Publicis İstanbul Executive Creative Director’ı Can Faga, Cannes Lions 2018 deneyimini anlattı.
İzlenimler
Cannes Lions, geçtiğimiz yıllara oranla hayli sakin geçti. Bir bayram haftasının İstanbul’u gibi, salonlarda kuyruk olmuyor, restoranlarda kolayca yer bulunuyor ve ödül kazanan işleri sessiz sakin inceleyebiliyorduk. Benim de bağlı bulunduğum Publicis Group’un 1 yıllık ödüle katılmama kararı bu durumun başlıca sebeplerinden biri. WPP tarafında da bir yasak olmamasına karşın, ödül harcamalarında ciddi bir kısıtlama ve ödüle katılacak işlerde gözünün yaşına bakılmayan bir seçiciliğin hüküm sürdüğü kulağımıza geldi. Dolayısıyla hem insan sayısı hem yarışan iş sayısında ciddi bir düşüş yaşandı. Şahit olduğum kadarıyla %40 kadar bir düşüş söz konusu.
Jüri deneyimi
Son iki senedir yeni bir jüri sistemiyle ilerliyor festival. Bir jüri kısa listeleri belirliyor, diğeri verilecek ödülleri. Herkes binlerce işe bakınca, bunalmanın da etkisiyle haksızlıklar yaşanabiliyordu. Yeni sistemle daha odaklı çalışıp daha adil bir eleme yapılabiliyor.
Bu sene katılımın az olmasına rağmen yine içinizden kendinize sert küfürler savurduğunuz işler çıktı. Her zaman basit olan kazanıyor. “Ben bunu nasıl atladım, benim aklıma neden gelmedi?” dedirtiyor ödül alan birçok iş. “Yok ya, ben bunu hayatta akıl edemezdim” dediği bir iş oluyor mu insanların, merak ediyorum. Bir zamanlar düşündüğünüz ya da oralarda dolandığınız ama gerek müşteri gerek işçilik gerekse zamanlama olsun, hiçbir zaman vurucu bitirişi yapamadığınız işler en kıskandığınız işler oluyor.
Kendi jürimde karşıma çıkan Budweiser işi benim için yılın en basit ama en özel işi oldu. Güzel iş sayısı çok fazla ama bazıları unutulmaz oluyor işte. Budweiser tarihi, rockstar’lar resmi geçidi. Fakat hiçbirinin ne ismini ne cismini kullanabiliyorsunuz teliflerden dolayı. Dolayısıyla bir ilan, dijitalin nimetlerini kullanıp internete aramanız gereken sözcükleri size söylüyor. Ve o kelimeleri yazdığınızda karşınıza ünlülerin tarihte Budweiser içtikleri fotoğraflar çıkıyor. 5 tane keyword size belki de 5 milyon dolarlık bir fikrin kapılarını açıyor. Sinir bozucu derecede basit.
Trendler ve öngörüler
Son 2 yıldır olduğu gibi festival bu sene de kadınlara odaklıydı. Taciz konuları, gelir adaletsizliği, şiddet gibi alt açılımlarla birlikte onlarca iş çıktı karşımıza. Sadece iş olarak değil, konferanslarda da önemli bir süre aldı bu konu. Bu, Cannes’a özel bir mevzu değil tabii ki. Tüm dünyada kadınların hak ettiği saygıyı görmesi için çok kıymetli fikirler ve organizasyonlar hayata geçiyor. Markaların öncülüğünde konuya gösterilen hassasiyet sevindirici.
Gerçek işler, bütçeden bağımsız büyük işler, değer yaratan, hayata anlam katan işler yapmamız lazım. Günlük hayattan çıkıp büyük resmi görmemiz lazım. Aldığınız 1 ödülün aldığınız 145 ödülden çok daha büyük bir değeri olabilir. Fikirler bugün hiç olmadığı kadar değersiz fakat hiç olmadığı kadar da etkili. Küsmeyen kazanır.
Can Faga: “Yine içinizden kendinize sert küfürler savurduğunuz işler çıktı” yazısı ilk kez Campaign Türkiye’nin 79. sayısında yayımlandı.