Ford Ranger Wildtrak

4 yıl önce

“Avrupa’nın en çok satan Pick-Up’ı” unvanına sahip olan Ford Ranger, yeni modeli ile bu yerini korumayı amaçlıyor.

Yenilenen Ford Ranger’ın Wildtrak versiyonunu almak için Maslak’daki Teknik Motorsport Garajı’na gittiğimizde bizi füme renkli görünümüyle hazır bekliyordu. Lansman rengi olan turuncuyu beklerken bu renk karşıma çıkınca biraz hayal kırıklığı yaşadığımı söylemem gerek. Ancak daha sonra direksiyonuna geçip yola koyulduğumda bu hayal kırıklığı yerini yavaş yavaş keyfe bırakmıştı bile…

Ford Ranger Wildtrak’a dışarıdan bakıldığında füme rengi nedeniyle öndeki detayların görülmesi engellenmiş durumda. Eğer detayların görünmesini istemeyen bir alıcıysanız bu koyu renk tonlar tam size göre. (Ama bana değil) Ön tamponlarda yer alan sis farlarının boyutlarının küçülerek led’lere bürünmesi güzel. Ön tampondaki gümüş renk kaplamanın boyutları öncekine nazara büyümüş. Tavan rayları yine muhafaza edilirken radyo anteni de küçülerek biraz daha geriye alınmış. Ön çamurluklarda da üzerinde aracın çift turbolu olduğunu anlatan üzerinde “Bi- turbo” yazan bir detay da yer alıyor. Arka kısmında herhangi bir değişime rastlamadığım Ranger’da değişen tek şey burada yazılı olan “4×4” ibaresinin kaldırılmış olması.

Kasa boyutlarında herhangi bir değişiklik olmayan ve aynen muhafaza edilen Wİldtrak’de arka bölümüne geçtiğimizde açılması ve kapanması son derece yumuşak ve rahat olan bagaj kapağının oldukça hoşuma gittiğini söyleyebilirim. Önceki versiyonunda ağır olan kasa kapağı artık %70 oranında hafiflemiş durumda, bu da kullanım rahatlığı olarak kullanıcıya geri dönmüş. Ayrıca bu kasa kapağı merkezi kilit sistemine de bağlı. Bu kapağın içinde kampçıları memnun edecek bardak gözleri yer alıyor. Tabanı sert plastik ile kaplanmış bagaj alanının üstünde aracın rengiyle uyumlu siyah bir panjur mevcut.

Ranger’ın iç kısmını incelemeye başladığımda ise ön ve arka kapılarda yeterli derecede geniş eşya saklama alanları var. Ön koltukların arasındaki kol dayanağının altında ise iki farklı eşya gözü ve havalandırma yer almış. Arka koltukların kol dayanağında da iki adet pet şişe gözü bulunuyor.

Isıtmalı elektrikle ayarlanabilen ön koltuğa oturduğumda ise uygun pozisyonu bulabilmek kolay, ancak direksiyon sadece yükseklik ayarlı. Derinlik ayarı olmazsa olmaz sürücüler için iyi haber veremeyeceğim. 8 inçlik dokunmatik multimedya ekranının kullanımı kolay, bazı işlemler aşağıda bulunan fiziksel düğmeler ile gerçekleştirilebiliyor. Apple Car Play ve Android desteğinin gelmiş olması da kullanıcıları mutlu edecek bir özellik olmuş.

Arka koltuklarda da yolcular için yeterli derecede diz ve baş mesafesi sunulmuş vaziyette. Şaft tüneli ise arkada yer değişimlerinde zorluk çıkaracak yükseklikte. Kabin içi plastik malzemesinin siyah renkten oluşması her ne kadar kasvetli bir hava verse de ön yolcu koltuğundaki parlak siyah kaplamanın üzerindeki turuncu “Wildtrak” yazısı biraz bu sıkıcı görüntüyü kurtarmak için yapılmış sanki. Eski nesilde daha çok bulunan turuncu detaylar yenisinde artık daha az. Koltukların üzerindeki turuncu wildtrak yazısı ve kenarlarındaki aynı renk dikişlerde beğeni düzeyi kişiden kişiye değişecektir sanırım. Ön konsoldaki plastik kalite seviyesi de yukarıdan aşağıya inildikçe yumuşak zeminden serte doğru ilerlemeye başlıyor.

Kullandığımız Wildtrak paketi zengin bir donanıma sahip. 18 inçlik jantlar, ön ve arka park sensörleri, tavan rayları, çift bölgeli klima, ısıtmalı ön koltuklar, yağmur sensörleri, Keyless-Go sistemi, ısıtmalı ön cam, 8 inçlik multimedya ekranı, otomatik park yardımcısı, arazi sürüş destek sistemleri gibi donanımlarla kullanıcısına bir otomobil konforu ve sürüş rahatlığını yaşatmayı başarıyor.

Aracın kontak anahtarını çevirip sürüşe geçmeye başladığımız andan itibaren yeni Ranger farkını yavaş yavaş ortaya koymaya başlıyor. Süspansiyon sistemi yumuşatılmış ve sürüş konforu daha da arttırılmış seviyede. Aracın kabin izolasyonu yeterli, motor sesinin içeriye önceki nesle nazaran daha az geldiğini söyleyebilirim. Biraz da üzerinde taşıdığı yol lastiklerinden ötürü kabin içine gelen lastik sesi yok denecek kadar az. Rüzgar sesi de 120 km/s civarı hızlara çıkıldığında içeriye gelmeye başlıyor. Bir Pick-Up kullanıyorsanız tepkileri keskin ve hissiyatı yüksek direksiyon beklemeniz zor. Ranger Wildtrak modelinde de bu gelenek değişmemiş. Yeni entegre edilen 10 vitesli şanzımanın geçişleri bir öncekinden gelen şikayetlerin dikkate alındığını gösteriyor. Çift turbolu 213Bg gücündeki 2.0 litre hacmindeki motor da yine bir öncekine gelen eleştirilerden sonra kullanıcılarının beklentilerini karşılayacak derecede iyi.

Yenilenen Ford Ranger’ın 3.2 litreden 2.0 litreye düşürülen motorunun yakıt tüketim seviyeleri firma tarafından verilen bilgilerde %20 oranında düşürülmeyi başarıldığı söyleniyordu. Aracın bizde olduğu günler boyunca çeşitli yol ve hava şartlarında yaptığımız sürüşlerde bunun doğru olduğunu gözlemledik. Bu sürüşlerimiz boyunca 7.5 litrelik ortalama tutturduğumuz Wildtrak, bu yönüyle de geçer not almayı başardı.

Ford Ranger Wildtrak daha önceki jenerasyonunda eleştirildiği şanzıman ve motordaki yeni düzenlemeleriyle bu sorunların üstesinden gelerek potansiyel Pick-Up müşterilerine karşı elini daha da güçlendirmiş görünüyor. İster günlük, ister de ikinci araç olarak hafta sonu yapılacak seyahat araç vazifesini de başarıyla görebilecek bir model olduğunu söyleyebiliriz.

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 98. sayısında yayımlandı.