Araştırma bu kadar uzun sürer mi yahu!

Sürer. Araştırmasına bağlı.

Bir kitle mecrasından bahsediyoruz ama diğer kitle mecralarından çok farklı bir araştırma yöntemi gerekiyor açıkhava için. Gazeteyi kimin aldığını saptamanız görece kolay, Peoplemeter’lı ev sakinlerinin davranışı da öyle. İş, 42.000 panel yüzünün önünden geçen insanları saptamaya gelince bu kolaylık ortadan kalkıyor.

İlk çalışma bu panel okyanusunun envanterinin koordinatlarını çıkarmak olarak başladı. Bir yandan bu koordinatlar dijital haritalara yerleştirilirken her biri belirli açılardan resimlendi. Daha sonra yapılacak Görünürlük Ayarlı Temas’ların (Visibility Adjusted Contact – VAC) hesaplanabilmesi için.

Yani? Yani şu: Panelin boyutları nedir?

Yola olan mesafesi kaç metre?

Yola olan açısı ne kadar? Önünde ya da arkasında görünürlüğü etkileyen bir obje, bir karmaşa var mı? Aydınlatılmış mı? Hangi mevsimde, kaç saat gün ışığı alıyor? Hepsini bilmek zorundayız. Özellikle açıkhava mecrası için.

Bir gazeteyi almış olmak, hatta tüm siyasi ya da ekonomik haberleri okumuş olmak 26. sayfadaki reklamı kesin olarak görmüş olmak anlamına gelemeyeceği gibi bir açıkhava panelinin önünden, yanından geçilmiş olmasını gerçek bir temas sayamayız. Ve amaç OTS sayıları ile yetinmek değil de güvenle kullanabileceğimiz  erişim ve frekans ölçümlerine kısacası ‘gerçek’ bir kura ulaşmak olunca kapsamı ve araştırmanın derinliğini genişletmek zorundasınız.

Üstelik panellerin önünden sadece yayalar geçmiyor. Özellikle panellerin bulunduğu ana arterler de yoğun bir taşıt trafiği var. Bu nedenle yaya sayımının yanı sıra bir de trafik sayımı yapmak zorundasınız: Günün hangi saatinde kaç araç geçiyor?  Zor bir sayım değil bu ama sayımı kaç noktada yapmak zorunda olduğunuzu düşünürseniz  projenin ardındaki emek biraz ortaya çıkmaya başlıyor.

Gelecek sayıda biraz daha ayrıntıya girmek üzere mutlu ve başarılı bir yıl dilerim.

Atilla Aksoy
AÇİAK Başkanı

Bu yazı Campaign Türkiye Ocak 2014 sayısında yayınlanmıştır.