Olumlu içerikler popülerliğini koruyor: İyi hissettirme trendi

Kantar tarafından gerçekleştirilen uluslararası bir araştırmaya göre, dünya çapında her on kişiden yedisi iyimser olmaya çalışıyor. Olumluluk şu anda popüler kültürün önemli bir parçası haline gelmiş durumda. Çok sayıda popüler sosyal medya hesabı insanlarda “sıcak, samimi duygular” uyandıran içerikler paylaşıyor. Kültür ve trendler konusunda YouTube uzmanı Earnest Pettie de “İnsanlar özellikle kişisel bakıma yönelik, ruh hallerini düzenlemeye yardımcı olacak içerikler istiyor” diyor.

İyi hisler uyandıran olumlu içerikler izlerken vücutlarımız dopamin salgılıyor. Dopamin hafızayı, uykuyu ve konsantrasyonu kontrol etmeye yardımcı olduğundan insanlar olumlu deneyimler aramaya meyilli oluyor.  Tüketici psikolojisi konusunda uzman isimler de insanların olumlu içeriklere duyduğu ilginin, başkalarıyla ilişki kurma arzusundan kaynaklanabileceğini dile getiriyor. Olumlu içerikler çoğu zaman bu arzuyu insanlar arasında bağlantı kurarak tatmin edebiliyor. Tam da bu sebeple markalar güncel pazarlama kampanyalarına “olumluluğu” dahil ederek iyi hissettirme faktöründen yararlanarak müşterilerinin cömertliğini ortaya çıkartmayı hedefliyor.

Markalar için olumlu içerik neden önemli?

Öncelikle olumlu içerikler Z kuşağı arasında oldukça popüler. 2022’de Ipsos tarafından yapılan bir ankete göre, Z kuşağı dinlendirici video içerikleri izlemeyi seviyor. ASMR içeriği, hayvanlarla ilgili yayınlar veya rahatlamalarını sağlayan nostaljik videolar da bunlara dahil. Rahatlatıcı içerik, insanların çevrelerindeki belirsizliği anlamlandırmalarına yardımcı oluyor ve insanların hayatlarındaki veya genel olarak dünyadaki stresten kaçmalarına ya da dikkatlerini dağıtmalarına olanak tanıyor.

*”Olumlu içeriğin arkasındaki bilim: Pazarlamacılar ‘iyi hissettirme’ trendinden nasıl faydalanabilir?” (Think with Google).

Melike Eraslan

Google Türkiye Kurumsal İletişim Müdürü 

Bu içerik ilk olarak Campaign Türkiye’nin 137. sayısında yayımlandı.