artwork

Harika fikirler uzaktan çalışmayla da gelebilir

8 ay önce

0

Pandemi sırasında, gerçekten yaratıcı olabilmek için gerçek hayatta iş birliği yapılması gerektiğine dair bir söylenti ortaya çıktı ancak bu doğru değil.

“Teams veya Zoom’da yaratıcı olamazsınız.”

“İnsanlarla tanışmadan onlarla bağ kuramazsın.”

“Uzaktan çalışan insanlardan parlak işler bekleyemezsiniz.”

Tüm bunların söylendiğini duydum ve bunun doğru olmadığına dair kesin kanıtlarım var. 2021 Kasım ayının ortalarında yeni bir küresel yaratıcılık yarışmasına kaydoldum. Cannes Lions, Creativity for Good yarışmasını ilk kez başlattı. Dünyadaki herkese açık (yalnızca yaratıcı ajanslara değil, tüm üye ajanslara).

Campaign Media Awards da dahil olmak üzere birkaç ödül için jürilik yaptım. Buna rağmen brief’e yanıt olarak kendimi aday olarak göstermeye karar verdim.

Cannes, insanları normalde birlikte çalışmadıkları insanlarla buluşturmak için tasarlanmış bir yarışma. Cannes Reklamcılık Festivali Yetenek Başkanı Steve Latham bana, network oluşturmanın çok iyi olduğuna inandığını ancak “hiçbir şeyin, bir brief üzerinde ekip üyeleriyle birlikte çalışmaktan daha iyi bir bağ oluşturmadığını” söyledi.

Biref, dünya çapında reklamcılık festivallerinin ve jüri heyetinin aktif olduğu çalışmaların zirvesi olan Cannes’dan bekleyeceğiniz gibi iddialıydı: bir sektör olarak küresel Oscar’larımız.

Özetle müşteri – CEO Rupa Dash liderliğindeki Dünya Kadın Vakfı – girişimcilik yoluyla ekonomik fırsatları etkinleştirerek kadınlar için eşit bir gelecek yaratma misyonunu ortaya koydu.

İnandıklarını şöyle dile getirdi: “Bugün kadınlar küresel ekonominin en önemli ezber bozan gücünü temsil ediyor ve dünya buna hazır değil. Kadınlar aynı zamanda en büyük üretken ekonomik güçtür ve işletmeler için neredeyse her ekonomik göstergeyi yönlendirir. Daha yüksek değer yaratmak, cüretkar hedeflere ulaşmak ve daha amaca yönelik girişimler oluşturmak için yeni bir düşünce biçimi gerekiyor.”

Ekip olarak karşılaştığımız zorluk, dünya çapında 30’dan fazla başka ekiple bir yarışmada bu düşünceyi ortaya koymaktı, bu rekabettir. Yapacak işlerim vardı, ayrıca ekibim benzer saat dilimlerinden de olsa EMEA’dan üç farklı ülkeden tamamen yabancı ve aynı zamanda çok yoğun günlük işleri olan üç kişiden oluşuyordu. Şanslıyım ki ekip arkadaşlarım benim için dünyanın en iyileriydi. Hırvatistan’dan Luka Mavretic, İtalya’dan Francesca Ranieri ve Nijerya’dan Ifeanyi Dibia.

Gelelim mutlu sona: kazandık. Son derece seçkin ve göz korkutucu bir jüri başkanı; TwentyFirstCenturyBrand’in Kurucu Ortağı ve Başkanı Jonathan Mildenhall, en göze çarpan fikrin bizimki olduğunu ve kazandığını söyledi. Çok sınırlı bir zaman diliminde birinci sınıf işler üretmek için bir ekip olarak bağ kurmak, disiplinler arası çalışmak (ben bir CTO’yum, iletişim stratejistiyim ve diğer herkes ise reklam yazarıydı) zor muydu?

Çalıştığım en iyi takımların hepsinde olduğu gibi uyumsuzluk, statü endişeleri ve rollerin dışına çıkma endişesi yoktu. Luka’nın dediği gibi: “Ekip içinde belirli roller yoktu. Çok esnektik ve hepimiz hem yaratıcı hem de stratejik olarak katkıda bulunduk.” Zordu; sabahladığımız, pazar öğleden sonraları bile çalıştığımız zamanlar oldu, kısa teslim tarihleriyle mücadele ettik sanat yönetmenimiz yoktu, Teams ve Zoom toplantılarıyla bir araya geldik ama teslim ettik, kısa listeye girdik, fikrimizi ortaya koyduk ve tabii ki kazandık.

WRIOT Ekibi olarak birlikte iyi çalıştık çünkü tek bir amaca hizmet ettik; yaratıcılık yoluyla dünyayı değiştirmek. Politika yok, sınır yok, kişisel hırs yok, tek bir hedefimiz vardı.

Yüz yüze görüşmeden yaratıcı olabilir misiniz? Evet, Cannes’da kazanmamız da bunun kanıtı. Rolünüz, unvanınız veya deneyiminiz ne olursa olsun, bu heyecan verici mücadeleyi ve yolculuğu deneyimleme şansınız varsa, hemen başlamalısınız.

Sue Unerman
MediaCom Chief Transformation Officer 

 

Bu içerik ilk olarak Campaign Türkiye’nin 134. sayısında yayımlandı.