artwork

Ajansın vitrini ödül değil, yaptığı iyi iştir

8 yıl önce

0

En çok ödül alan networklerden DDB’yi artık reklam yarışmalarında daha az göreceğiz çünkü Amir Kassaei, “Sektör bir çılgınlık içinde ve bu çılgınlığı durdurmak gerek, sadece konuşarak değil, bir şey yaparak durdurmak gerek” dedi. Biz de, “Peki Medina Turgul DDB bu konuda ne düşünüyor?” diye merak edip ajansın Kreatif Direktörü Gökhan Erol’la bir araya geldik.

Burçin Tarhan: Amir Kassaei’nin ödüllere karşı tavrını koyduğu yazı çok konuşuldu sektörde. Biraz bu bakış açısını konuşalım isteriz. Kassaei, artık DDB’nin yarışmalarda yer almayacağını söylüyor.

Gökhan Erol Evet, Amir’in bakış açısı bu. Her ne kadar “yarışmalara hiç katılmayacağız” demese de DDB’nin yarışmalara daha az işle katılacağı açık. Geçtiğimiz günlerde DDB’nin global yaratıcı konseyini seçti ve konseydeki 12 ismi de reklam dünyasının bugün gittiği rotayı hiç beğenmeyen kreatif direktörlerden oluşturdu. 2015 Cannes’da da bu konuya değinmişti aslında. Bu işler çok tehlikeli bir oyuna dönüşmeye başladı. Asıl işimizin satmak, müşterilerimizin pazarlama problemlerini çözmek olduğunu unutup, var olmayan brief’lere cevap veren, var olmayan işlerle festivallere gidip şov yapmaya çalışıyoruz. Bu işte bir yanlışlık var.

Aslında bunlar bütün ajanslarda ara ara konuşulan konular. Bundan 10 yıl önce de ödüllük işler tartışılıyordu, şimdi de tartışılıyor. Şu bir gerçek ki Cannes’da ödül alan işlerin yüzde 90’ı brief’siz işler. Evet, yaratıcılığın sınırlarını test etme anlamında iyi platformlardır yarışmalar. Bunu bir otomotiv fuarına benzetebiliriz. Ama otomotiv fuarında gerçek ürünler, gerçek araçlar sergilenir, hayatta işimize yarayacak olanlar. Bir de geleceği gösteren konseptler sergilenir. Ama bunun ideal oranı 1’e 10’dur. Yani 9 gerçek ürünün yanında 1 tane gelecek konsepti vardır. Cannes Lions’ta ve diğer yerel ve global yarışmalarda ise tam tersi. 9 tane konsept otomobil var; bu durumda biz neye bineceğiz? Amir de bunu soruyor. Hangi arabaya binip yolculuk yapacağız? “Bunların hiçbiri yok ki ortada” diyor.

Burçin Tarhan Ama aslında DDB en çok ödül alan networklerden.

Gökhan Erol Evet, genelde ilk 3 arasında yer alıyoruz. Kreatif meseleleri en çok sahiplenen, doğasında kreatiflik olan bir network olma iddiasındayız yıllardır. Ama işin geldiği nokta tehlikeli olmaya başladı. Yani varlığından bile şüphe edeceğiniz birtakım ürün ve hizmetlerin kimsenin görmediği kampanyalarına altınlar, Grand Prix’ler veriliyor. Amir de haklı olarak sorguluyor durumu.

Burçin Tarhan Medina Turgul DDB olarak bakış açınız ne yönde?

Gökhan Erol Medina Turgul DDB olarak uydurma brief’lere uydurma işler yapma konusunda pek iyi değiliz. Yine de deniyoruz. Son yıllarda kreatif yarışmalar öyle bir noktaya geldi ki ödüllük iş yapmazsanız yarışmalarda görünmüyorsunuz. İstatistiklere bakarsanız gerçek işleriyle aldığı ödül oranı en yüksek ajansızdır muhtemelen. Günlük hayat içinde gerçek briefler için ürettiğimiz işlerle ödül aldık yıllarca. Ama son birkaç yıldır sektörün geldiği noktada, gerçek işlerin kalitesi çok tartışılabilir bir durumda bence. Ve bu noktada da aldığımız ödül sayısının düşmesiyle, biz de kendimizi zorlayarak böyle fikirler bulduk. “Hadi siz bunu yapın, biz de ödül alalım” dediğimiz işler oldu. Ama çoğunlukla gerçek işleriyle ödül alan bir ajansız ve iddiamız da bu yönde.

Didem Öner Farklı bir bakış açısı ortaya atılsa da ödüller aslında sektörde çok önemli. En azından gençler için önemli değil mi?

Gökhan Erol Tabii ki bütün yetenekli kreatifler ödüllü ajansta çalışmak istiyor. Çünkü kendi portföyünü parlatmak istiyor. Dolayısıyla siz de yeni parlayan, yetenekli, kafası çalışan bir art direktör, yazar, stratejik planlamacı almak istediğinizde vitrininizin kuvvetli olması gerekiyor. O ajansa geldiğinde kendi portföyünü parlatabileceğini düşünmesi gerekiyor. Böyle bir denklem var.

 Burçin Tarhan Sırf gençler için değil reklamveren için de önemli.

