gelişmeler. Tabii ki yakın gelecekte bu durum TV kanalları için bir rekabet unsuru olarak ortaya çıkacak. TV kanalları yeni içeriği bulma noktasında bu platformlar ile rekabete girmek durumunda kalacağı için, bu rekabet oyuncu ve senaryo maliyetlerini ciddi oranda yükseltecektir. Projeye oyuncu bulma noktasında da kanalları bu durum zora sokacaktır.

Popüler bazı platformları kullanıyorum. Bu platformlar aynı zamanda içerik sağladığımız müşterilerimiz de konumunda şu anda ve dizilerimizi ve sinema filmlerimizi üyelerine sunuyorlar. Tüketici gözüyle baktığımda platformların reklamsız şekilde popüler içeriği yüksek kalitede dilediğim zaman sunuyor olması büyük avantaj.

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Mart 2017 sayısında yayımlandı.