artwork

Audi RS e-Tron GT

1 yıl önce

0

Audi e-Tron serisinin en güçlü modeli olan GT RS, kanınızdaki adrenalin seviyesini maksimuma çıkarmaya aday görünüyor.

Genelde yazılarımın son paragrafında yaptığımız yorumu bu kez ilk paragafa almam gerekecek sanıyorum. Audi RS e-tron GT şimdiye kadar sürdüğüm en iyi elektrikli otomobillerden biri. Net. Kudretli, baştan çıkarıcı ve inanılmaz derecede güçlü. E-tron GT, Volkswagen Grubu gibi küresel bir holdingin parçası olmanın neden bazen işe yaradığının mükemmel bir örneği. Audi, önceden var olan EV mimarisini daha sportif bir pakete sıkıştırmaya çalışmak yerine, kardeş şirketi Porsche tarafından ilk tamamen elektrikli spor otomobili Taycan için kullanılanı ödünç almış.

Sonuç, bir elektrikli spor sedanın olması gereken her şeye sahip: hızlı, gösterişli ve geleneksel tasarıma bağlılığı konusunda biraz inatçı. Bazı elektrikli otomobiller sadece otomobil şeklindeki üst düzey bilgisayarlar olsa da, Audi RS E-tron GT öncelikle bir otomobil olmakla ilgilenmiş görünüyor. Audi’nin klasikleşen ve diğer içten yanmalı modelleriyle aynı yazı font’larına sahip büyük bir dokunmatik ekran, sürüşte her şeye hemen karışmayan yarı otonom güvenlik sistemi, yeterince büyük bir banka hesabı olan birinin bir satın alma kararından önce duraklaması için herhangi bir neden verecek hiçbir şey yok.

E-tron GT’nin içine adım atmak tanıdık bir dünyaya girmek demek. HVAC sistemi için bir dokunmatik ekran ve fiziksel düğmeler var. Hava menfezleri gerçek. Tesla’nın hakim olduğu bir EV dünyasında tuhaf görünebilecek bir orta konsol, vites kolu ve diğer fiziksel butonlar mevcut. Bu, ne agresif bir şekilde küçültülmüş bir EV iç mekanı ne de duyuları bunaltmak için tasarlanmış. Elbette çok fazla karbon fiber var – belki çok fazla? – ancak iç mekanın genel görünümü şık ve kompakt. Ön koltuk alanı geniş ama kokpit fark edilir derecede dar ve arka camdan dışarıyı görmek sınırlı. Alçak yüksekliği ve küçük kapı açıklıkları sayesinde bu otomobile şişko halimle binip inmeye çalışırken kaslarımı zorlamış olabileceğimi düşünüyorum. Bir diyete girmeyi bu otomobile inip bindikten sonra daha ciddi düşünmeye başladığımı söyleyebilirim.

Bazıları, E-tron GT’nin sadece yeniden yapılandırılmış bir Taycan olduğunu ve tamamen haklı olduklarını iddia edebilir. Ve bunda yanlış olan ne? Taycan aynı zamanda harika bir elektrikli spor otomobil. Yan yana geliştirildiler ve hızlı şarjı mümkün kılan 800 voltluk etkileyici bir mimariyi paylaşıyorlar. E-tron GT’nin biri ön aksta diğeri arkada olmak üzere çift elektrik motoru, bu modelde 440kw (590bg) güç sağlamış ve nefes kesen kalkışlar sağlayan yenilikçi iki vitesli şanzımanla bu güce hükmedebiliyorsunuz.

İstanbul’un trafik şartlarından dolayı normal olarak şehir içi trafiğinde ben de günlük akışa uyarak comfort modunda sakin bir sürüş yaptım. Otomobilin elektrik tüketimi de bu bağlamda beni aracı aldığım ilk gün şehri turlarken şarj istasyonu aratmamı düşündürmedi. Ertesi gün ise İstanbul’un şehir merkezlerinden uzak müsait ve temiz yollarda Audi e-Tron ailesinin en güçlü versiyonu olan RS GT’nin kudretini fazlasıyla deneyimleme imkanı buldum. İnanılmazdı. Gaza her yüklendiğimde kendimi o deri sportif koltuklara adeta gömülüyor gibi hissediyor, inşallah bu 98 kiloluk şişko gövdemle koltukları genişletmemişimdir diye kendi kendime espri yapıp gülümsüyordum.

Direksiyonun tepkilerinin doğru olduğunu sürekli hissettim ve ve sürücüye yolu iyi bir şekilde anlamasını sağlamak için hafif gövde sallanmasıyla bana yanıt verdi de diyebilirim. RS, standart olarak tork vektörleme ve arka aks yönlendirmesi almış. Kama şeklindeki gövde, özellikle virajlı yollarda kendini ustaca idare etti ve frenleri Audi’yi hızdan aşağı çekmede son derece etkiliydi. Bu aslında iyi, çünkü bu otomobili sürerken frenleri çok kullanma eğiliminde olmanız eşyanın tabiatı gereği. E-tron GT’yi sürerken sonik nüansları duymamak imkansız değil. Son zamanlarda kullandığım diğer çeşitli EV’lerden çok da farklı olmayan bir dijital vınlama sesiyle baş başa kalıyorsunuz.

Audi, bazı rakiplerinin aksine çoğu EV’de tipik olarak sunulan tek pedallı sürüşe sahip değil. Direksiyon kolonundaki artı ve eksi kanatçıklarla etkinleştirilen maksimum rejeneratif frenleme aracı o kadar yavaşlatmıyor. Bu durum pil gücüne geçiş konusunda şüphe duyan bazı hayranları kazanmaya yardımcı olabilir. Ama tek pedallı EV sürüş hayranlarını da hayal kırıklığına uğratabilir.

Sonuca gelince. Audi RS e-Tron GT heybetli gövdesi, tamamen sportif sürüş odaklı bir model olsa da şehir içinde sakin sürüşlerde de sıkmayan ama gaz pedalına da yüklendiğinizde tüm heybetini size anında sunabilen bir model. Hatta park ettiğiniz anlarda ilgi dolu bakışlara sahip olmanız da pastanın çileği de diyebilirim.

 

Ömer Erdem

Lift Content Factory Kurucusu

 

 

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 130. sayısında yayımlandı.

Senin için
Tümünü göster
BOM Karting Takımı Yeni Genç Pilotlarını Tanıttı

Borusan Otomotiv Motorsport (BOM) Karting Takımı, 2024 Türkiye Karting Şampiyonası...

Yeni Volkswagen Tiguan Satışa Sunuldu

2007’den bu yana 7.6 milyonun üzerindeki satış adediyle 2018’den günümüze...

Yeni Renault Captur’un Dünya Lansmanı Gerçekleşti

İçten yanmalı ve hibrit motor seçenekleriyle tanıtılan yeni Renault Captur...