Görsel içerik anlayışımızı değiştirdi

 Melis Zararsız / Sinema Yazarı / Editörü, Çevirmen

60’lı yıllardan beri hayatımızda büyük bir yer kaplayan televizyon kavramı ile izleme alışkanlık ve şekillerimiz, teknolojinin ve internetin yenilikleriyle değişiyor, gelişiyor. Eskiden televizyon için çekilen programları ve sinemada gösterildikten sonra televizyonda da izleme şansı bulduğumuz filmleri söz konusu kutudan daha iyi izleyebilmemiz için antenler, kablolar, uydular söz konusuydu. Kod çözücü kutular, içlerinde kendilerine özel programlar olan paketler derken internet girdi hayatımıza. Bazı kısa videolar, klipler izleyebildik önce internet bağlantılarımızla bilgisayarlarımızdan, laptoplarımızdan, tabletlerimizden, cep telefonlarımızdan. Sonra daha uzun videolar izleyebilmeye başladık. Televizyon yayınları internetten de belirli bir ücretle izlenebilmeye başladı. Yabancı ve Türk dizi ve filmler yasal olmayan yollarla internete sızdı. Elbette bu içerikler görüntü kalitesi açısından oldukça düşük içeriklerdi. Önce bu illegal dizileri, filmleri bulup bilgisayara indirmek suretiyle izleme alışkanlığı gelişti, daha sonra stream yani indirmeden, akan yayın olarak dizileri, programları, belgeselleri ve izlenebilecek çeşitli ürünleri sunan illegal web siteleri belirdi. Yasal olmayan bu izleme şekillerine yaptırım uygulandığında ise karşımıza yasal, ücretli, kaliteli içerikler çıkmaya başladı.

Digiturk Play, Tivibu, TurkcellTV+ derken şimdi son trend Netflix, PuhuTV, BluTv gibi seçeneklerden faydalanmak. Son dönemde Smart TV’lerde online video/içerik izleme oranı %25’miş, gerçekten yüksek bir oran. Bu platformların gelişmesi ve izleyicilerin tepkilerinin olumlu olması elbette görsel içerik anlayışını da değiştiriyor. Her şeyden önce ödeme yaparak bu platformlardan hizmet aldığınızda kaliteli bir yayın izleyeceğinizden eminsiniz. İstediğiniz zaman izleme gibi artılarınız var. Aslında televizyon kültüründe herhangi bir dizinin, filmin, programın yapımcıları tarafından belirlenmiş zamanını beklemek de hoş bir alışkanlıktı. Fakat artık malum bireysellik, özgürlük ve zamansızlık çağındayız. Dolayısıyla kendi tercihlerimizi yapabilmek adına büyük özgürlük yaratan platformlar bunlar. Reklamsız internet dizisi olarak lanse edilen Masum, bir kapı açıyor kuşkusuz, bir örnek teşkil ediyor. Reklamsız içerik de elbette izleyicinin bu platformu tercih etmesinde önemli bir unsur. Fakat bir süre sonra bunun değişeceğini düşünüyorum. Amiyane bir tabirle, “ayağınız alışsın” şeklinde devam edecek bir gelişme olur bu. İçerik kalitesinin, görüntü kalitesinin artışı, farklı mecralara da sıçrayabilir. Televizyon ve sinemada maalesef “halk bunu istiyor” yaklaşımı hakim olup, çoğu kalitesiz ürün piyasaya hakim oluyor bu bahaneyle. Kullanıcının gerçekten ne istediğinin belli olacağı, farklı “rating” sonuçları çıkaracak bu platformlar sayesinde televizyon ve sinemada üretim yapan mecralar da bu kitleleri kazanmak adına farklı yollara gidebilir. Bazı geleneksel hale gelmiş alışkanlıklarımız değişse ve her şey daha bireyselleşse de gelişmeler elbette olumlu, bakalım tahmin edemeyeceğimiz daha neler olacak, izleyip görelim.

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Mart 2017 sayısında yayımlandı.