Söylemden Eyleme Doğru

Yönetim Kurulunda Kadın Derneği olarak Cumhuriyetimizin 100. yılını bize yakışır bir zirve ile kutladıktan hemen sonraki akşam “Yönetim Kurulunda da daha çok kadın için Şirketler Arası Mentorluk ve Sertifika Programı’mızın 6. dönemini başlatarak yılı kapattık.

Çalışmalarımıza başladığımız 2011 yılından bu yana öğrendiklerimizi daha geniş kitlelerle paylaşmak için düzenlediğimiz zirve bizi gururlandırdığı kadar düşündürdü de. Yıl sonları hep insanın yatıklarıyla hesaplaşma ve yapmak istediklerini planlama zamanıdır. Bizler için de farklı değil.

İlk günden beri kendimizi spesifik bir hedefe odakladık böylelikle daha sağlam bir etki yaratacağımıza inandık. Durum basitti. Ülkemizin halka açık şirketlerinin yönetim kurullarında kadın oranı %11’di. Bunun yarısının aile üyesi olduğunu varsayınca durum daha da kötü. Fakat yalnız değildik. Dünyadaki pek çok ülke benzer durumdaydı. Aradan 12 yıl geçti, biz hala %17’yi bile geçemedik. Bunun yanında pek çok benzer ülke genellikle kota uygulaması ile %30’u geçtiler ya da geçmek üzere adım adım raporlanmış bir planlarını açıkladılar. Artık kota olmadan bu rakamların ciddi şekilde değişmesinin çok zor olduğunu görüyoruz.

Gelin bu sonuçları yaşadığımız ortamdaki ‘kadının’ genel durumuna bakalım ve aslında hiç de şaşırtıcı olmadığı sonucuna birlikte varalım. Sevgili Bekir Ağırdır’ın paylaştığı rakamlar ile ülkemizde bugün her 100 kadının 11’i eğitimsiz, 42’si lise altı eğitimli, 29’u lise, 18’i de yüksek eğitimli. Yetişkin nüfus içinde her 100 kadının 52’si ev kadını, 9’u emekli, 9’u öğrenci, 1’i çalışamaz halde yani toplamda 71’i istihdama dahil değil. İstihdama dahil olan yalnızca 29 kadın var ve bunların 9’u beyaz yakalı çalışan, 5’i işçi, 5’i esnaf, tüccar, girişimci, serbest meslek gibi kendi işinde, 5’i marjinal ve sosyal güvencesiz işlerde, 1’i tarımda ve 4’ü de iş aramaya devam ediyor. Bu büyük resimden baktığımızda belki bizim yönetim kurullarında gerçekleştirdiğimiz sonuçlar başarılı bulunabilir ama biz kendimize Cumhuriyet Kadınları derken bunu böyle göremeyiz.

Dolayısıyla yeni yılda benim odağım söylemden eyleme dönecek. Yönetim kurullarında hala hiç kadın bulunmayan 179 şirket Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında kabul edilemez. Bunun değişmesi de, yönetim kurullarında artan kadın sayısı ile kurumlarımızın karar mekanizmalarının, kapsayıcı kültürlerinin, risk iştahlarının, etik uygulamalarının daha sağlıklı ve güçlü hale gelmesi ile kurumların, toplumsal gelişim sürecinde daha etkili ve olumlu rol oynamaları da bizim en önemli yeni yıl hedeflerimizdir.