Mustafa Kutlay: “Emin olun çok ama çok daha kötü günleri gördük”

DesiBel Ajans Başkanı Mustafa Kutlay, yaşamakta olduğumuz ekonomik durgunluk döneminde bağımsız ajansların neler yaptığını ele aldığımız 81. sayımızda görüşleriyle yer aldı.

Türkiye’de uluslararası network ajanslarının yeterince iyi bir sınav verdiğini düşünmüyorum. Bu ajansların sektörümüze katkıları önemli ama yeterli değil. Milyar dolar ile ifade edilen ekonomik büyüklüğe sahip iletişim gruplarının Türkiye’deki ajanslarının “en iyi” denince de akla gelen ajanslar olması gerekirdi. Bunu tam anlamı ile başarabildiklerini düşünmüyorum. “En iyi kim?” sorusuna hâlâ ağırlıklı olarak bağımsız ajans isimleri veriliyorsa, burada network ajansları açısından bir sorun var demektir.

Avantajlar ve dezavantajlar

Bağımsızlığın iki önemli avantajı var. Bağımsız ajanslar Türkiye’yi daha iyi tanıyor ve bu anlamda iletişim refleksleri, yaklaşımları ülkenin gerçeklerine daha uygun. Bir diğer avantaj ise, bir network içinde olmanın getirdiği pek çok maliyeti üstlenmiyor ve daha rekabetçi fiyatlarla hizmet üretebiliyorsunuz. Tek dezavantajı, bazı uluslararası markaların, global olarak hizmet aldıkları network ajansları ile çalışma konusunda ısrarları. Ancak bu da giderek azalıyor.

Bizim çözüm odaklı ve hızlı bir yapımız var. Bir de markalarımız bilir ki biz uzmanı olduğumuz iletişim alanında onlara duymak istediklerini değil, duymaları gerekeni söyleriz. Sadece “olmaz” demeyen, nasıl olacağına kafa yoran bir ajans olarak, iyi bir fikrin bu iletişim kirliliğinde fark yarattığına inanırız. desiBel Ajans yaklaşık 6 yıldır bunun pek çok örneğini verdi.

İşimizi en iyi şekilde yapmaya devam ediyoruz

Belirsizlik ve durgunluk geçici bir süreç. Söz konusu geçici ve kısa süreçlerde network ajansları mevcut gelirlerini koruma konusunda bağımsız ajanslardan daha avantajlı olabiliyorlar. Ancak gerçek başarı, geçici süreçlerde değil normal ve daha uzun olan süreçlerdeki performansa bağlı.

Biz, “Eyvah! Ekonomi kötü!” diye güne başlayan bir ajans değiliz. 25 yıla yakın ekonomi gazeteciliği yaptım ve emin olun çok ama çok daha kötü günleri gördük. Cumhuriyet tarihimizde toplam 15 ekonomik kriz var ve bugün yaşadıklarımız bunların hiçbirinden daha kötü değil. İşimizi en iyi şekilde yapmaya ve geliştirmeye devam ediyoruz. İnsanlara ulaşmanın ve onları etkilemenin güncel kanallarına kafa yoruyor ve işimizi de buna uygun şekilde yapılandırıyoruz. Bugün müşteri portföyümüzde enerji ve otomotiv sektöründen de marka olmasını isterim.

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 81. sayısında yayımlandı.