artwork

Ofis Mimarisi: Lowe İstanbul

11 yıl önce

0

Bu haber Campaign Türkiye’nin Temmuz 2013 sayısında “Lowe İstanbul’un çiçeği burnunda merkezi ofisi” başlığıyla ve Hatice Erkan imzasıyla yayınlandı.

Lowe İstanbul, #nişantaşındık diyerek Nişantaşı’ndaki yeni ofisine taşındığını müjdeledi. Campaign Türkiye olarak yeni ofislerine ilk ziyaretimizi gerçekleştirdik. Gördüğümüz kadarıyla yeni ofis herkesin modunu değiştirmiş ve ofise bambaşka bir enerji dolmuş.

Yeni ofis 1500 metrekarelik bir alana yayılıyor, zaten taşınmanın bir nedeni de büyüme planı.

Lowe İstanbul’un eski ofisi Maslak’taydı. Öğle yemeklerinde İstinye Park servislerini beklemekten kurtulan çalışanlar çok memnun. Ajans Başkan Yardımcısı Şerife Kırımlı da semt olarak Nişantaşı’nın önemli bir avantaj sağladığını söylüyor ve “Sektörel olarak baktığımızda aslında bize sokak lazım, sokakta ilham alabileceğimiz çok şey var” diyor.

Ofis Nişantaşı’nda

Taşınmalarını müjdeleyen #nişantaşındık hashtag’i altındaki tweet’ler çalışanların mutluluğunu çok iyi yansıtıyor. Lowe İstanbul Kreatif Direktörü Can Faga “#nişantaşındık Pazartesi sendromu bitti” derken Derya Sezgin “İşe gelmek her zamankinden daha keyifli, hele ki güneşin batışı muhteşemse… Ne güzel oldu #nişantaşındık” yazmış.

Lowe İstanbul büyüyecek

Bazıları da ofise artık bisikletle gelmeye başlamış. Hatta Can Faga’dan aldığımız duyumlara göre masasına kadar bisikletiyle gelenler var. Koridorlar uzun olduğu için ginger almayı düşünenler de mevcut. Şerife Kırımlı da patenlerini ofise getirmeyi düşünüyor.

Ela Gökkan ve Can Faga’nın odaları

Ofise girdiğinizde karşınızda uzunca bir koridor görüyorsunuz ve bu koridor bir başka uzun koridora bağlanarak sizi müşteri ilişkileri, kreatif, dijital, planlama, prodüksiyon ve bilgi-işlem departmanlarına ulaştırıyor. Lowe İstanbul 70 kişiye ev sahipliği yapıyor. Yeni ofisleri 1500 metre karelik bir alana yayılıyor, zaten taşınmanın bir başka nedeni de ajansın büyüme planı.

Uzun koridor ve kitaplık

Sürprizli ve dinamik çözümler

Ofisin tasarımı genç jenerasyon bir mimarlık ofisi olan Yalın Tan Jeyan Ülkü İç Mimarlık’a ait. Mimarlık ofisinin birlikte çalıştığı ilk reklam ajansı Lowe İstanbul. Kreatif Direktör Can Faga “Lowe bu sefer brief veren koltuğundaydı, müşteri olduk” diyor.

Ofiste biri büyük olmak üzere üç tane toplantı odası var. Toplantı odalarında siyah beyaz kontrastı yaratılmış. Ama ofisin içindeki açık alanlara konulan koltuklar da küçük toplantılara olanak sağlıyor. Çalışma ekiplerinin birbirleri ile olan yakın çalışmalarını efektif kılmak amacıyla ofiste kullanılan “çalışma platformu” diye adlandırabileceğimiz Vitra firmasına ait Joyn masa serisi ofisin en çok uğranılan mekanlarından biri. Esneklik ve çok işlevsellik barındıran bu ürün ile mekanda yaratılmak istenilen kurgu bütünleşmiş.

