artwork

Daha fazla sohbet, daha az aksiyon

3 yıl önce

0

Mother Ortağı Katie Mackay ‑ Sinclair, iş arkadaşlarımızla temasta kalmanın hem bireysel sağlıkla hem de sağlıklı bir çalışma ortamı yaratmakla olan ilişkisine ışık tutuyor.

Doğum izninden sonra evden işe dönen bir arkadaş, dönüşünün birinci yıl dönümünü kutladı. Ben de bu zamanın yarısında geri döndüm ve bir yere gitmeyi ne kadar özlediğimi yeni anladım.

Dünyanın dört bir yanına uçakla yapılan iş seyahatlerini değil; günlük evden işe, işten eve gidip gelme; gerçekten size arkadaş gibi yakın olan meslektaşlarla bir toplantıya gidiş ve dönüş yolculuğu; daha önce planladığınız bir iş öncesi yapılan yürüyüşler ve aktiviteler… Arkadaşlarla ve insanlarla paylaşılan geçici anlar… Aslında gün içinde büyük bir işe kalkışmadan önce geçirdiğiniz bu zamana isterseniz ön sevişme de diyebilirsiniz.

Filmi görmeden önce izlediğimiz fragmanlar veya hızlı treninin yavaşça yukarı tırmanışı gibi, ön sevişme ile tanışmak hem heyecan hem stres yaratıyor. En sıradan sabah toplantısı bile – hadi buna ‘hızlıca’ yapılan diyelim – bir tür ön sevişme gibi. İnsanlara nasıl olduklarını soruyoruz – İngilizler en korkunç hafta sonunu geçirmiş olsalar bile “iyi” diye yanıtlarken diğerleri soruyu doğru bir şekilde yanıtlıyor. Ajans liderleri de sohbete katılıp paylaşımda bulunduğunda daha da tatlı hale gelen, psikolojik olarak kendimizi güvende hissettiğimiz bir geyik muhabbeti yapıyoruz.

Bu sadece bir anekdot değil. Harvard Business Review da aynı fikirde. Yakın zamanda bir araştırma yapıldı ve 150’den fazla çalışan yetişkin anketi yanıtladı. Sonuçlar, katılımcıların daha çok sohbet ettikleri günlerde daha olumlu duygular ve daha az tükenmişlik yaşadıklarını gösterdi.

Bu durum, her gün biraz daha mutlu hissetmekten daha fazlasına işaret ediyor. Araştırmacılar, dokuz yıllık bir dönem boyunca 7000’den fazla insanın katıldığı, 1979’da yapılan bir çalışmada, en az sosyal iletişime sahip olanların, en çok sosyal temasa sahip olanlara göre iki kat daha yüksek ölüm oranlarına sahip olduğunu buldular. Daha yeni çalışmalar, sosyalleşmenin ölüm oranı üzerindeki olumlu etkisini, sigarayı bırakmaya benzer şekilde ilişkilendirdi.

Bir toplantıdan önce kafa açmak adına geyik muhabbeti yapmanın, hepimizin daha uzun ve daha sağlıklı hayatlar yaşamamıza yardımcı olabileceğini mi söylüyorum? Sanırım öyle çünkü bunların hepsi bir şey ifade ediyor. İlişkiler ve arkadaşlıklar kuruyorlar. İnsanların yaratıcı olabilecek kadar rahat hissettikleri ortamı yaratmak; risk almak, harika işler yapmak veya yapılan işleri satın almak, sorular sormak, başarısız olmak ve deneyimlerden öğrenmek… Ajanslar için bu, ürettiğimiz iş kadar birbirimizle, müşterilerimizle ve ortaklarımızla ilişkilerimizi nasıl yürüttüğümüz anlamına geliyor ve ön sevişme buluşması da bunun ayrılmaz bir parçası.

Bunun üzerinde daha sıkı çalışmaya devam etme ihtiyacı, dünya eski haline dönünce artacak. 

Salgının neden olduğu izolasyon sürerken, iş ve ev arasındaki ayrımlar; zihin, beden ve ruh tamamen anlamsal (semantic) olduğunu kanıtladı. Hepsi tek bir şey, tek bir akış, tek bir sistem. Bize denge, destek ve nihayetinde güvenlik sağlayan duygusal bağlantılara öncelik vermeye hiç bu kadar ihtiyaç duyulmamıştı.

Bu yüzden insanların trenlerde, kafelerde, kısacası her yerde konuşmalarını izleme ve dinleme fırsatını özlerken bir yandan da her geçen gün daha fazla odaklanabilmenin rahatlığını yaşıyorum.

Bunu sanal bir dünyada nasıl gerçekleştiririz? Nasıl daha iyi hissedebilir ve dayanılmaz derecede garip olmasını nasıl engelleyebiliriz? Daha önce hiç karşılaşmadığımız halde buna nasıl yön vereceğiz? Üretim, dakikaları sayarken durum nasıl gelişecek? Ciddi bir boyuta ulaşmadan sohbeti nasıl ilerletebilirim?

Sektör olarak karşı karşıya olduğumuz daha pek çok tartışmalı soru var ancak çalışanlarımız olmadan bir hiç olduğumuz için, her gün yapabileceğimiz en önemli şey biraz daha fazla diyalog kurmak olabilir.

Katie Mackay ‑ Sinclair

Mother Ortağı

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 111. sayısında yayımlanmıştır.