artwork

Hayatım Reklam: Sami Basut

10 yıl önce

0

Sami Basut – Manajans JWT Kreatif Direktörü

Reklamcı olma sebebim: Sinemaya olan hayranlığım sanırım. Ticaretle uğraşan bir babaya ben sinemacı olacağım diyemeyince en yakın tercihe geçtim. Set tozu yutunca insan bir daha ondan vazgeçemiyor. Aynı şey tiyatro için de geçerli.  Her senaryo sunumunda biraz sahne alıyor gibi hissediyor insan.  Sevdiğim her şeyi içinde barındıran bir meslek bulunca hemen kolları sıvadım.

İçinde olmaktan gurur duyduğum kampanyalar: Son dönemde gnçtrkcll, Elidor işlerimizi seviyorum. İnanlar için Çetin Tekindor’la yaptığımız kampanya. Daha önceleri D&R ve Akbank’ları hep güzel hatırlıyorum. Nevi şahsına münhasır markalar yaratmama izin veren her kampanya beni gururlandırıyor. Bu yıl Fit & Color için bir başlangıç yaptık. En zevkli setlerden biriydi.

Başkası tarafından yaratılmış favori kampanyam: Droga’nın işlerini seviyorum. WK’den Nike ve Heineken’lar var. Old Spice’lar hoşuma gidiyor. Hiçbiri tek sıkımlık değil. Markayı bir yerden alıp başka bir noktaya götürüyor. 72andSunny’nin Kswiss işlerine bayılıyorum.

Kariyerimdeki en iyi an: Cannes’da David Droga’yla toplantı yapmak. San Fransisco’da John Hegarty ile workshop yapmak.

İş hayatımdaki en utandırıcı anım: Bir bütçe sunumunda bir Yönetim Kurulu üyesi sen zengin çocuğusun galiba demişti ve yerin dibine girmiştim. Yaptığımız işin bir maliyeti olduğunu, iyi bir film yapmak için her detayı dantel gibi örmemiz gerektiğini bilmeyen bir sürü insan hizmetlerimizi satın alıyor ne yazık ki. Reklamveren olmayı öğrenmek diye bir şey var. Kimi reklamveren seni çok iyi bir eş/partner gibi hissettirmeyi biliyor. Kimisi de bir sokak kızı gibi davranıyor.

Bir kampanyada beraber çalıştığım en iyi ünlü: Kariyerimde bir çok ünlüyle çalıştım şimdiye kadar ve çalışmaya devam ediyorum. Mütevazilikleri ve bilgelikleriyle bana çok şey öğretenler var aralarında.  En iyiyi seçmek zor benim için.  Ama ben en fazla geyik yapıp güldüğüm ekibi söyleyebilirim. Turkcell’in Kristal Elma sponsorluğu için İşler Güçler ekibi ile Müşteri Dili Edebiyatı diye bir film çektik. Fazla yorum yapamayacağım ama karın ağrıları ve gözyaşları ile döndük setten.

Bu sektörde birlikte çalışmaktan en mutluluk duyduğum insan: Vincent Bouvard. Mütevazi, bilge, egosuz bir insan. Hep önümü açtı. Kendimi bulmam için beni zorladı.

Kariyerimde en büyük etkiye sahip olan kişi: Üniversite’deki profesörlerim. Oya Başak, Cevza Sevgen, Jale Parla. Bana hayattan keyif almanın ve kültür biriktirmenin en büyük zenginlik olduğunu onlar öğretti. Bugün ben de Boğaziçi Üniversite’sinde ders veriyor, borcumu ödemeye çalışıyorum.

 

Bu yazı Campaign Türkiye’nin Aralık 2013 sayısında yayınlanmıştır.