artwork

Bilge Çiftçi: “Kariyerimin başındaki halime 5 tavsiyem var”

6 yıl önce

0

Yıllarca Vodafone Türkiye’nin Marka ve Pazarlama Stratejisi Direktörü olarak görev yapan ve Vodafone’un pazar payını %32’ye çıkaran Bilge Çiftçi, kariyerini Vodafone UK’de sürdürüyor ve gençliğine bazı tavsiyelerde bulunuyor. “Kariyerimin başındaki genç halime sayfalarca tavsiyede bulunabilirim ama en öne çıkan beşini sıralıyorum” diyen Çiftçi, yönetici pozisyonunda olan veya olmayı planlayan herkesin kulağına küpe olması gereken önerilerde bulunuyor.

Göreve değerini siz kazandırırsınız

Nerede olursanız olun, karşınıza her zaman çok prestijli işler, görevler ve projeler çıkacak. Elbette küçük, önemsiz, sonuca ulaşmaması muhtemel, kimsenin dokunmak istemediği görevler de olacak.

Ben, bu işlerin her iki türünü ve daha fazlasını yaptım. Bazı küçük, istenmeyen işler bana çok büyük kapılar açtı. Bu projelere kimsenin göstermediği özen ve sunmadığı destek sayesinde bizzat ben, çözüm bulmak için daha yaratıcı, becerikli ve uyanık olmak zorunda kaldım.

Bütün farkı yaratan, sizin isteğinizdir. Büyüklüğünden ve küçüklüğünden bağımsız olarak her işte elinizden gelenin en iyisini yapmalısınız.

İnsanları yönetmeye başladığınızda, yöneticinizden beklentilerinizi düşünün

Çok çalışacaksınız, büyük işler başaracaksınız, yükseleceksiniz ve bir gün uyandığınızda kendinizi insanları yönetir halde bulacaksınız.

Ne yazık ki uyandığınızda beyninize “Yönetici 1.0” yazılımı yüklenmemiş olacak. Bu süreçte muhakkak birtakım liderlik ve yöneticilik dersleri alacaksınız ama ilk günden itibaren size kılavuzluk etmesi gereken bir prensip var.

Fikirlerinize ve görüşlerinize saygı duyulmasını istiyor muydunuz? Neyi neden yaptığınızı bilmek istiyor muydunuz? Yeri geldiğinde yeni çözümler denemeyi, yeri geldiğinde yöneticinizden destek almayı istiyor muydunuz? Kendiniz olmayı ve bir kutuya sıkıştırılmamayı istiyor muydunuz? Başarılı olduğunuzda öne çıkmayı, elinizden geleni yaptığınız halde başaramadığınızda korunmayı ve destek görmeyi istiyor muydunuz? Bunların hepsini ekibinize de yapın.

Yöneticinizin en ufak detaylara bile karışmasından nefret ediyor muydunuz? Hiçbir destek vermeden problemleri üstünüze yığmalarından sıkılıyor muydunuz? Kendi kararlarınızı alamamaktan ve aynı senaryonun 575 kez revize edilmesinden gına gelmiş miydi? Açıklama olarak “Çünkü patron benim” cümlesini duyunca saygınızı kaybetmiş miydiniz? Bunları yapmayın. Hiçbir zaman.

Ne pazarlıyorsanız pazarlayın, işiniz müşterinizi anlamakla başlar

FMCG pazarlamacısı, sağlık pazarlamacısı veya otomobil lastiği pazarlamacısı diye bir ayrım yok. İyi bir pazarlamacıysanız, her ürün ve hizmeti pazarlayabiliyor olmanız gerek.

İzlemeniz gereken basit prensip şu: Müşterilerinizi birer insan gibi görerek anlamaya başlayın. Onları sosyo-ekonomik sınıfından, demografik özelliklerinden ve havalı isimleri olan davranışsal segmentlerinden arındırın. Hayatlarını, ihtiyaçlarını, hayallerini, endişelerini anlamaya çalışın ve markanızın bunlara nasıl cevap verebileceğini çözmeye çalışın.

Bu prensibe bağlı kalmanız, değişen koşullara ve işlere uyum sağlamanızı kolaylaştırır. Çünkü hayat da insanlar gibi dinamiktir. Hayatın farklı dönemlerine, değişen ekonomik ve politik koşullara göre onlar da değişirler. Müşterilerinize yakın olursanız bu değişimleri gözden kaçırmaz, stratejilerinizi, planlarınızı ve kullanacağınız araçları onlara uyarlayabilirsiniz.

Kişisel değerinizi koruyun ve gösterin; aynı durum markanız için de geçerli

Samimiyet, tutarlılık, adalet, başkalarına ve dünyaya saygı geçici hevesler değildir ve pahalıya mal olduğu zamanlarda bile bu değerlere sadık kalmak gerekir. Bunu uygulamamak, uzun vadede muhakkak daha fazlasına mal olur. Aynı durum markalar için de geçerlidir. Bu nedenle markanızın belirli değerlere sahip olduğundan ve bunları gösterdiğindem emin olun.

Kendinize özen gösterin

Sevdiğiniz ve değer verdiğiniz insanlarla vakit geçirin, seyahat edin, ilginç bir şeyler yapın, yeni şeyler öğrenin, gardroplarınızı düzenleyin, tatillerinizi aksatmayın ve iyi beslenin.

Hayat bir maratondur ve her zaman 100 metre koşusu performansı gösteremezsiniz. Enerjinizi korumayı ve yeniden kazanmayı öğrenin. Size uygun olmadığınızı düşündüğünüz konularda hayır demeyi bilin. Bunun alternatifi iyi değil. Bu konuda bana güvenin.

Bilge Çiftçi,

Vodafone UK Marka Müdürü ve Bölge Pazarlama Yöneticisi