Can Aksüyek: Deneyimin reklamın kendisi olduğu döneme geçiyoruz

Deneyimsel pazarlama, markalara tüketiciyle etkileşime geçmek için yepyeni fırsatlar yaratırken kreatifleri de yeni fikirlerin heyecanıyla yaşatıyor. İletişim çalışmalarında giderek daha fazla yer edinmeye başlayan bu strateji hakkında görüşlerini almak üzere sözü marka ve ajanslara verdik.

Can Aksüyek

Being Çözüm CEO’su

Güç artık tüketicide. Bu gücün farkında olan tüketici markalardan daha fazla talep ediyor. Yakın zamana kadar pazarlama bütçelerinde ek kalem olarak görülen deneyim pazarlaması bugün bütçelerinden ciddi bir şekilde pay alır oldu. Tüketiciler artık bir reklamı sessize alabiliyor, değiştirebiliyor veya tamamen kapatabiliyor. Ama bir aktiviteye dahil olmak veya deneyimin parçası haline gelmek tercihli bir karar.

Artık deneyimin kendisinin reklamın kendisi olduğu bir döneme geçiyoruz.

Deneyim pazarlama kulağa büyük geliyor ve özellikle teknolojiyi çağrıştırıyor. Önemi olan fikrinizin büyük çaplı, kompleks ve ağır teknolojiler barındırması değil, insanlara dokunan bir deneyim yaşatması. Belki trend değil ama en kritik olduğunu düşündüğüm temel yöntemleri “şaşırt”, “anlamlı kıl”, “dahil et”, “paylaşım sağlat” olarak özetleyebilirim.

Mesajınızın önüne insanlara görecekleri, duyacakları, tadabilecekleri ve yapabilecekleri bir şey koyduğunuz zaman, tek bir reklamdan çok daha güçlü, pozitif bir hatıra yaratıyorsunuz. Zaman içerisinde bir gün geldiğinde markanızı çok daha heyecanla hatırlayacak ve konuşacaklardır. Bu bağı kurduğunuz zaman ileride reklamınızı gördükleri zaman da daha duyarlı olma ihtimalleri çok yüksek. Aynı şekilde kötü bir deneyim de ters etki yaratacaktır.

Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye Kasım 2017 sayısında yayımlandı.