Sadi Tekin, Campaign için en iyi 10 işini seçti

Sadi Tekin şu sıralar New York sokaklarına canavarları salmakla meşgul olan bir illüstratör ve ürün tasarımcısı.

Sadi Tekin

Ondan kendisini Campaign Türkiye okurlarına tanıtmasını ve en beğendiği 10 işini bizim için seçmesini istedik. Lafı uzatmadan sizi Sadi Tekin ve çalışmalarıyla baş başa bırakıyorum.

“Yıllar önce Ankara’da doğmuşum (Umarım doğru değildir). Neyse ki henüz bir şey hatırlayamayacak yaşlarda ailecek taşındığımız İzmir’de büyüdüm ve akabinde Marmara Üniversitesi GSF Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde okumak üzere  tek başıma 94 yılında İstanbul’a taşındım. HBR Maymun dergisinde karikatür çizdim. Tasarım ofislerinde, fabrikalarda tasarım yaptım. Dergiciliği bırakınca illüstrasyon yapmaya başladım. Derken 2006 senesinde Kuzguncuk’ta serbest çalışmaya başladım, ardından da 2012 senesinde New York’a taşındım. 2013’te başladığım ‘Monsters of New York’ projesinden olma çeşitli canavarlarla yaşamımı şimdilik burada sürdürüyorum.”

Sadi Tekin’in en beğendiği 10 çalışması

1- Mr.Chickpea: Bir gün avcumda birkaç beyaz leblebi, tek tek alıp agzima atarken, “leblebi burnu”nu fark ettim. Eksik parçaları çizince de Mr. Chickpea doğmuş oldu.

 

 

2- Monsters of New York: Bir street art projesi olarak düşünüp, sunumu icin yaptığım illüstrasyonları paylaşınca sevilip o şekilde devam eden New York fotoğrafları üzerine canavar illüstrasyonları projem. Hafif salak, saf ve şaşkın canavarlar özellikle Facebook’tan yoğun olarak takip ediliyor. Ufak tefek ucundan denediğim animasyonlarının dışında bir çocuk kitabıyla ilgili bir yayınevi ile çalışma yapıyorum. Sırada uygulamalar ve ürünler var.

 

 

 

 

 

3- Industrial letters: Brooklyn’in endüstriyel dokusundan ilham alarak Brooklyn Industries için yaptığım tipografik tişört tasarımını daha sonra genişleterek tüm alfabeyi yapmaya başladım. Şu anda bir süredir K harfindeyim.

 

4- Peçetelere yaptığım illüstrasyonlar ve yazdığım yazılarda kullandığım yazı karakterini font haline getirdim. Şimdi artık kullanılabilir durumda ve yakında paylaşacağım.

 

 

5- Kağıt yerine elimi kolumu kullandığım geçici dövme projem. Bir zaman sonra bunları geçici dövme çıkartması yapmayı planlıyorum. Boyamalar dijital.

 

6- Çalışmamak üzere tasarladığım bisikletler. New York sokaklarında terk edilmiş, yağmalanmış zavallı yarım bisikletlerle bir zaman bunu da gerçekleştirmek istiyorum.

 

7- Kahve içerken ya da yemek yerken yapmaya başladığım yazı çizi projesi. Kağıt yokluğundan doğan ihtiyaçtan değil tamamen tutku, saplantı karışımı bir heyecandan. Yakın zamanda bir kitapta toplamak üzere çalışmalara başladım.

 

 

 

 

8- Brisa’nın fabrika müzesi için yaptığım lastik üretim süreci illüstrasyonu. Şimdiye kadar en zevk aldığım projelerden.

9- En eski işlerimden. Şu anda bu kadar sabırla tekrar bir şeyler yapabilir miyim bilmiyorum. Yaparım gibi geliyor ama. Bilemedim şimdi.

 

 

10- Sipsi’ye karşı biraz mahçubum aslında. Çok ihmal ettim kendisini. Telefonlarına çıkmıyorum bir süredir utancımdan…