Modada etik ilkelerin olması lazım

7 yıl önce

0

Tina Ly, Bangladeş’teki Rana Plaza’nın çöküşünden bu yana 4 yıl geçtiğini hatırlatıyor ve bunun hızlı moda tüketimimizde neleri etkilediğini anlatıyor.

Modayı takip etmek, iyi görünmek mi demek? 

Felaket sonrasında düzenlenen Fashion Revolution hareketi, hızlı moda endüstrisinin sonuçları hakkında insanları bilinçlendirmek için birçok operasyon gerçekleştirdi. Modayı tüketme şeklimizi değiştirmenin son derece zorlu olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle de online alışverişle bir şeyleri satın almak çok daha kolay ve hızlı hale geldi; giyim, çanta ve makyajda “sahip olunması gereken” şeylerin sayısı hızla arttı.

Sürdürülebilirlik

McKinsey’nin ve Fashion of Business’ın ilk ortak durum raporunda, dünyadaki moda yöneticileri tarafından 2016’nın şu şekilde üç kelimeyle özetlendiğini öğreniyoruz: Belirsiz, değişen ve zorlu. 2016 yılının moda endüstrisi trendleri arasında raporda tüketicilerin ve markaların sürdürülebilir moda arayışı içinde oldukları, ürün tasarımını ve üretimini değiştiren sürdürülebilir modaya öncelik verdiklerini ve sürdürülebilir moda arayışı içindekilerin, gelişmekte olan pazar tüketicilerinin %65’inden fazlasını vurguladığı belirtiliyor. Peki 2017 için ne bekliyorsunuz? Raporda kurnaz müşteri, 6 ana nitelikle nitelendirilecek: Daha iyi bilgilendirilmiş, her zaman açık, daha talepkar, daha bilinçli, daha uçucu ve başkalarına bağlı.

Bu eğilimin farkında olan, birçok yeni etik marka da pazara yayıldı. Matt & Nat (1995), Birdsong (2014), Le Bijou Parisien (2015)’in yanında her zaman yazılarımda da bahsettiğim TOMS, Veja, Faguo, Ekyog, Hamilton Perkins, WWW vb. Ve tüm etik markaları bir yerde toplayan Rêve En Vert ve Gather & See gibi online butikler.

Tüketim ne olacak?

B-Corp veya Fair Wear Vakfı gibi etiketler veya sertifikalar, “kurnaz tüketiciler” arttıkça artabilir. Fair Wear Vakfı, markaların ve endüstrinin etkilenenleri ile birlikte giysinizin bulunduğu çalışma koşullarını iyileştirmek için çalışan bağımsız ve kar amacı gütmeyen bir organizasyon. Bununla birlikte en iyi çözüm; daha az satın almak ve daha sürdürülebilir veya geri dönüşümlü ürünler satın almak gibi görnüyor.

Yeni alışveriş merkezi modeli

Global Footprint Network’e göre, 2013’te gezegenimiz, her birimiz için 1,72 küresel hektar (gha) tüketebilecek kadar çok kaynağa sahipti (gha; kaynak kullanımı ve israfı ölçen standart bir birim). 1,39 kabaca, Afrika’daki ortalama kişinin tüketimine karşılık gelir. Buna karşılık, gezegenin diğer bölgelerinde insanlar Asya’da kişi başı 2,31 gha, Avrupa’da kişi başına 4,32 gha, Kuzey Amerika’da kişi başı 8,6 gha olmak üzere birçoğu adil paylarını tüketiyorlar.

İsveç’in 2015 yılında açılan ilk alışveriş merkezi ReTuna Återbruksgalleri, belediyeyle yapılan ortaklık sayesinde geri dönüşümlü veya yükseltilmiş ürünler, eşyalar, mobilya ve giysiler satmaya başladı. İş yapmak ve daha iyi bir tüketim arasında harika bir uzlaşma. Geri dönüştürülmüş IKEA torbalarını satılık olarak bulabiliriz!

Gençlere öğretmek

Organik ve etik değerler filmlere (Disney’in filmi Moana gibi) ve reklamlara gençlerin nasıl daha iyi tüketeceğini öğretmek için giderek daha fazla yayılıyor. Son Carrefour kampanyaları, “neden tavuklara antibiyotik vermemeliyiz?”, “Neden hayvanlara GDO’ları vermemeliyiz?”, “Yerel ürünler daha iyi” sözleriyle, çocukların tüketim hakkındaki sorularını sürdürülebilirlik konularında bilinçlendirerek cevaplıyor.

Kitaplar, mesajları ve değerleri iletmek için iyi bir yol. Be the Change Books, her biri komik öykülerden oluşan ve hepimizin yapabileceği şeylere karşı açık işaretler veren ya da Petite Plume’nin dayanışma konusundaki öyküsü gibi öykülere yer veren bir dizi çocuk kitabı. Diğer araçlar ise oyuncaklar! Sonia Singh ise oyuncakları değiştirerek onlara yeni görüntüler ve kişilikler kazandırıyor. Ve küçük kızlar bu oyuncak bebeklerle oynamayı daha çok tercih ediyorlar. Wendy Tsao ise bebeklerini Jane Goodall, Malala Yousafzai, J.K. Rowling, Roberta Bondar gibi kahramanlara dönüştürüyor.

Şimdi etik moda bağımlısı olunabilineceğine ikna oldunuz mu?

 

Tina Ly
Freelance Consultant

 

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Haziran 2017 sayısında yayımlanmıştır.