Doğru Soru

Cevapların yüceltildiği bu çağda asıl önemli olan sorulardır. Soruları değil, cevapları konuşmaya başladığımızdan beri zihinlerimiz bir parça sislendi. Sanki, biraz ekseni kaydı insanlığın. Çözüme, hatta en hızlı çözüme, pratik düşünmeye, sonuç odaklı olmaya o kadar şartlandık ki, hangi sorunun cevabını aradığımızı unuttuk belki.

Sahi, soru neydi? Dünyanın dışında bir hayat var mıdır? Hayatın anlamı nedir? Mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin? Bazı büyük sorular, belki bugün bile cevaplanmadılar. Ama aslında bu sorular, bir cevap almak için değil, bir yol açmak için soruldular. Retoriğin cilvesi işte. İnsan (bence) her soruyu önce kendine sorar. Bazen de, bu soruyu karşısındakine de sorarak cevap arayışına bir ortak arar.

Bugün, karşımızda cevap beklediğimiz ChatGPT var. Bence çok adil bir mekanizma ile çalışıyor. Soru kalitesi, direkt olarak cevap kalitesini belirliyor. Ne kadar üzerinde düşünülmüş, sınırları çizilmiş, net bir soru var ise, o kadar iyi bir cevap almak mümkün. Bu bence, hazır cevaplara alışmış insanlar için son derece zorlayıcı bir durum. Her sorduğuna anında cevap alıyorsun. Lakin, aradığın cevabı yine de alamıyorsun. Harika bir cevap var aslında, ama sana yok.

Yapay zeka ile yaratılan ve hepimizde saygı uyandıran işlerin arkasında, sorgulayıcı zihinler, soru sormada ustalaşmış yaratıcılar var. Bir de, yapay zeka kullanılarak şipşak yapılmış, sıfır prodüksiyonla kotarılmış işler var. Hayatımızda ikisi de olacak. Dünya kurulduğundan beri vasat ile yaratıcı olanın mücadelesi sürüyor. Ve sürmeye devam edecek. Buradaki soru şu: hangi tarafa olmak istiyoruz? Peki artık, cevabı değil de soruyu düşünmeye başlasak mı?

Ali Göral

Lokal-Kurucu Ortak&CCO

Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 133. sayısında yayımlandı.