Sanat PR’ında işe inancınız olmazsa başarmak zor

Hem reklamveren hem de izleyiciler için çift yönlü fayda barındıran sanat pazarlaması kavramını, Türkiye’den kurumlar ve ajanslarla konuştuk.

bkz. İletişim Kurucusu Banu K. Zeytinoğlu 

1. Pazarlama İletişimi bakımından sanatın / sanatsal faaliyetlerin diğer ürünlere göre temel farkları neler?

Heyecan duyacaksınız! Projeyi gördüğünüz, duyduğunuz, okuduğunuz anda sizi içine çekecek. Onun kitlelere ulaşması için, halkla paylaşmak için arzu duyacaksınız. Sanat PR’ında o işe inancınız olmazsa başarmak çok zor. Bir de sürekli takipte olacaksınız, dinamik ve esnek olacaksınız. Gençlere, onların zevklerine, yeniliklere açık olacaksınız ve değişimi kabul edeceksiniz. Sanat, içinde hep sürpriz açılımlar barındırır. Bu açılımları kucaklamamız şart.

Sanatçılar tek düzelikten uzak yaşayan, hisseden, üreten insanlardır. Sanat PR’ı ile uğraşan bizler de bu anlamda onları en çok yakalayan olmak zorundayız. Tekdüze bir anlayış, yaşam biçimi bizlere de yasak! Sanatçı her üretimi (bu bir resim, oyun, beste, şarkı, rol, fotoğraf olabilir) içinde bir mesele barındırır, bir mesaj aktarmayı amaçlar. Bizim görevimiz bu meseleleri derinlemesine anlayıp, haykırdıkları mesajı doğru aracılarla doğru kitlelere aktarmak, ilgilerini çekmek, talep yaratmaktır. İlişkilerimiz kesin disiplin ve  şeffaflık üzerine kurulu olmalı. Bizim disiplinimiz ve şeffaflık anlayışımız çalışma ortaklarımıza yansır. Ve hiç unutulmaması gereken şey şudur; tanıtımını üstlendiğiniz proje ile ajansın markası birbirine destek verecektir. Bu nedenle sorumluluk çok büyüktür.

2. Hedef kitle, mecra, yaratıcılık vs. bakımından ne farklılıklar var?

Sanat canlı. Sanatın ruhu var. Ruhu olan hassas bir varlığı incitmeden, kırmadan, ifadesini, anlamını, duygusunu, maneviyatını bozmadan tanıtmak en büyük fark.

Sanat eserlerinin her birinin, bir sanatçının kendisinin ve ortaya çıkarttığı her bir projenin, üstlendiği her bir rolün ruhları da birbirinden farklıdır. Bizler her seferinde o ruhu tanımak, anlamak ve hiç bozmadan, öz ruhuna zarar vermeden tanıtmak zorundayız… Ve her bir projenin hedef kitlesi, mecrası, ilgili basın yetkilisi farklıdır. Bizim işimizde ezber liste yoktur. Her seferinde ilgili hedef kitle için yeni araştırma yapılır. Bir sanatçının emeğine tanıtım stratejiniz veya tanıtım diliyle yaptığınız hatanın zararı maddiden çok manevidir. Maddi zararın telafisi mümkündür ama bir sanatçının maneviyatına verilen zararın telafisi yoktur. Bu nedenle DİKKAT kelimesi parolamızdır!

Sanatçıların beklentisiyle medyanın beklentilerini bir araya getirip aynı noktada buluşturmak sanırım işin en hassas ve zor tarafı. Diğer bir konu da, memnun etmeye çalıştığımız kişi sayısı, projelerin şekline göre farklılık arz ediyor. Bir proje ne kadar çok başlı olursa, idaresi ve herkesi aynı anda memnun edecek dili, stratejiyi oluşturması da o kadar zor oluyor. Özenli davranış, bu zorlukları aşmanın anahtarı… Unutulmaması gereken bir diğer konu da, PR hizmeti bir ekip işidir. İşin en zor tarafı da, aynı heyecanda, özende ve disiplinde çalışan ekibi oluşturmaktır.

Sıradaki haber Can Yayınları Genel Müdürü Can Öz: Pazarın potansiyel değişimini kestirebilmek gerekiyor.

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Şubat 2017 sayısında yayınlanmıştır.