Özel günleri kutlamanın tek amacı ticari midir yoksa kurumlar farklı hedeflere de sahip olabilirler mi? Kutlanan özel günler kurumsal duruşla desteklenmezseneler olur? Akılda en çok kalan özel gün iletişimleri neler? Pro İletişim Ajans Başkanı Feride Edige‘ye konu hakkındaki fikirlerini sorduk.
Dijitalleşen bir çağda her şeyi yakından takip etmek bir tercih değil, neredeyse zorunluluk halini aldı. Dijitali en çok kullanan gençleri yakalamak, onlarla aynı dili konuşmak da markaların birinci görevi oldu. Bunda yeni jenerasyonun iş hayatına dahil olmasının da etkisi büyük. Bu nedenle markalar da onların diliyle konuşmak ve özel günleri takip etmek zorunda.
Markalar bu günlerde bir yarış haline giriyor ve hepsi bir şeyler yapmak için çabalıyor. Peki, bunların arasında nasıl farklılaşacağız? Bu süreçte, bu farkı yaratan kampanyaların içeriği, ne söylediği ve hedef kitle ile nasıl bir duygusal bağ kurduğu oluyor. Yapılan çalışmaların sadece o güne özel kalmaması, ayrışması, etki yaratması ve akılda kalıcı olması önemli bir nokta. Bunu yapabilenlerde zaten kurumsal duruşu ve değeriyle her daim vermek istediği mesajı üzerinde taşıyan, devam ettirenler oluyor. Kurum kültüründe bunu benimseyemeyen markaların bu etkiyi yaratması zor. Özetleyecek olursak, özel gün kampanyaları tabii ki sadece bir pazarlama çalışması. Tüketicilerin yaklaşımlarını detaylı bir biçimde incelemek ve nokta atışı yapmak önem kazanıyor. Çünkü sırf kampanya yapmak için oluşturulan çalışmalarda sezilen samimiyetsizlik, girişimin negatif algı yaratmasına sebep olabiliyor. Sosyal medyada da bu konuyla ilgili çok dikkatli olmakta ve ince fikirlerle çalışmakta fayda var.
Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye’nin 76’ncı sayısında yayımlandı.