Gökhan Erol Doğrudur, ödüller bir yandan böyle bir değersizleşmeye doğru gitmekle beraber bir yandan da bazı müşterilerimiz Kristal Elma, Cannes gibi yarışmalardaki ödül performansımızı takip ediyor. Bazı müşterilerin hiç umurunda değil. Ama ödüller, sadece ajansların bulduğu iyi fikirleri sergilediği ama gerçek hayatta pek de yer kaplamayan fikirlerden oluştuğu şekliyle devam ederse birkaç sene sonra hiçbir müşterinin önemsemeyeceğini düşünüyorum.

Burçin Tarhan Ajansın vitrini dediğiniz ödülleri almazsanız PR’ınızı yapmanız ve müşteri almanız zorlaşmaz mı?

Gökhan Erol Gerçekte ajansın vitrini yaptığı iyi kampanyalardır. Aldığı ödüller değil.

Didem Öner Siz ajansa kreatif alırken de ödülleri var mı yok mu diye bakıyor musunuz? Yoksa yağtığı işlere mi bakıyorsunuz?

Gökhan Erol Burada da aynı denklem var. Bunu ödül perspektifinden çıkarıp business perspektifine sokalım. İyi iş nedir? Hem kreatif hem de etkinliğini ispatlamış iştir. Bir kreatifi işe alırken de aynısına bakıyorum. Stratejik, kavramsal düşünebiliyor mu? Markaların dertlerini çözebilecek biri mi? Çünkü büyük resmi ve markanın pazardaki durumunu anlayabilecek bir insan olduğunu yaptığı işler gösterir. Yaptığı işlerin stratejik derinliğine bakarım. Yaratıcılığının sınırlarını görmek önemli, ama pazarlama bilgisi de önemli. Ajansın da zaten öyle bir ajans olması değerli değil mi? Medina Turgul DDB olarak iddiamız bu. Yıllardır böyleydi, böyle olmaya devam edecek. Çok Kristal Elma’lı, çok aslanlı bir ajans olmak hiçbir zaman birincil hedefimiz olmadı. Hedefimiz hep çok etkin, aynı zamanda çok yaratıcı olmak ve bu ikisini aynı anda yapabilmek oldu.

Yiğit Can Kaytmaz Ödüllerle ilgili konuşmak için bir aradayız ama sizi sık sık bulamıyoruz. Medina Turgul DDB’den de biraz konuşalım isteriz. Hem yapısal hem de yeni iş anlamında. Örneğin 2015’te oldukça fazla sayıda konkur kazandınız.

Gökhan Erol Doğru, son 1 yılda 11 yeni müşteri aldık. 2014’ün sonlarında Metro’yu aldık. Ağustos gibi de “Coğrafi işaretli ürün” kampanyasını yaptık.
Ardından Kentucky Fried Chicken geldi. Onlarla çok sayıda iş yürütüyoruz. Dijitalini de Tribal Worldwide İstanbul yürütüyor. Öyle bir avantajımız da var. Medina Turgul DDB tek başına bir ajans değil. Tuz Ambarı dediğimiz bina içerisinde çok fazla şirket var. En büyüğü Medina Turgul DDB, sonra Tribal Worldwide var. Below-the-line ajansımız Grafis ve prodüksiyon şirketi Profilm var. Aslında Tuz Ambarı bir reklamcılık üssü. Bir müşteri içeri girdiği zaman pazarlama anlamında tüm ihtiyaçlarını karşılayabilir.

Müşterilerimize geri dönersem, KFC’den sonra Ege Yapı, Ülker 8kek, ABC Deterjan katıldı aramıza. ABC işimiz yakın zamanda yayına girdi, kadınlar korosu…
Little Caesars, Özdilek konkurlarını kazandık. Çok yakında da Doritos&Pepsi konkuruna girdik ve başarılı olduk. Dimes’le çalışmaya başladık. Son olarak Atasun Optik katıldı ajansımıza.

Yani geçen sene çok yoğun bir seneydi Medina Turgul DDB için. Çok konkura girip hiç de fena olmayan sonuçlarla çıktık. Biraz yorgunuz ama çok da mutluyuz.

Burçin Tarhan Bu yeni müşterilerden sonra içeride bir yeniden yapılanma gerçekleşti mi?

Gökhan Erol 2015’in başında içeride bir değişiklik yaptık. Kurtcebe Turgul artık İş Bankası’na odaklanıyor. Ben geri kalan müşterilere odaklanıyorum. Bu hem Kurtcebe’nin İş Bankası’ndaki performansını yükseltti hem ben de diğer tarafta bir tık daha fazla sorumluluk aldım. Bu paylaşım ajansın iş sonuçlarında da görüldüğü üzere başarılı oldu diyebiliriz. Stratejik planlama departmanımızda bir değişikliğe gittik ve stratejinin başına Rafineri’den Canan Pehlivanoğlu’nu transfer ettik. O da bütün ekibi yeniliyor. Bu da bizim için yeni bir kan anlamına geliyor.


Bu yazı Campaign Türkiye’nin Şubat 2016 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

Senin için
Tümünü göster
Canva, grafik tasarım yazılımı platformu satın aldı

Canva, grafik tasarım yazılımı platformu Affinity’yi satın aldı...