Ölçümlenmeyen bir sektör yönetilebilir mi? (1)

Çok az sektör vardır ki, tüm sermayesi ve adeta makinesi sadece “insan” olsun. PR sektörü bu nadir örneklerden biri… İletişim sektörünün ürettiği her “iş” sadece insana ait birikimin, vizyonunun, emeğin, kalitenin, zekanın, aklın, becerinin, yeteneğin, kısacası insana ait tüm donanımların ürünü!

Sektörümüz aslında, “insan kaynağını” bulup bir araya getirip, örgütleyerek, mesleki gelişimlerinin sağlanmasına yatırım yaparak ve belirli bir iş yapış kültürüyle modelleyerek oluşturduğu sermayeyi “satıyor”. Peki, bu yatırımını yaparken ve satarken sağlıklı, tutarlı ölçümleme kriterlerine sahip mi? Ya da ölçümleme için hangi kriterleri kullanıyor?

Türkiye’de henüz ne yazık ki daha çok “duruma, kişiye, hal ve gidişata, rüzgarın estiği yöne göre…” değişkenlik kazanan “sözde” kriterler kullanılıyor! Sektöre dünyada yön veren donanımlı, köklü ve gelişmiş uygulamalarda ise bu alandaki ölçümleme kriterinin dayanağı çok net ve basit: “Vakit = Nakit”! Bu kriteri en kısa ifadesiyle tanımlarsak: Her iletişim danışmanın müşterisine hizmet sunmak için ayırdığı zamanı ölçümleyerek, ilgili danışmanın deneyim/sorumluluk alanı ile orantılı olarak birim maliyet (adam/saat) tablosu oluşturmak. Peki, sektörün yerel ve global ölçekte öngörülebilir gelişimini sağlaması, kalkınması ve dolayısıyla kalitesini de kontrol altına alıp geliştirebilmesi için bu kriter yeterli mi? Kesinlikle hayır! Ölçümlemenin olmazsa olmaz bir diğer bacağı da kuşkusuz hizmet verilen kuruma/markaya yansıyan  “katma değerinin”  ölçümlenmesi…

Bugün PR sektörünün gerçekçi bir maliyet analizi ve gelecek öngörüsü yapabilmesi için olmazsa olmazlarından sadece birine kısaca değindim. Gelecek sayıda PR sektörünün ürettiği hizmetlerin oluşturduğu “katma  değerin”  ölçümlenmesine değineceğim.  Sakın kaçırmayın! Çünkü düğümün çözüleceği asıl nokta oradan başlıyor!

Figen İsbir
İletişim Danışmanları Derneği (İDA) Yönetim Kurulu Başkanı
figen.isbir@ida.org.tr