artwork

Değer gördüğünüzü hissediyor musunuz?

10 ay önce

0

Havas Londra’dan James Fox: “Bugün bir liderin en önemli işi, çalışanlarına önemli olduklarını hissettirmektir çünkü onlar en büyük değerimiz, peki bunu nasıl yapacağız?”

İşvereniniz için gerçekten önemli olduğunuzu düşünüyor musunuz? Cevap hayırsa, yalnız değilsiniz.

Yakın tarihli bir ankete göre; çalışanların neredeyse yarısı yalnızca “biraz değerli” hissediyor. Büyük bir kısmı mola verme konusunda üzerinde baskı hissediyor ve yine çok sayıda çalışan yaptıklarının asla “yeterli” görünmediğini belirtiyor.

İş yerinde tükenmişliğin kritik bir düzeye çıktığını görmemiz hiç de şaşırtıcı değil, en çok kadınlar ve beyaz olmayan insanlar zarar görüyor. Bu yıl, bu eğilim daha da kötüleşecek gibi duruyor. Ekonomik baskılar arttığında ilk olarak İK bütçeleri darbe alır ve İngiltere iş dünyasındaki liderler; bir ekonomik durgunluğun, şirketlerin özellikle esnek çalışma, beceri geliştirme ve çalışan refahı alanlarında, pandeminin yol açtığı ilerlemeyi “olduğu noktaya geri döndürdüğünü” göreceğine dair endişelerini dile getiriyor. Bu mantıksız bir hareket olurdu; yeteneğe dayalı bir endüstri olarak çalışanlarımız en değerli varlığımızdır.

Büyük bir yetenek krizi, ücretlerdeki enflasyon ve en iyi yetenek için diğer sektörlerin (gelişmekte olan yaratıcı ekonomi dahil) devam eden rekabetini kapsayan garip bir dönemden geçerken, çalışan deneyimi hiç bu kadar önemli olmamıştı. Daha önce böyle değildiyse bile iş hayatında insanlara önemli olduklarını hissettirmek artık her liderin temel işi.

Terapi ve akıl sağlığı hizmeti veren Self Space’in Kurucu Ortağı Jodie Cariss, iş yerinde önemli hissetmenin ardındaki psikolojiyi şöyle açıklıyor: “Bizim için en önemli olan şeyleri düşündüğümüzde, gerçekten anlamdan bahsediyoruz. İnsanlar olarak her şey bizim için anlamlı olduğunda bunu başkalarına iletme, dünyada arama ve minnettarlığımızı ifade etme olasılığımız çok daha yüksek.” diye açıklıyor. Bu sadece çalışan mutluluğunu ve üretkenliğini artırmakla ilgili değil, personelin ciddi şekilde hastalanmasını ve/veya sürüler halinde işten ayrılmasını önlemenin kritik bir parçası.

Bireyler için neyin gerçekten önemli olduğunu anlamak ve kendilerini gerçekten değerli hissetmelerini sağlamak için yaygın, alışılagelmiş refah politikalarının ötesine geçmeyi gerektiriyor. Bu nedenle, bu karmaşık bir alan ancak insanlarımızın özgün, doğal ve (en önemlisi) zorlanmadan önemli olduklarını hissetmelerini sağlamaya yardımcı olabileceğimiz beş somut yol olduğuna inanıyorum.

Özgünlüğü savunun… ve dağınıklığı

İnsanların sadece “iş yerindeki benliklerini” değil, tüm benliklerini paylaşmaya açık olmalarına izin verin ve bunu teşvik edin.

Kapanma ve devam eden hibrit çalışma düzeni, bu engellerin yıkılmasına yardımcı oldu; iş hayatında ve iş dışında önemli olmanın anahtarı olan gerçek, anlamlı ilişkileri yaratmak için önemli bir ilk adımdı.

Aynı şekilde, insanları kendi yollarını bulmaları ve bunu yapmanın yaratıcı faydalarını elde etmeleri için özgür bırakın. İşler “planlandığı gibi” gitmediğinde ise onları sorumlu tutmayın; doğaçlama yapan ve uyum sağlayan (kısacası, dağınık olan) insanları destekleyin.

Terapiyi herkese erişilebilir kılın

Tükenmişliğin eşiğindeki insanlar, genellikle ya farkında değildir ya da konuşmak ve yardım istemek istemezler. Her iki durum da, terapi kolayca erişilebilir ve sıradan hale getirildiğinde ele alınabilir. Bu, kendinizi daha iyi anlamak için önemli bir ilk adımdır. Self Space ise bu erişimi sağlayan bir firma.

Örnek yoluyla dengeyi teşvik edin

Liderler, kendilerine özen göstererek başkalarına örnek olmalı, onların da kendileriyle ilgilenmelerini bu şekilde teşvik etmeli. Hayatın sadece iş olarak görülmemesi gerektiğini ve bir denge oturtturmanın da şart olduğunu göstermelidirler. Çalışmak, yeteneklerimizi kullanmak için bir zemin sağlar, ancak hayatınız fayda görmedikçe hiçbir anlam ifade etmez.

Dinleyin ve meraklı olun

Hem söylenenleri hem de söylenmeyenleri dinleyin, ikisi genellikle farklıdır. Herkesin özgürce konuşması için bir alan ve doğru kişilerin bunu duymasını sağlayacak sistemi oluşturun.

İnsanları etkileyebilecek günlük sorunları tartışmak için ayda bir toplanmalarını ve bunları ele alabilmek için liderlik ekibine iletmelerini isteyin. Bu, çalışanların gerçekte ne hakkında endişe duyduğunu anlayabilmenin yararlı bir yoludur ve lider pozisyondakilere olan odağı dağıtır.

Merak duymayı geliştirin ve teşvik edin. Böylelikle varsayımlara güvenmek yerine her zaman çevrenizdeki insanları (endişelerini, motivasyonlarını anlamaya çalışarak) daha yakından tanımış ve sonra öğrendiklerinizi ekipler ve departmanlar içinde paylaşmış olursunuz.

Yardım odaklı olarak insanların bunalmış ruh halini bertaraf etmeye çalışın

Yakın tarihli bir araştırmaya göre; Birleşik Krallık’taki dört çalışandan neredeyse üçü geçen yıl bir noktada “bunalmış veya başa çıkamayacak durumda” hissetmişti. Bunun en önemli nedeni, yardım isteyebileceği bir ortamda olmadığını düşünmesiymiş.

Bir liderin sorumluluklarından biri de yardım etmektir. Bu nedenle mümkün olduğunda bunu teklif etmek ve gerektiğinde profesyonel veya kişisel bağlamda herkesi yardım istemeye cesaretlendirmek önemlidir. 

İleriye bakan liderler, bütçeler daraldığı anda bunları göz ardı etmemeli, onlara rehberlik etmesi için pandemide edindiği dersleri muhafaza etmeli. Bir sonraki kriz ne olursa olsun, ekiplerine ihtiyaç duydukları desteği, takdiri ve esnekliği verirken başarılı olacaklarına güvenenler, büyüme için en iyi ortamı yaratmış olacaklardır.

James Fox

Havas Londra Baş Müşteri Yetkilisi

 

Bu içerik ilk olarak Campaign Türkiye’nin 132. sayısında yayımlandı.