Çalışma platformu, yakın çalışmaları efektif kılıyor

Ofis içerisinde yaratılan oturum bölümleri, çalışanlara masa başındaki işlerini farklı mekânlarda da yürütebilme esnekliği sağlarken; ‘çalışana verilen değerin performansı artıracağı bilinci’ ofisin her köşesine sinmiş durumda. Farklı oturma alternatifleriyle gerek grup, gerek bireysel çalışma olanakları sunuluyor. Mimarlık ofisinin çıkış noktası sadece estetik ve fonksiyonel bir mekan yaratmanın dışında Lowe ekibinin dünyaya bakışı doğrultusunda yaratıcılıkları ve teknik güçleri göz önünde bulundurularak renkli, sürprizli ve dinamik çözümlerin mekan ile buluşması ile belirlemiş. Mekan hümanist yaklaşımlar içerdiği gibi hayata bağlı, insan odaklı, çok amaçlı ve dinamik.

Büyük toplantı odası

Lowe artık tam anlamıyla mavi beyaz

Açık tavanlar ile ajansın kurumsal renkleri olan beyaz ve mavi rengin yoğun olarak kullanılması ferah bir atmosfer yaratmayı başarıyor. Duvarlar bir kreatif ajansın dinamizmini yansıtacak şekilde süslenmiş durumda. Binanın endüstriyel atmosferi korunurken bir yandan da çiçekli duvar kağıtları ile kontrast yaratılıyor. Mekanda çok net bir anlatım yapılırken aslında malzeme seçimlerinde de eskiye göndermeler, yeni eski kontrastın kullanımı bir oyma yazılabilir üst tablası ile bizleri karşılarken diğer taraftan daha teknolojik olan cam üzeri metalik folyo kaplama gibi çağdaş malzemelerle de harmanlanıyor. Gerek aydınlatma sistemi gerekse çalışma alanlarında kullanılan birçok tasarım fikri çağdaş çözümlerden yola çıkılıp mekanın çok da önünde durmayan ama yeteri kadar da duyguyu ön plana çıkaracak çözümlerle sunuluyor. Malzemelerdeki temel anlatış tüm malzemelerin en rafine haliyle kullanıldığını gösterirken fikirdeki yalınlığı da ön plana çıkarıyor.

Müşteri ilişkileri departmanı

Tüm ofisin zeminini kaplayan halı alışagelmişin dışında keçe yapısında ve yekpare bir görüntü sağladığından yaratılmak istenilen kurguya uygun bir fon oluşturuyor. Bununla da kalmayıp yumuşak malzeme olmasından dolayı akustik özellikleri de beraberinde getiriyor. Akustik delikli alçıpan tavanla da hem açık ofislerde hem kapalı odalarda oluşan ses emilimini dengelediği ve estetik bir görüntü sağladığı için dinamik bir yüzey oluşturulmuş.

Çiçekli duvar kağıtları, Cüneyt Arkın, Viking kılıçları

Ofiste şeffaf bir kurgu

Ofiste çalışanlarla fiziksel bariyer yaratmayan şeffaf kurgunun tüm mekanlara taşınmasına özen gösterildiği göze çarpıyor. Kat planında komple “fikir odası” yani yaratıcı düşüncelerin üretildiği bir mekân olmasına önem veriliyor. Duvarların çok amaçlı kullanımı için yazılabilir folyolar, kumaş kaplı “pin-up” alanları ve sunum tahtalarının asılabileceği alanlar var.

“Make art, not war”

Açık ofiste kreatif, dijital ve planlama bir arada çalışıyor. Yönetici odaları şeffaf cam duvarlarla çevrili.  Müşteri ilişkileri, finans, prodüksiyon, bilgi-işlem departmanları ofisin diğer odalarına dağılmış durumda. Şerife Kırımlı açık ofisin herkesi daha fazla kaynaştırdığını, yakınlaştırdığını ve insanların herkesin ulaşılır olduğunu gördüğünü ve bunun insanlara güven duygusu verdiğini söylüyor. Öğle yemekleri de ofisin içindeki yemekhanede birlikte yeniliyor.

Kreatif ve dijital departman Yemekhane