Claire Beale: “Sorrell’in gidişinden sonra hiçbir şey aynı kalmayacak”

6 yıl önce

Campaign Global Yazı İşleri Müdürü Claire Beale, Sir Martin Sorrell’in gidişini yazdı.

Sir Martin Sorrell’in gidişi son zamanlarda yaşanan karmaşayı bitirecek ama büyük değişimler de yaşanacak. Kesin olan tek bir şey var: WPP de sektörümüz de bir daha asla aynı olmayacak.

Sir Martin Sorrell’in WPP’den ayrılmasının onlarca yolu arasında – muhteşem bir satış yaparak, yerini iyi yetiştirilmiş bir veliahta sessizce bırakarak, bir tabut içinde taşınarak (onu en iyi tanıyanlara göre en olası görünen seçenek) – “görevi kötüye kullanma” soruşturmasının ardından istifa etmesi, en az beklenenlerden biriydi.

Cumartesi akşamı geç saatlerde personele gönderilen bir açıklamada Sorrell, “Şu anda yaşamakta olduğumuz karmaşa işimiz, 200.000’i aşkın çalışanımız, onlara tâbi olan yaklaşık 500.000 kişi ve 112 ülkedeki müşterilerimiz üzerinde çok fazla gereksiz baskı oluşturuyor. Bu nedenle, sizlerin, müşterilerimizin, hisse sahiplerimizin ve paydaşlarımızın yararına, kenara çekilmemin en iyisi olacağına karar verdim” cümlelerini kullandı.

Sorrell’i tanıyanlar, hemen siperlerini kazmaya başlayacağını ve ölümüne savaşacağını düşündüler. Ama o istifa etti. Dolayısıyla soruşturmanın içeriğini ve çıkan sonuçları resmi olarak öğrenme ihtimalimiz pek yok. WPP’nin duyurduğu üzere, “Sir Martin hakkında görevi kötüye kullanma suçlamasıyla açılan soruşturma tamamlandı. Suçlamalar maddi tutarları içermiyordu.”

Ne dilediğinize dikkat edin

Sorrell hakkında görüşünüz ne olursa olsun, kendisi son 30 yılda olağanüstü bir iş adamı olduğunu kanıtladı.

WPP’yi bir hiçten 15 milyar sterlin değerinde, dünya lideri bir İngiliz şirketine çevirdi, hem Londra’da hem de daha geniş mesleki topluluklarda şöhret kazandı ve tüm sektörü ileri taşıdı. İster iş zekası nedeniyle ona hayran olun ister sektörün kalbini söktüğü için ondan nefret edin ister her iki bakış açısını da benimsemiş olun, Sorrell saygıyı hak ediyor. En azından elimizde “görevi kötüye kullanma” iddiasıyla ilgili bir detay yokken.

Sektörün en büyük devinin düşüşü üzerine ellerini ovuşturmaya başlamış olanlara söyleyebileceğim tek bir şey var: “Ne dilediğinize dikkat edin.” Bu gidiş, kazandırdığımız değeri hâlihazırda sorgulayan müşteriler açısından pek bir fark yaratmayacak. Ancak zayıflamış bir WPP de İngiliz reklamcılığına fayda sağlayamaz. Müşteriler ve analistler holding şirket modeline tamamen karşı durmaya başlamazlarsa, güçlü bir başkan tarafından yönetilen güçlü bir WPP kesinlikle daha fazla tercih edilir.

Şimdi ne olacak?

WPP’nin labirent gibi yapısını, onu ardı ardına yaptığı anlaşmalarla kurmuş Sorrell kadar iyi yönetebilecek birini hayal etmek zor. Sorrell’in aşırı kişisel bir şekilde üstlendiği sorumluluk olmadan şirket yine acımasızca rekabetçi kalabilecek mi? Kalamayacaksa, satılması veya parçalanması, yönetim danışmanlığı şirketleri tarafından sindirilmesi veya risk sermayedarları tarafından yönetilmesi daha mı iyi olacak? Peki ya Kantar’ın satışı konusunda spekülasyonlar da alıp yürümüşken, parçalarını kaybedip bir deri bir kemik kalması tercih mi edilir? Bu senaryoların hiçbiri Ogilvy ve MediaCom gibi sektörümüzün en büyük ajans markaları için parlak bir gelecek vadetmiyor.

Yerine gelecek kişi açısından bakacak olursak, şimdi Andrew Scott ile birlikte COO pozisyonuna atanmış olan Wunderman CEO’su Mark Read, içeriden atanabilecek en iyi aday. Bazıları yepyeni bir başlangıcı işaret etmesi ve Sorrell sonrası dönemi başlatması için tamamen yeni bir aday aranacağını söylüyor. Yönetim kurulu Sorrell’in yerine kimi seçerse seçsin, yeni patronun WPP’de büyük değişiklikler yapmak için hemen kolları sıvaması gerekecek. Görevi kötüye kullanma iddiasıyla ilgili bilginin yokluğu, Sorrell’in hikayesi etrafında şekillenen konuşmaların odağına WPP modelini oturtuyor. Büyük markalar reklam pastasının giderek daha da artan bir kısmını şirket içine alıp masrafları ve birlikte çalıştıkları ajansların sayısını azaltmaya çalışırken, WPP gibi şirketler ciddi baskı altında kalıyor. WPP’nin en parlak örneğini oluşturduğu “pazarlama iletişimi devleri” hâlâ amaca hizmet ediyor mu?

Bu model, büyümenin çoğunlukla satın almalarla gerçekleştirildiği, mevcut ortamda hantal ve yönetilmesi zor görünen bir model. Tartışmaya açık şekilde, bu model aynı zamanda, reklam sektörünün metalaştırılmasına neden olup yaratıcılığı değersizleştirmiş, bireysel girişimciliği boğmuş ve işin temeline fikirden ziyade hacmi yerleştirmiş bir model.

Geçtiğimiz yıl boyunca WPP’nin hisse fiyatları düşüşteydi. Sorrell’in gidişi son zamanlarda yaşanan karmaşayı bitirecek ama önümüzdeki aylarda herkes WPP’de büyük değişimler yaşanmasını bekleyecek. Kesin olan tek bir şey var: Şirket de sektörümüz de bir daha asla aynı olmayacak.