artwork

Gen Z’yi Bizden de Dinleyin

1 yıl önce

0

Hacettepe İşletme Topluluğu öğrencileri, 129. Sayımızda Gen Z köşemizin konuğu oldu.     

Gen Z denince sizin de aklınıza gelen şey teknolojinin içine doğmuş genç nesil olabilir. Diğer nesiller tarafından ‘’çok bilmiş’’, ‘’özgürlüğüne düşkün’’ gibi terimlerle de adlandırıldığı oluyor genç kesimin. Peki kim bu Gen Z denen genç kesim? Sizlere bu nesli, Gen Z bakış açısından Hacettepe İşletme Topluluğu olarak anlatmak istiyoruz. 

İnkar edilemez bir gerçektir ki Gen Z teknolojinin içine doğmuş olan, bu fırsattan her şekilde faydalanan çevik-genç bir topluluktur. Ancak onların bu kadar göz önünde olup dikkat çekmesinin tek sebebi bu değildir. Topluluk olarak yıllardır bu kesime hitap etmek ve onları bünyemizde barındırmak için çeşitli uygulamalarımız oluyor. Bu sayede onları yakından tanıma fırsatı da elde ediyoruz. Gen Z ile ilgili en çok dikkat çeken özellik pragmatik bir bakış açılarının olmasıdır. Genellikle ilk sordukları sorular kişi bazında başlar ve sıra sıra bizi zorlamayı da başarır. ‘’Sizi benim için özel yapacak şey nedir?”, ‘’Bana faydası ne olacak?‘’, ‘’Beni zorlayacak mısınız?‘’, ‘’Çok aktif olmazsam atılacak mıyım?‘’, ‘’Her şeyi yapmak zorunda mıyım?‘’, ‘’Çok fazla görevim olacak mı?‘’ gibi sorular bir yandan doğal olurken bir yandan da takım çalışması adına sorular alamamak bizlerin dikkatini çok çekiyor. Çünkü daha önceki nesillerde sorular genellikle sosyal çevre edinmekle, grup çalışması içerisinde çalışmakla ya da ekiplerde destek verme, katkı sağlama amaçlı görev almakla ilgili de olmaktaydı. Gen Z, kişisel fayda olmadığı sürece sanki sosyalleşmenin de çok gerekli olmadığını belirtmek ister bir yapıya sahip. Ve bu nesil aslında yaş olarak küçüldükçe bunu daha da çok hissettirmekte. Tabii ki bu faydacılığın kötü bir tarafı olmayabilir ancak 2000lerin başında doğmuş bir kesim ile 2005-2010 arasında doğmuş olan kesimin sosyalleşme ve bireyselleşme algıları arasında çok fazla fark bulunuyor. Bu açıdan biraz karışık bir nesil olduğu söylenebilir.

Bir diğer dikkat çeken yönü ise bu neslin kolaycılığa kaçması olabilir. Y kuşağı ve X kuşağı zorlanmaya alışan ve tatmin duygusuna sahip bir nesil olarak görülmekte bizler için. Ancak yeni nesil olan Z kuşağı için işler aynı değil. Bu nesil zorlanmaktan ve görev alma yapısından pek hoşlanmıyor. Bununla beraber onları tatmin etmek çok zor. Yani hiyerarşiye karşı dik bir duruşları var diyebiliriz. Yapılan işleri sorgulama içgüdüleri çok fazla. Bu durumda sosyal medyanın çok fazla etkisi olduğu aşikar. Sosyal medya platformlarında kolay para kazanan yeni nesil ve sürekli sosyal medyada dolanan yatırım yoluyla elde edilen kazançların Gen Z tarafında dikkat çekmesi onların kazançlarla ilgili fikrini de etkiliyor. Yani genel olarak istediklerini az uğraşla ile bol bol elde edebileceklerini düşünüyorlar. Bu da onların görev algısından ve kural algısından uzaklaşmasına sebep oluyor. Bakış açılarına göre ne de olsa kazanmak kolay. Bu tatminsizlik onları bir açıdan da hırslı yapıyor aslında. En kolay yoldan başarıyı elde etmek için yollar aramaktan geri durmuyorlar. Bu yüzden onların araştırmacı ve hayalci yönlerini de güçlü olduğunu görebiliriz. 

Bu söylediklerimizden sonra bu kuşağın özgürlükçü yapısına da değinmezsek ayıp etmiş oluruz. Bu kadar bilgiye, çevik zekaya ve pragmatik bir yaklaşıma sahip bu neslin özgürlüğünden feragat etmesi mümkün gözükmüyor. Bir yapı içindeyken bile yapıyı kendilerine uydurmak istediklerini ara ara görüyoruz. Hal böyleyken bazılarımız bu kesimin bir parçası olsa da şaşırmaktan kendimizi alamıyoruz. 

Kısaca gen Zden böyle bahsedebiliriz. Tabii bizim sözlerimize sığacak bir nesil olmadığı da su götürür bir gerçek!

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 129. sayısında yayımlandı.